İktisadi kırılganlığın çift rakamlı yüksek enflasyon oranı ile eşleştiği bir noktada Türkiye İstatistik Kurumu’nun Temmuz ayına ait açıkladığı verilere göre;Ekonomik güven endeksi Haziran ayında 93,6 iken, Temmuz ayında %0,2 oranında azalarak 93,4 değerini aldı. Bu anlamda bir önceki aya göre Temmuz ayında reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi %2,0 oranında azalarak 102,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi %1,5 oranında azalarak 117,8 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi %4,5 oranında azalarak 113,4 değerini aldı. Ekonomik güven endeksi %7,4 oranında artarak 68,0 değerini, inşaat sektörü güven endeksi %2,4 oranında artarak 85,0 değerini aldı. Temmuz Ayı Ekonomik Güven En deksinin alt verileri incelendiğinde ise;en fazla düşme Haziran ayında %118,7 olan Parekende ticaret sektörü güven endeksinin Temmuz ayında %113,4’ekadar inmesiyle yaşandı.

* * *

Gerçekte Ekonomik güven endeksi,tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir. Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerininağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır. Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır.

* * *

Ekonomik Güven Endeksi verisinin değerlendirilmesiyleilgilihatırlatma yapmak gerekirse:Ekonomikgüven endeksi ve sektörel güven endeksleri 0-200 aralığında kıymetlendirilerekdeğer alabilmektedir.Ekonomik güven endeksinin100'den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100'den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.Bu kapsamda TÜİK’in Temmuz/2022 Ayı Ekonomik Güven Endeksi ile alt verilerinin analizinde;belirsizliklerin ve tedarik zincirindeki aksamaların de vam etmesi ve çift rakamda seyreden yüksek enflasyon yapısı yanında küresel resesyonun bir yüzünü ve doğru göstermeye başladığı bu dönemde jeopoli tik ve jeostratejik risklerin de zaman içinde gittikçe artmasıyla belli bir boyuta gelmiştir.Özellikle Türkiye’ nin içinde bulunduğı coğrafya şartlarının da dikkate alındığında durum daha da zorlaşmaktadır.

* * *

Sonuç olarak,ekonomide yatırımların, üretimin ve istihdamın temel belirleyicilerinden birisi tüketim talebidir.Tüketimin genel gidişatı bilgisine ne kadar erken ve doğru şekilde ulaşılırsa, ekonominin orta dönem konjonktürüne ilişkin tahminler de o kadar sağlıklı yapılacaktır.Tüketim talebini belirleyen reel faktörlerin(gelir, servet, faiz vs) yanında dışsal bir faktör olarak bu anlamda güven faktörü aslında önemli bir değişkendir.Güven faktörü yukarıda belirtildiği gibi gelecekteki beklentilerle yakından ilişkilidir. Tüketicilerin gelecekteki beklentileri, güven ve tüketim endeksleriyle ölçülmektedir. Ekonomi ve ekonomi dışı birçok faktör tarafından belirlenen tüketici beklentileri makroekonomik dengeler üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Tüketici beklentilerinidikkatlice izlemenin,ekonomik tahminlerin daha doğru yapılmasına katkıda bulunacağı da çok açıktır.Krizler,kırılganlıklar toplumu oluşturan bireyleri bir arada tutan ve dayanışma ile işbirliğinin temelini oluşturan güven duygusunun aşınmasına da neden olmaktadır. Güven yalnızca bireylerin birbirlerine karşı hissettikleri bir yakınlık ya da vefa hissi değil, aynı zamanda, toplumu 1988 oluşturan bireylerin, yurttaş kimlikleri ile tâbi oldukları kurallara, kuralları oluşturan kurumlara ve kurumları idare eden liderlere olan inançlarıdır. Dolayısıyla liderlerin nitelikleri ve özellikle kurumsal yapının işleyişi burada son derece önem kazanmaktadır.