Son zamanlarda sık karşılaştığımız ceza uygulamalarından biri “devletin nizamını düzenini vs. yıkmak, engellemek, teşebbüs etmek” gibi bir suçlamayla suçlanmak.
Gözünüzün yaşına bakamıyorlar, böyle bir suçtan hakim karşısına çıktığınızda pat diye içerdesiniz… Öyle de olması gerekir, ne demek demokrasiye çelme takmak?
Pekiiii;
Demokrasinin temel unsurlarından biri olan siyasi partilerin birinin liderine küfür edip yumruklamak ne? Cumhuriyetin temel bir ilkesi olan vatandaşın seçme seçilme özgürlüğüne karşı gelmek değil mi? Demokrasiye indirilen bir yumruk değil mi bu?
CHP’nin makus talihi gibi;
Bir önceki genel başkan Kılıçdaroğlu’na yumruğu yapıştırıp bir de sığındığı evi yakmaya çalıştılar, şimdiki genel başkana da aynı şekilde bir yumruk çaktılar…
İki ayrı meczup, iki ayrı demokrasi düşmanı,
Yumruklar kime veya hangi kavrama?
Sonları ne oldu peki?
Dışarıya çıktılar!
Bir yanda anayasal hakkını kullanıp düzeni eleştirmek için miting yapan gençlik, aydın kesim, sürünen emekli, toprağı elinden alınmış köylü, ormanları talan edilmiş yetiştirici;
Bir yanda bunları ve inandıkları liderlerini sindirmek için kaba kuvvete başvuran zorbalar…
Bunlara uygulanan adaletin başka başka görünümleri.
Ve;
Bir diğer yanda da adalete sığınmaları gereken ama sığınacak adalet arayışı sürdürmeye ister istemez başlayan halk!
Geldiğimiz noktada manzara böyle…
Ne yazık ki!..
Eskiden “vur kaç” vardı,
Şimdilerde kaçmaya gerek kalmadı!
Nasılsa bırakıyorlar…