Bu kapsamda TCMB’nın Aralık/2019 Ayına ait açıkladığı Finansal Hizmetler İstatistikleri ve Finansal Hizmetler Güven Endeksi’ne göre Finans sektöründe faaliyet gösteren 158 kuru luşla yapılan anket sonuçları doğrultusunda 2019 yılı Aralık ayında F,nansal Hizmetler Güven Endeksi(FHGE), bir önceki  aya göre 9,8 puan azalarak 157,2 oldu.İş durumu ve hizmetlere olan talebe ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda iş duru munda iyileşme ve hizmetlere olan talepte artış olduğu yönün deki değerlendirmelerin yanı sıra bir önceki aya kıyasla  zayıf ladığı gözlemlenirken,Gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep   te artış olacağı yönündeki beklentilerin de zayıflayarak devam ettiği izlendi. 2019 yılı Aralık ayında, NACE Rev.2 sektör sınıflamasına göre “Finans ve Sigorta Faaliyetleri” sektöründe güven endeksleri alt sektörler itibarıyla değerlendirildiğinde, “64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)” ve “66-Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler” sektörlerinde bir önceki aya göre sırasıyla 10,6 ve  7,1 puanlık azalış görülürken, 65-Sigorta, Reasürans ve Emekli lik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)”sektörün  de 5,8 puanlık artış olduğu açıklandı.

                                     *       *        *

Diğer taraftan iktisadi kırılganlığa en hassas olan sektörlerden     dayanıklı eşya sektörü tablosuna bakıldığında; Kasım ayında beyaz eşya satışları Ekim ayına göre % 4.65 gerilerken, geçen yılın aynı ayına göre %5 artış gösterdi. İhracat ise geçen yıla göre %10 gerilediçYurtiçi satışlarda ilk 11 aylık dönemdeki gerileme %7.2 ile, yıl sonu tahminimiz olan %7’lik gerilemeye oldukça yaklaştı. İlk 11 aylık ihracat rakamları ise %1.3 oranında bir daralmaya işaret ediyor.Türkiye Beyaz Eşya sanayicileri Derne  ği (TÜRKBESD) verilerine göre; buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinesi ve fırından oluşan dört ana ürün grubunda iç satışlar ocak-kasım döneminde ise yüzde 17 düşüşle 5.8 milyon adet oldu. Beyaz eşya sektöründeki daralma nedeniyle, hükümet 31 Ekim’de sektörde uygulanan ÖTV oranının sıfıra indirildiğini açıklamıştı.Beyaz eşya ihracatı ise kasım ayında yüzde 9 artışla 1.84 milyon adet, ocak-kasımda ise yüzde 6 artışla 17.68 milyon adet oldu.Sektör üretimi kasımda yüzde 4 artışla 2.24 milyon, ocak-kasımda ise yüzde 1 düşüşle 23.46 milyon adet olarak gerçekleşti.Bu arada kırılganlığa en hassas olan sektörlerden biri durumundaki Otomotiv Sektöründe Otomobil satışları, 2019 yılı Kasım ayı sonunda geçen yıla göre yüzde 25,63 oranında azala rak 316 bin 427 adet oldu. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), 2019 yılı Ocak-Kasım dönemi verilerini açıklarken; Buna göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2019 yılı on bir aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28,47 azalarak 388 bin 560 adet olarak gerçekleşti. 2018 yılı on bir aylık döneminde 543 bin 231 adet toplam pazar gerçekleşmişti. 2019 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının 450 bin - 500 bin adet, 2020 yılı otomotiv sektörü toplam pazarının ise 525 - 575 adet aralığında olması tahmin ediliyor.

                                     *       *        *

Öte yandan piyasalardaki yabancı sermaye açısından güven faktö   rüne bakıldığında;henüz yeterli pozisyona gelemediği izleniyor.    Nitekim Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı TÜSES'in davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Acemoğlu,” Demok rasilerin yıldızının söndüğünü ve bu yolun sonuna geldiğimizi düşünenler yanılırlar. Dünya tarihinin son 200 yılında demokrasi ler her şeye rağmen diğer yapılardan çok daha ileri gittiler. Devlet ilerlerse ve toplum sürekli onu denetlerse, demokrasiler büyük refah yaratır.”Üstelik demokrasi, sadece Batı'ya ait bir tekel de değil… Hatta Batı'nın Doğu'dan öğreneceği çok şey var. Bugün

Hong Kong'ta gençler demokrasi için hayatlarını tehlikeye atabi liyor…” sözleri yanı sıra;” Demokrasi ve özgürlük çok nadir olarak elitlerin, seçkinlerin verdiği bir hediye olarak geliyor. Onun yerine toplumların bunu bir mücadele ile alması gerekiyor. Türkiye'de bazen asker, bazen de siyasi partiler gücü ele geçirdi, ama kurumlar güçlü olmadığı için vesayetin yerine gelen de demokrasi olamadı… Yine de umutluyum…” açıklamasına bakı   lırsa; Türkiye'nin yabancı sermayeye güven vermesi lazım. Üste lik büyümeyi yeniden yapılandırmak için de yabancı sermayeye ihtiyaç var. Yabancı sermayenin yüksek teknolojiyle ve düşük faizlerle gelebilmesi lazım. Güvensizlik olursa bu olmaz. Ama eğer yeni bir hükümetle yeni bir yön seçilirse, dış piyasa buna hem güvenle hem de iyimserlikle dönecek ve bakacaktır. Asıl zor olan, ülkedeki “iç güvensizlik” duygusu.”Şeklinde sözlerini ta mamlıyor.

                                     *       *        *

Sonuç olarak,Ülkemizin demokratik parlamenter sisteme tekrar     dönmesi gerektiğine işaret eden Acemoğlu’nun;” Başkanlık siste minin geri çevrilmesi, basının ve sivil toplumun özgürlüğünün ve sesinin artırılması lazım.” Açıklaması da büyük önem taşıyor.Hal    böyle iken,Türkiye’ye aşırı yük getirebilecek devasa projelerin      yeniden gözden geçirilmesinde yarar var.Çünkü mevcut finansal  kırılganlığın geldiği en son noktaya göre Hazine ve Maliye Bakan lığı’nın yayımladığı  2020 Hazine Finansman Programı doğrultu sunda;129 milyar TL'si faiz, toplam 352 milyar TL borç ödemesi yapılacak.Programa göre, geçen yıl 59,3 ay olan nakit iç borçlan manın ortalama vadesi bu yıl ocak-ekim döneminde 28,2 aya geri ledi. Yüzde 17,5 olan sabit getirili Türk lirası cinsi iç borçlanma nın ortalama maliyeti de aynı dönemde yüzde 20,2 seviyesinde gerçekleşti.İç borç servisinin 229,5 milyar liralık kısmının piyasa ya yapılacak ödemelerden, 57,5 milyar lirasının ise kamu kurum larına rekabetçi olmayan teklif yoluyla gerçekleştirilen satışların ödemelerinden oluşması planlanıyor. Gelecek yıl uluslararası ser maye piyasalarından tahvil ihraçları yoluyla 9 milyar dolar finans man sağlanması, ayrıca dış piyasa program kredileriyle toplam 9,6 milyar dolarlık dış finansman elde edilmesi hedefleniyor. Bu öngörüler doğrultusunda, 2020 yılında 299,6 milyar lira tutarında iç borçlanma yapılması planlanıyor. Açıkçası iktisadi çarkın ge    rektiği gibi döndürülemediği bir ortamda vergi tahsilatının yeteri    kadar olması beklenemediğinden,olası finansal sıkıntıları da göz ardı etmemek gerekiyor.