Mevcut duruma bakılırsa Covid-19 salgının ekonomiye verdiği tahribatı makro-ekonomik verilerden takip etmek zor, çünkü bunlar belirli bir zaman aralığıyla yayınlanıyor. Halbuki, bazı erişilmesi daha kolay ve gerçek zamana daha yakın tarihlerde yayınlanan sektör verileri var. Bunlara bakarak ekonomide Nisan/2020 ayının sert bir daralmayla kapandığını söylemek mümkün. TEPAV Araştırma Enstitüsü’ne göre, perakendecilerin %72’si, COVID-19 nedeniyle faaliyetlerine kısmen veya tamamen ara verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre de Nisan ayında elektrik tüketimi yüzde 15 azaldı. Bu durum esas olarak sanayi sektörlerindeki daralmaya işaret ederken; Tüketici güven endeksi bir önceki aya göre Nisan ayında %5,8 oranında azalarak 54,9 değerini, reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre %36,8 oranında azalarak 62,3 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %50,1 oranında azalarak 46,1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %26,0 oranında azalarak 75,2 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %42,2 oranında azalarak 44,7 değerini aldığı izlendi.

                         *       *        *

Diğer taraftan koronavirüs salgınının yarattığı ekonomik belirsizlik ve endişeler, son dönemde bilançolarını açıklayan şirketlerin kârlarının düşük gelmesi ve çoğu ülkenin açıkladığı düşük ekonomik göstergeler, rezerv para ve güvenli liman niteliğindeki dolara ilginin artmasına yol açtı. Bunun üzerine dolar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı güçlendi. Doların G-10 ülkelerinin para birimleri karşısındaki seyrini gösteren Bloomberg Dolar Spot Endeksi, geçtiğimiz hafta sonu yüzde 0,4 yükselirken, döviz kuru dolar öğle saatlerinde 7 TL.seviyesinin üstüne çıktı.TCMB nezdindeki döviz rezervi konusunda bilgilendirmede bulunan Reuters haber ajansı ise TCMB rezervlerinin endişe verici boyutlara indiğini aktarrken; Türkiye’nin koronavirüs salgınına yanıt olarak Mart ayının ortasından bu yana 5 milyar dolar ile rekor düzeyde devlet tahvili satın aldığını belirten Reuters, aynı zamanda Merkez Bankası’nın kurun 7 seviyesinin üzerine çıkmaması için de Nisan ayının ortasından beri swap yöntemiyle ve kamu bankaları aracılığıyla yabancı para rezervlerini erittiğini öne sürdüğü görüldü.

                            *      *        *

Bu anlamda Reuters, işlemcilerin hesaplarına göre kamu bankalarının bu yıl 32 milyar dolar döviz sattığını ve bunun 2020’nin henüz ilk dört ayı geçmiş olmasına rağmen geçen yıl piyasaya yapılan müdahalelerin toplamına eşit olduğunu belirtirken; Bu durumun en çok Türkiye’nin bu yıl ödemek durumunda olduğu 170 milyar dolar döviz borcuna olumsuz yansıyacağı düşünülüyor. Kanada merkezli yatırım bankası TD Securities ise, geçtiğimiz hafta içi yayımladığı raporunda bu hızla giderse TCMB’nin temmuz ayı itibarıyla rezervlerini eritebileceğini belirtiyor. Geçtiğimiz hafta perşembe günü TCMB’nin açıkladığı Haftalık Para ve Banka İstatistiklerine göre de Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri geçen hafta 1,3 milyar dolar düşerek 52,7 milyar dolara indiği açıklandı.

                            *      *        *

Sonuç olarak, Financial Times gazetesi de konuyla ilgili haberinde Türkiye’nin kuru 7’nin altında tutma çabasını Cuma günü hayata geçiremediğini belirtirken, gazeteye konuşan Merian Global Investors şirketinden gelişmekte olan ülkeler tahvil yöneticisi Delphine Arrighi’nin, koronavirüs salgınının Türkiye ekonomisine yıllarca hissedilecek bir ekonomik yük bindirdiğini söyleyerek Türk Lirası için endişeli olduklarını aktarması da bir başka gelişme olarak kayda geçti. Öte yandan Bir gazetecinin Merkez Bankası’nın rezervlerinin eksiye geçtiği yönündeki yorumları hatırlatması üzerine Uysal şu yanıtı verirken; “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Risk iştahı azaldı. Gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı oldu. Bizim de diğer merkez bankalarında olduğu gibi dalgalanmalar ve rezerv seviyelerinde dalgalanma olabiliyor. İletişimimizde sıklıkla söylediğimiz gibi toplam rezervler üzerinden rezervleri değerlendirmek gerekir. Genel rezerv seviyemiz kısa vadeli yükümlülükler açısından bir sıkıntı olacağını değerlendirmiyoruz. ”sözleri yanı sıra;“Kur hedefi olmadığını son iki aydaki gelişmelere bakarak izleyebiliriz. Kur seviyesi ile ilgili bir savunma mekanizmamız yok” diyen Uysal, ayrıca şu açıklamada bulunarak,” “Merkez Bankalarıyla olan swap görüşmelerimizin devam ettiğini belirtmiştim. Bu dönemde daha da güçlendirme yönünde çalışmalarımız devam ediyor. Daha fazla sayıda merkez bankasıyla swap hattı kurulmasıyla ilgili süreç devam ediyor. Rezervlerdeki dalgalanmanın geçici olduğunu söyleyebilirim. Kurlar üzerindeki baskı giderek azalacaktır” şeklindeki açıklaması ile yanıt buldu.