Zonguldak’ın halini görüyorsunuz; bu kentin akılı uslu ve kravatlı beyaz önlüklü takımı emekli olup tası tarağı da toplayıp buradan göçünce, kent apaçilere kaldı…TomMiks gelse başedemez…
Kent merkezini bir dolaşın da görün; ne polis baş edebiliyor ne zabıta!
Kılıksız kıyafetsiz ve bir tuhaf giyinen kadınlı erkekli insanlar; 15 metrede bir dilenciler; akılları sıra müzik yaptıklarını sanan ve gelene geçene “boş geçme abi-abla” diyen ayak takımı; tutturdukları fiyata her şeyi satan esnaf; 15 liraya çay, 30-40 liraya “nasılsa zabıta denetimi yok” diye kahve satışı yapan arsız cafeler(!); 15 liraya yumurtalı pide; pahalı ulaşım; 70 bin liraya iş yeri kiralayıp acısını halktan çıkaran kalantor soyguncu; vs. vs. vs… Nasılsa ipin ucu kaçtı deyip bunlara uzaktan bakan devletin ilgili daireleri; kontrol denetim falan hak getire!
Zonguldak’ta devletin göz yummasıyla halk resmen düdüklenme vakaları ile karşı karşıya kalıyor… Emekli kenti haline yatırımsızlık nedeniyle dönüşen bu kentte yaklaşan genel seçimler için ortaya çıkan aday adayları da sanki anlaşmışlar gibi sadece şu vaatte bulunuyorlar:
“İktidara gelince ocaklara 5 bin işçi alacağız…”
Hehhehheeee, palavrada 67’liler platformunu geçtiler  walla!..
Az buçuk ekonomi bilenler gülmekten kriz geçirecekler ama aday adaylarının moralleri bozulmasın diye şimdilik seslerini çıkarmıyorlar; çünkü son 30-40 senedir çok duymuşlar böyle palavraları…
Yahu birader; hiç mi aklınıza başka sektörlerde yatırım yapılmasını sağlamak aklınıza gelmiyor?
Bu yörenin gençliğine ocak ameleliğini mi layık görüyorsunuz?
Bırak 5 bin işçiyi, 25 bin işçi alsan ne yazar? Kömür üretimi mi artacak?
Şimdi diyecekler ki “havzada yer altında bilmem kaç milyon ton daha kömür var…
E vaaaar… N’olcak? 
Adam Sibirya’dan, Güney Afrika’dan tonu 90 dolara kömür yolluyor, hem de Fob Price, yani istediğin limana istediğin yere teslim, kapına teslim yani, baş edebilecek misin bunlarla? Senin çıkaracağın kömürün tonu kaça mal olacak? Adam 90 dolara kömür varken senin 250-350 dolar maliyetli kömürünü niye alsın? Sor bakalım Erdemir’e, Kardemir’e, alır mı? Alırlarsa kendi üretimleri demir çeliği kaça mal ederler, kime satarlar? Dünya piyasasıyla nasıl rekabet ederler?
Haaa; “ben ekonomistim, satarız bea…” dersen, merkez bankası gibi olursun!
İşte biz böyle söylemlere gülüp geçerken aday adaylarının vizyonsuzluğuna da üzülüyoruz, biraz çalış da gel kardeşim…
Her neyse;
Şimdiden kimsenin moralini bozmayalım,
Aday listeleri belli olup da karşımıza çıkacakları uyaralım sadece, akıllı olan akıllı; iki soru sorarlar, oturturlar adamı mabadının üstüne.
Bu arada;
Bıyıklı adaylardan bıktık,
Biraz da topuklu olsun…
Ve;
Canları sıkıldığında ve genel seçimler önce ortaya çıkan vekilliğe hevesli eski vekillere sesleniyorum;
“Eskiye rağbet olsa…” diye başlayan atasözümüzü unutmayın…
Oyun oynamıyoruz burada; milletvekili seçiyoruz, anlaşıldı mı arkadaşlar?
TEMEL YENİDEN EVLENMİŞ
Bizim Temel’in genç yaşlarda karısı ölmüş. Yeniden evlenmek istediğini çocuklarına söylemiş…
Bir vakit sonra çocukları demişlerki; “baba sana baktık bakındık ama uygun bir hanım bulamadık. Bir hanım bulduk ama Rus. Onu sana yapalım şimdilik, Müslüman bir hanım bulunca boşarsın yenisiyle evlendiririz, he mi?”
Temel “heee, olur…” demiş.
Babaları tamam deyince Rus bir hanımla evlendirmişler. 
Gel zaman git zaman babalarına uygun bir eş bulamamanın sıkıntısı ile Temel’i ziyarete gitmişler; “baba sana Müslüman bir eş bakıyoruz ama daha bulamadık, sen bu gavur karısı ile biraz daha idare et…”
Temel oğullarına şöyle bir bakmış ve “Ne gavuru uşaklar”  demiş “gavur sizin ananızmış...”