Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru Avrupa Parlamentosu üyeleri, ulusal hükümetler ve Avrupa Komisyonu, bloğun yeni Binalarda Enerji Performansı Direktifi (EPBD) için bir anlaşma imzaladı. Buna göre AB ülkeleri 2040 yılına kadar fosil yakıtla ısınmayı aşamalı olarak durdurmayı kabul etti ve 2025'ten itibaren kombiler için finansal destek verilmeyecek.

Bu şu demek;

2040 yılına kadar evlerde, sitelerde, işyerlerinde, orada burada ısınma işlemleri için kömür, petrol türevleri vb. yakıtlar kullanılmaktan vaz geçilecek…

Bu arada fosil yakıt da şu demek:

Fosil yakıtlar, günümüzde yaygın olarak kullanılan ancak çevre ve insan sağlığı üzerinde ciddi zararlara yol açabilen enerji kaynaklarıdır. Arabalar ve araçlar gibi taşıtların çalışması için kullanılan fosil yakıtların çevreye ve insan sağlığına olan olumsuz etkileri oldukça büyüktür.

İnsanlık bu yakıtın zararını anladı ve yavaş yavaş vazgeçiyor.

Zaten çok yakın geçmişte, AB ölçeğinde, toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerji, üretimin %37'sini sağlayan fosil yakıtları ilk kez geçerek %38'lik paya ulaşmıştı.

Yenilenebilir enerji…

Yani Elektrik enerjisi,  rüzgar enerjisi…

Sürdürülebilir bir geleceğe ulaşılmasını engelleyen fosil yakıtların zararları da şu şekilde listelenmiştir: -Arazi Bozulmaları,

-Hava Kirliliği,

-Küresel Isınma.

Fosil yakıtlar çevreyi kirletir, nedeni de şunlar: Fosil yakıtlar sera gazlarına katkıda bulunur ve bu da en büyük dezavantajlarından biridir. Çevre için en zararlı olanı kömürdür çünkü diğer fosil yakıtlardan çok daha fazla zararlı yanma ürünü vardır.

İşte zurnanın zırt dediği yer de burası;

Fosil yakıtların içinde en zararlı olan kömür…

Bunun içindir ki dünya ülkeleri Avrupa öncülüğünde kömüre karşı tavır alıyorlar, gelecek nesilleri düşünüyorlar. Çağdaş dünyada gelecek nesiller, yani çocuklar dendiğinde akan sular durur. Devreye Papa bile girse, hatta Hz. İsa bile dirilip gelse, Avrupalı “çocuğum” der,  başka bir şey demez…

Pekiiiii; bizden n’aber?

Biz hala “uşaklar büyüsün de madende işbaşı yapsınlar” gibilerden zırvalayıp duruyoruz. Her seçim yaklaşırken partililerin, vekillerin, bakanların makanların konuşmalarında ağızlarının içine bakıyoruz: “madenlere işçi alınaacaaaaak, bakan söz verdi, en baştaki bakan da söz verdiiiii…”

Hadi iktidarından geçelim, muhalefeti de aynı palavraların peşinde, aynı şekilde halkı kandırıp uyutmanın hayallerini kurup uyguluyorlar…

Şu kömürün üretim maliyetine girersek hepten afallarsınız.

Her neyse;

Oysaki şunun şurasında kömürü devreden çıkarmaya 15 sene kaldı, ısınma amaçlı fosil yakıt kullanan kombilere teşvik kalktı bile. Biz bir an önce alternatif istihdam olanaklarının ve alternatif yatırım araçlarının devreye girmesini sağlamalıyız.

Gelinen bu noktada Zonguldak’ın yüz küsur yıl önceki kuruluş amacını hatırlayıp gözlerimiz dolu dolu bir halde olaya duygusal yaklaşmamalıyız, bu türden söylemlere de kanmamalıyız…

Gerçekçi olalım.

Yeni yatırım alanları ve istihdam olanaklarına prim verelim, palavralara değil!