Ülkemizin iktisadi yaşamında beklenmeyen etkilere de neden   olan Covid-19 pandemi vakalarının geldiği noktada ekonomik anlamdaki daralma kendisini açık bir şekilde hissettirirken;Türkiye İstatistik Kurumu, mayıs ayı Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) mayısta, nisan ayına kıyasla yüzde 4,69, geçen yılın aynıayına kıyasla yüzde 39,6 ve 12 aylık ortalamalara göre de yüzde 32,03 artış kaydetti.Bu arada sanayinin iki sektörünün yıllık değişimlerine bakıldığında madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 38,9, imalatta yüzde 39,61 yükseliş görüldü.YD-ÜFE’nin, belirli bir dönemde ülkede üretimi yapılan ve yurt dışına satışa konu olan ürünlerin üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat değişimlerini ölçen fiyat endeksi olduğu da düşünülürse; Mayıs 2021 özelinde hem TL’deki değer kaybı hem de küresel petrol fiyatlarındaki artış YD-ÜFE’yi yeni rekor seviyesine taşımış durumda. Dolayısıyla yurt içinde döviz kurunun Mart 2021 itibarıyla yeniden yükselişini hızlandırmasıyla endeks de yükseldi.

 *          *         *

Diğer taraftan da ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri dikkate alındığında ise ara malında yüzde 46,62, dayanıklı tüketim malında yüzde 37,63, dayanıksız tüketim malında yüzde 30,25, enerjide yüzde 180,23, sermaye malında yüzde 28,86 yükseliş dikkati çekti.Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri, madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,69, imalatta yüzde 4,72 artış olarak belirlenirken,ana sanayi gruplarının aylık değişimleri, ara malında yüzde 5,49, dayanıklı tüketim malında yüzde 4,6, dayanıksız tüketim malında yüzde 3,24,enerjide yüzde 10,31, sermaye malın

da yüzde 3,62 yükseliş olarak kaydedildi.Hal böyle iken diğer bir dikkatten kaçmaması gereken durum ise;YD-ÜFE sektörlerinden diğer ulaşım araçları yüzde 18,43, temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 19,82,basım ve kayıt hizmetleri yüzde 23,16 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu. Buna karşılık kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 180,23, ana metaller yüzde 60,66, metal cevherleri de yüzde 58,73 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler olarak hesaplandı.Aylık bazdaki değişimlere bakıldığında ise YD-ÜFE sektörlerinden içecekler yüzde 0,86, temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 1,43, metal cevherleri yüzde 2,13 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler olurken kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 10,31, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler yüzde 8,1, ana metaller yüzde 7,54 ile endeksin en çok arttığı alt sektörler olarak kayıtlara geçti.

 *          *         *

Sonuç olarak,bahse konu Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) mayısta, nisan ayına kıyasla yüzde 4,69, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 39,6 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,03 artış kaydetmesi önümüzdeki aylarda muhtemel  kademeli fiyat  artışlarının işaretini verdiği gerçeğini de ta baştan kabul etmek gerekiyor. Çünkü çift rakamda yükselişini sürdüren yüksek anflasyon rakamının ana kaynağına bir göz atıldığında; döviz şokla rı ile birlikte çoğunlukla zorunlu şekilde bağımlı olduğumuz ithal ara mallarının ihtiyaç eksenli yoğunluğundan oluştuğu görülüyor ki; ithal ara malındaki %46,62 oranındaki fiyat artışı da bunun çok açık bir işaretçisi olarak kabul edilebilir.Bu sürece temel girdilerdeki fiyat artışları ile petrol fiyatları ve türevlerindeki artışlar da dahil edildiğinde evdeki hesap çarşıya kesinlikle uymuyor. Kaldı ki tarımsal girdi fiyat endeksleri de bu na ilave edildiğinde tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE), nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 1,71, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,55, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,15 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 13,92 artış gösterirken;Bir önceki yılın aynı ayına göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksi yüzde 1,89, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksi yüzde 23,72 yükselmesi de eklendi ğinde çift rakamda takılan enflasyonun daha yukarılara tırmanma sı kaçınılmaz hale geliyor. Bu durumda çok tabii olarak bir taraf tan öngörülen enflasyon hedeflemeleri duvara toslarken diğer ta raftan da enflasyon hedeflemesi revizelerinin gündem oluşturma sı da beklenen bir gelişme olarak görülüyor