İş yok güç yok… TTK “adam alacağım” dediğinde on binlerce başvuru oluyor… Sanayi sektörü dibe vurmuş, sanayi yatırımı yıllardır yok, naylon torba bile üretemiyoruz, hükümetin bu kente hediyesi yatırım yerine devasa ama cemaati olmayan bir cami… Cenazeler de olmasa hepten garip kalacak koca cami.

Yalan mı?

Ne yazık ki böyle; kentin ne elinde kaldı ne avucunda; her yeri yıkık dökük, sokakları delik deşik, değerleri elinden sökülüp alınmış, caddelerini dilenci ve köçek basmış çağdışı bir yerleşim bölgesi haline gelmiş bu yer…

Son dört senede yapılan hiçbir şey olmadığı gibi zamanında yapılmış olanların şimdiki durumunu da görüyorsunuz. Kente kent bilincini veren tüm estetik yapılar tarumar, tarih ayaklar altında, kültür ona değer vermeyenlerin oyuncağı durumunda.

Rumlardan, Fransızlardan, İtalyanlardan kalan bina ve kamusal alanların paramparça edilmesiyle başlayan yıkım son olarak Fevkani Köprüyü de hedef alarak son darbeyi vurdu.

Vurdu mu acaba?

Yoksa sırada başka yapılar da mı var?

A tipi misafirhane örneğin, B tipi diye adlandırılanlar, ya da Yayla Konağı, veya karşısındaki Genel müdür vs. lojmanları, Yayla okulu, yakınındaki okullar, beldelerdeki tarihi yapılaşmalar, Fener mahallesinin insanı cezbeden görünümü…

Bunları da yerle bir etmeyi düşünüyorlar mı?

Zonguldak zaten iflas etmiş, bir de bunları halledin de tam olsun bari…

HER YER ÇETE

İnsan televizyonda haber dinlemeye ürküyor bu günlerde,

Ya Filistin-İsrail savaşı, arada “allahü ekber” haykırışları; ya çete savaşları… Çete savaşı öyle harp literatüründeki savaşlardan değil, bizim ülkedeki yerel tezgâhlarla ortayla çıkan küçük işletmeler.

Küçük işletmeler ama yedikleri herzeler büyük!..

Haraç almalar, adam soymalar, mala mülke çökmeler, tefecilik filmleri vs. vs. vs.

Her gün birkaç çete yakalanıyor, dünya kadar adam içeri tıkılıyor…

Peki bunlar son birkaç ayda mı ortaya çıktı, serpilip gelişip büyüdüler yani? Anlaşıldığı kadarı ile ülke halkını son beş altı aydır haraca bağlamış bunlar ama her nedense yeni İçişleri bakanı bunları, yani eski içişleri bakanının döneminde ortaya çıkan zıpırları, yeni kafeslemeye başladı; işte gelinen bu noktada da adamın aklına tuhaf tuhaf şeyler takılıyor. Yakalanan bu çeteler son yıllarda nasıl tüylendi, neden tüylendi, birilerine avanta mı veriyorlardı, yoksa bu çeteler birer müdürlük de bunların başında bir genel müdür mü vardı? Vardıysa kimdi? Yakında o da kafeslenecek miydi?