Ülkemizdeki mevcut oluşan talebe bakıldığında; 2020’nin ocak-temmuz dönemindeki altın üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 116 artışla 44.3 tona çıktı. Geçen yıl temmuzda 400 bin çeyrek altın basılırken, rakam bu yıl 828 bine yükseldi. Halk arasında ‘Ata altını’ olarak tabir edilen birlik sikke altın (7.216 gram) üretimi de dikkat çekici boyutlarda oldukça arttı.Bu arada Vatandaşın altın talebine yetişemeyen kuyumcular, Darphane’nin sikke ve ziynet altın üretimini de rekor seviyelere taşıdı. Darphane kuyumcuların talebiyle haziranda 9.3 ton, temmuzda 10.3 ton olmak üzere iki ayda 19.6 ton daha altın üretmek zorunda kaldı. Geçen yıl temmuzda 1639 adet üretilen Ata altınından geçen ay 860 bin adet basıldı. GCM Yatırım Yardımcı Analisti Kaan Kutsar, alım satım işlemlerinde artırılan vergi sonrası bankacılık sisteminden fiziki altın alımına yönelindiğini belirterek, “Fiyat artışlarıyla fiziki altına talep arttıkça üretim de artmaya devam edecek” değerlendirmesiyle önümüzdeki günlerde altın talebinin önümüzdeki aylarda da artacağına işaret ediyor.

                                   *         *         *

Bu kapsamda aynı şekilde değerlendirmede bulunan İstanbul Mücevherciler Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Yıldırımtürk’ de alınan altınların çok yüksek ihtimal ile yastık altına gideceğini belirterek, yastık altından finansal sisteme 10-12 yılda sadece 600 ton altın aktarılabildiğini belirtirken,uzmanlar yastık altında yaklaşık 2 bin 500 ton altın olduğunu tahmin ediyor. Küresel açıdan da geniş yelpazede oluşan altın ve döviz kuru açısından söz gelişmeler dikkate alındığında ise; ABD-Çin gerilimi, salgın ve ABD’deki mali teşvik paketinin sekteye uğraması altının önünü açtı. Altının ons fiyatı yeniden 2 bin dolar seviyesinin üzerine çıkarken, Euro/dolar paritesi de 1.19’a yükseldi. Gram altın fiyatı dün 477 TL’ye yükseldi.Döviz kurundaki gelinen noktada dövizin değer kazanarak TL.nin değer yitirmesiyle dolarizasyondaki nisbi ağırlık daha da artmaya başladı.   Bilindiği gibi de dolarizasyon piyasaların korkulu rüyası rüyası şeklinde nitelendirilirken; aynı zamanda iki rakamda seyreden enflasyonu daha da yükseltmesi de kaçınılmaz bir gelişme olarak algılanıyor. Dolayısı ile enflasyondaki her yükselme iktisadi istikrar açısından durumu zorlaştırıcı bir etken.   

                                  *         *         *

Gerçekte okuyucularımıza hatırlatma  açısından dolarizasyon açısından kısa bir bilgilendirme yapmak gerekirse; Dolarizasyon, bir ülkenin kendi yerel para birimini tamamen veya kısmi olarak bırakarak ABD dolarını kullanmaya başladığında gerçekleşir. Dolarizasyon normalde, yerel para birimi kararsız hale geldiğinde ve piyasa işlemlerinde bir değişim aracı olarak yararlılığını kaybetmeye başladığında meydana gelir. Kısmi dolarizasyon, bir ülkede ekonomik birimlerin, yüksek enflasyon ve belirsizlik ortamında ulusal paranın olası değer kaybından korunmak amacıyla, ulusal para cinsinden finansal varlıklar yerine yabancı para cinsinden finansal varlıkları seçmeye başlamasıyla ortaya çıkmakta olup; bu anlamda Tam dolarizasyon ise, bir ülkenin ulusal parasını tamamen terk edip, yabancı para birimini resmi para birimi olarak kabul etmesidir. Genelde dolarizasyonun ilk aşamasının, yabancı para cinsinden varlıkların değer biriktirme aracı olarak kullanılmaya başlanması olan‘varlık ikamesi’şeklinde geliştiği de görülmektedir.Özellikle gelişmekte olan piyasalarda yakın geçmişte sıkça yaşanan bankacılık krizleri, iktisat yazınına varlık dolarizasyonunun yanı sıra ‘yükümlülük dolarizasyonu’ kavramını da eklemiştir. Yükümlülük dolarizasyonu; ülkedeki bankacılık ve kamu kesimi dahil olmak üzere tüm ekonomik birimlerin, diğer bir deyişle yabancı para cinsinden büyük miktarda yükümlülüklerinin bulunmasıdır.

                                   *         *         *

Sonuç olarak, dolarizasyon, genellikle zayıf bir merkezi para otoritesi veya dengesiz bir ekonomik ortam görülen ve gelişmekte olan ülkelerde meydana gelir. Resmi bir para politikası veya bir piyasa süreci olarak ortaya çıkabilir. Resmi kararnameyle veya piyasa katılımcılarının kabul etmesiyle, ABD doları bir ülkenin ekonomisinde günlük işlemlerde kullanılmak üzere genel kabul görmüş bir değişim aracı olarak da kabul edilebilir. Aslında ekonomik istikrarın tam olarak sağlanabilmesi için öncelikle serbest piyasa ekonomisi kurallarının tam olarak uygulanmasına alt yapı oluşturan tüm reformların gerçekleştirilmesi ile mümkündür. Mamafih bu kapsamda piyasa ekonomisinin tam olarak işleyebilmesi için demokrasinin varlığı gereklidir. Çünkü demokratik ülkelerde özel mülkiyet korunduğu gibi, girişimci de ağırlıklı şekilde piyasa mekanizmasının işleyişini sağlamaktadır. Ayrıca piyasa ekonomisinin aksaklıkları özelleştirmenin kısıtlarını belirlemektedir. Eğer özelleştirmenin nihai hedefi piyasa mekanizmalarının yerleştirilmesini sağlamak ise, bunu gerçekleştirmek için piyasa aksaklıklarının neler olduğunun çok iyi tespit edilmesi gereklidir. Yabancı sermayenin Ülkeye gelmesi ve yatırım yapması ise ancak bu şekilde sağlanabilir.