Liberté, Égalité, Fraternité...

Dünyaya mal olmuş bir özdeyiş; yani 'Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik', 1789'daki Fransız İhtilali'nin simgelerinden biri… Bizim şu meşhur İttihat ve Terakki de bu sloganı benimsemiş devri zamanında. Çoğu devletler de tutmuşlar bu kavramı, hatta paralarına bile basmışlar bu sözcükleri…

Otorite; yukarıdaki özdeyişi uygulamakla yükümlü yönetim.

Popülarite; bu yönetimin halk tarafından beğenilirliği,

Probabilite de popülaritenin halk arasındaki benimsenme olasılığı!

Nasıl?

Anlayabildiniz mi?

Az buçuk kitap yalamış olanlar anlarlar da, yalamak denince akıllarına başka tarafları yalamak gelenler anlayamazlar. Günümüzde çok bunlardan…

Her neyse; bu konulara fazla dalmayalım, millet açlıktan geberirken onları felsefe hapıyla tok tutma, sahte cennetlerle avundurma bizim medrese erbabının yediği naneler arasında, bizler anlamayız…

Şimdi soralım bakalım; şu bizim ülkede o “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” özdeyişinden eser var mı?

Otorite nasıl?

Yani hükümet ya da devlet; baba gibi mi, üvey baba gibi mi?

Gerilim dolu bir yaşantı sürüp gerilim dolu günlere uyanmaktan bıkmadık mı?

Bunları düşünün ve sorun kendinize otoritenin popülaritesini

Sonra da vatandaşın tüm bu konuları kapsayan geleceğe bakış açısını ve kendisini yönetenlerin ilk genel seçimdeki yeniden başa gelme probabilitesini

Biraz karışık oldu di mi? O zaman herkesin anladığı dilden soralım;

Tüm bu oluşumlar çerçevesinde birbirimize, başkalarına, ülkemiz insanlarına “iyi bayramlar” dileyebiliyor muyuz? Ne yazık ki hayır! Bu böyle biraz daha sürecek gibi geliyor bize, “iyi bayramlar” gelecek nesillere…

Fazla gecikme olmayacak,

Gelecek çok güzel olacak!