Siyasi otoriteye göre her ne kadar “işler iyi gidiyor” şeklinde palyatif söylemlerle gündemi belirlemeye çalışsa bile; Türkiye Odalar ve Borsa lar Birliği’nin, haziran/2022 ayında kapanan şirket sayısına dair paylaştığı son istatistiki bilgi lere göre kapanan şirket sayısının, 2021 yılının aynı ayına göre yüzde 115.3 artış gösterdiği açıklanıyor.Bu kapsamda 2022'nin ilk 6 ayında, 2021'in ilk 6 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 20,8, kurulan kooperatif sayısı yüzde 22,4 artarken kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 11,5 azaldı. 2022'nin ilk 6 ayında, kapanan şirket sayısında yüzde 83,3, kapa nan kooperatif sayısında yüzde 138,4, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısın da yüzde 5,5 artış oldu. Buna karşın Haziran 2022'de kurulan toplam 13 bin 562 şirket ve kooperatifin yüzde 86,3'ü limited şirket, yüzde 12,5'i anonim şirket, yüzde 1,2'si ise kooperatif olarak gerçek leşti.Şirketlerin iller bazındaki kuruluş dağılımına bakıldığın da Şirket ve kooperatiflerin yüzde 42,2' si İstanbul, yüzde 8,9'u An kara, yüzde 5,5'i İzmir'de kuruldu. Totalde 2022 yılın da toplam 66 bin 906 şirket ve kooperatif kuruldu. Bu dönemde kurulan toplam 57 bin 725 limited şirket, toplam sermayenin yüzde 74,8'ini, 8 bin 288 anonim şirket ise yüzde 24,5'ini oluştururken; Haziran ayında kurulan şirketlerin sermayelerinin toplamı, mayıs ayına göre yüzde 42,1 oranında artış kaydetti.

* * *

Haziran/2022 ayında kurulan şirketler açısından en fazla dikkat çeken durum 2 bin 228 yabancı ortak sermayeli şirketin 1201'i Türkiye, 153'ü Rusya Federas yonu, 147'si İran ortaklı olarak faaliyete başlaması şeklinde olurken,kuru lan 2 bin 228 yabancı ortak ser mayeli şirketin 194'ü anonim, 2 bin 34'ü limited şirket olarak gerçekleşmiş olması. Diğer taraftan kepenk kapa tan şirketlerin kapanma nedenleri analiz edildiğin de bu sorunlardan en önemlisi astronomik meblağ lara ulaşan aylık kira giderleri ile devasa boyuta gelen yüksek seviyedeki maliyet artışları(elektirik KwS’nin ve doğalgaz m3 fiyatlarına yapılan yüksek zamlar,işçi lik ve personel giderlerinin artması) gibi nedenlerden dolayı olduğu ifade ediliyor.Örneğin uzun geçmişi 1650 yılan daya nan ve 1800’lü yıllarda İzmir’in can damarı

haline gelen Tarihi Kemeraltı Çarşısı Esnafı son yıllarda can çekişiyor. Pandemi döneminde yüzler ce esnafın terk ettiği çarşı şimdi de elektrik başta olmak üzere girdi maliyetlerine gelen zamlarla karşı karşıya. Neredeyse dükkan kiralarını aşan elektrik faturalarını ödeyemeyen küçük esnaf çaresiz kaldı. Bu dönemde daha kısa zamanda daha fazla esnafın kepenk kapatma sının gündeme gelmesi sıkıntılı bir duruma işaret ediyor.

* * *

Sonuç olarak,2020 yılı itibarıyla Covid-19 pande mi sinin yarattığı geniş çaplı daralmanın yanında bir de iktisadi daralma ile desteklenen ekonomik kırılganlığın gündeme oturması; çift rakamda seyreden yüksek enflasyonun geldiği noktada TL: deki ve paranın satınalma gücündeki azalmalarla resesyon (durgunluk) krizine yol açması; sorunu devasa boyuta kadar taşıdığı görülüyor.Geniş perspektif açısından bir değerlendirme yapılırsa; kırılganlık nedenlerinden biri olan döviz açığı açıkça ifade etmek gerekirse Türkiye ekonomisin de “Aşil’in Topuğu ”dur. Türkiye ekonomisi ne yazık ki, “Bütçe Açığı”, “Cari Açık” ve “Tasarruf Açığı” üçlü anaforuna girdiğinden bu durum jeopolitik durumdan kaynaklanan politik ve aske ri risklerle birlikte ekonomiyi kırılgan ve oldukça riskli hale getirmektedir.Bu nun yanında dövize ifrat derecesin de bağımlı duruma gelen Türkiye ekonomisindeki bu kırılganlıklar ve riskler, başta dış kaynak tedarikinde CDS primlerinin yüksek liği olmak üzere büyüme, istihdam, enflasyon, yatırım ve diğer makro değişkenlerde olumsuz etkiler de bulunmak tadır.Türkiye ekonomisinde bu sorunla rın çözümü ise kolay değildir. Dışa bağımlı, düşük teknolojili, düşük katma değerli üretim yapısının mutla ka yapısal dönüşümle sağlıklı bir duruma getirilmesi gerekmekte; sana yi yapısının aslında ihracata yönelik yüksek katma değerli ileri teknolojiye ve marka üret meye yoğunlaştırılması da çok büyük önem taşımaktadır.