Geçmişle ilgili hafızaları güçlü olanlar belki hatırlar lar;”Tarihten eğer ders alınsaydı tekerrür edermiydi?” şeklinde bir sözdü ve darb-ı mesel hale gelmişti.Lakin meğer ki Yunanistan tarafı belli ki bu sözden bile ders alamamış. Çünkü türlü vesilelerle yapılan uyarılara rağ men batının şımarık yaramaz çocuğu Yunanistan yapı lan bu uyarıları dikkate almadığı gibi karşımıza ale nen macera heveslisi olarak çıkmakta inatla ısrar ediyor. Zaten bu yönde son dönemdeki açık kaynaklar dan gelen bilgilere bakılırsa ABD-Yunanistan ortak askeri tatbikatı çerçeve sinde sevk halindeki tanklar Bulgaristan'ın Kapitan Andre evo bölgesinde görüntülenirken; askeri araçların, Türkiye sınırına 20 kilometre kadar yaklaştıktan sonra beklemede kaldığı yönünde bilgi lerin geldiği görülüyor. Çok tabii olarak iş bu kadarla da kalmadığı gibi Osmanlı İmparator luğu’nun son döneminde, 1913 Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında yapılan düzenlemeler ile Ege Adaları’ nın büyük bir kısmı Yunanistan’a bırakılırken, Anadolu kıyılarına yakın olanların tamamının silahsız tutulması gerektiğine dair hükümler getirilmişti.Balkan Savaş ları’ndan sonra, Yunanistan ve Osmanlı İmparator luğu tarafından 17 Mayıs 1913 tarihli Londra Protokolü ile yetkilendirilen 6 devlet (Almanya, Avusturya-Macaris tan, İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya), 13 Şubat 1914’te aldık ları ve taraflara bildirdikleri kararlarında, Yunanis tan’a bırakılacak adaların “tahkim edilemeyeceğine” ve “askeri-deniz amaçlı kullanılmayacağına”dair hükümler getirmiş lerdi.

* * *

Mamafih, Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan barış antlaşmalarından birisi olan Lozan Barış Antlaş ması’nın 12. Maddesinde ise 6 büyük devlet tarafından alınan bu kararın aynen onaylandığı ifade edilmiş, ayrıca 13. maddesinde, Midilli(Lesvos), Sakız (Chios), Sisam (Sa mos) ve Ahikerya (Ikaria) adalarında “hiçbir deniz üssü kurulmayacak, hiçbir istihkam yapılmaya yacak” ve hatta söz konusu “adalarda Yunan askeri kuvvetleri, askerlik hizmetine çağrılmış ve bulundukları yerde eğitilebilecek normal asker sayısından çok olma yacağı gibi, jandarma ve polis kuvvetleri de, bütün Yunan ülkesindeki jandarma ve polis kuvvetlerine orantılı bir sayıda kalacaktır” hükümleri getirilmişti. Doğu Ege Adaları’nın geriye kalanlarını oluş turan ve Lozan Barış Antlaşması’nın 15. maddesi ile İtal ya’ya verilen On İki Ada’nın askersizleştirilmesine dair hüküm ise İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kabul edilmiş tir. Savaş’tan sonra, Yunanistan dahil, galip sayılan 20 devlet ile İtalya arasında yapılan 10 Şubat 1947 tarihli Paris Antlaşması’nın 14. maddesinin 1. paragrafı, “On İki Ada” başlığı altında, Meis Adası dahil 14 adayı ismen sayarak İtalya’dan Yunanistan’a devredilen bu adalara ilişkin olarak ayrıca, “askerden arındırılacak ve öyle kala caktır” şartını getirmiştir.

* * *

Sonuç olarak,uygulama açısından“barışın korunması” ve dolayısı ile esas olarak da Türkiye’nin güvenliğinin korun ması temel maksadı ile Doğu Ege Adaları’nın silahsız tutulacağına dair hükümler, adalar üzerinde egemenliği belirleyen ve günümüzde halen geçerli olan iki temel uluslararası antlaşma ile açıkça öngörülmüş durumda olmasına rağmen; Türkiye ve Yunanistan’ın taraf olduğu Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ nin 60. maddesi, gerek iki taraflı bir antlaşmanın gerekse çok taraflı bir antlaşmanın taraflarından birisinin antlaşmayı esaslı bir şekilde ihlal etmesi (material breach) durumunda, bu ihlalden zarar gören tarafın, ihlal eden devlete karşı antlaş manın yürürlüğünü kısmen ya da tamamen askıya alma ya da sona erdirme hakkının bulunduğunu öngörmektedir. Belirtilen şartlardan en önemli olanının, söz konusu ihla lin, “antlaşmanın konu veya amacının gerçekleştirilmesi için elzem olan bir hükmünün ihlali” olması şartı olduğu da ifade edilebilir.Bunun yansıra Yunanistan’ın öteden beri Ege adalarına yönelik fiilen anlaşmaları ihlal ederek silahlandırması ile ilgili yapılan tüm tespitler göstermek tedir ki,silahlandırmaya dair kuralların Yunanistan tarafın dan ihlali Türkiye’ye, Lozan Barış Antlaşması’nın, adalar üzerinde egemenliği düzenle yen maddelerini sona erdirme hakkı verebilir. Bu durum Türkiye’ye, sayıları yaklaşık 18’i bulan Doğu Ege Adaları üzerindeki egemenlik mesele sinin Yunanistan ile tekrar müzakere edilmesini talep etme hakkı verecektir. Özetle buna rağmen Yunanistan tarafının Ege adaları konusundaki yapılan bütün anlaşmaları ihlal ederek silahlandırması yanında birkaç ülkeyi kendi yanına alarak zaten zayıf olan ekonomik gücünün çok üstünde silahlanarak askeri gücünü arttırmaya devam ederken; diğer yönden sabırları taşıracak şekilde Ülkemizi ısrarla tahrik etmesi, kendisinin sınırları içindeki her karış toprağı nı bile savaşla kazanamamış durumundaki Yunanistan oynamak istediği Rus ruleti oyununun bir anda ateşle oynamaya dönüştüğü takdirde sonuçlarına katlanmak duru munda kalacağını da kesinlikle unutmamalıdır; Herkes şu nu çok iyi bilsin ki,”Kalplerde gerçek cesarete sahip olanlar her zaman kazanır”Amir Khan