Göreve yeni dönemde atanan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek aslına kalırsa zor bir dönemde işe başladı

Ancak şunu da ayrıca belirtmek gerekir ki  zam-enflasyon sarmalında dönüp dolaşıp başa dönmekle değil problemi çözmek sorunun gittikçe çetrefilleşmesine yol açıyor. Nitekim döviz kuru kıskacı içinde; döviz kurunun sebep enflasyonun ise sonuç olması  iktisaden işlerin pek de iyi gitmediğini gösteriyor.Çok tabii olarak bazılarımızca şöyle bir sorunun da gündeme gelerek; çözüm ne olabilir? Sorusuna verilebilecek yanıt ise; halen her şeye rağmen üstünde durmaktan irrasyonel (yani akılcı olmayan) seçeneklerin gündemden düşmemesine karşılık; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in çözüm odaklı rasyonel  politikalara işaret etmesi de boşuna yapılmış bir açıklama değil.
                                   *      *       *
Öyle ki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek i beyanlarıarasında”sabır” kelimesinin özellikle yer alması da bütüncül olarak süresini önceden kestiremeyeceğimiz zaman aralığına mutlak ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Mamafih bu arada  Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, sosyal  medya hesabından, yeni dönemde uygulanacak ekonomi politikasına ilişkin bir mesaj yayımladığı.paylaşımın da "Kurala dayalı politika" vurgusu yapan Şimşek’in, ''Öngörülebilirliği artırmak için kurala dayalı politika taahhüdümüzü teyit ediyoruz. Önceliğimiz güvenilir bir program oluşturmak.''Sözleri dikkate alındığında; ise bu yöndeki en zor işinin piyasalardaki güven tesisi olduğunu anlamamak mümkün değil.Gelinen noktada T.C Merkez Bankası’nın 22 Haziran Perşembe günü yapacağı toplantısı öncesinde yabancı kuruluşlarca öngörülen faiz tahmin  lerine bakıldığında;uzmanların faiz tahminleri yüzde  20-40 arasında değişiyor. 
                                      *      *       *
Çok doğal olarak önümüz deki dönemler açısından eğerTCMB’nin yüzde 15-18 gibi düşük bir faizle başlaması durumunda mevcutbanka faizlerini yakalamak için en az iki faiz artışı daha yapabileceğini öngörmesi ise olası faiz arttırımla rının aşama aşama yumuşak tarzda gerçekleşebileceği noktasında  odaklaşıyor. Çünkü şimdiye kadar TCMB’  nın en son politika faizini %8,5 seviyesine kadar indirirken bazı bankaların aksi bir uygulama ile mevduatta %30-40 lara varan faiz uygulama larıyla verdikleri kredilerden de kazançlarını katlayarak yüksek kârlara ulaşmaları karşısında; yeni durumda TCMB PPK tarafından yeni gerçekleşebilecek faiz arttırımlarının banka iflaslarına kadar varan kriz noktasına ulaşması da kaçınılmaz olacaktır.
                                      *      *       *
Sonuç olarak,faiz çıpasının tanımına bakılırsa gerçekte Merkez Bankası bir faiz hedefi koyarak ekonomideki üretim seviyesini kontrol etmeyi, dolayısıyla enflasyon hedefine uygun bir üretim veharcama seviyesini karşılamayı amaçlamaktadır. Okuyucularımı zın bu durumu en basit tabirle anlayabilmesi açısından;Faizin 
düşük olduğu bir ortamda tasarruf üzerinden elde edilecek gelir de düşük olacağı için harcama eğilimleri artacaktır. Faizin yüksek olduğu dönemde ise yatırımlardan elde edilecek gelir artacak ve harcamalar azalacaktır. Yani bu da demek oluyor ki,önlenmesindeoldukça zorlanılan özellikle çift ve daha yüksek enflasyonun düşürmeye yönelik doğru ve yerinde kullanılması halinde talebi kısan ve dolayısı ile harcamaları düşüren bir olgu olması yönüyle faiz çıpası etkili bir araçtır.Bu tablo dışındaki iktisadi kırılganlık ların piyasa istikrarını allak bullak ettiği noktada ise faiz çıpası etkinliğini sürece göre zamanla yitirmektedir.