İkinci Makas mevkiinden Kilimli’ye doğru tünel yapıldı ve her zaman olduğu gibi çokbilmişler kimselere ve halka danışmadan tünele şıp diye bir isim kondurdular;

Teoman Duralı Tüneli!

Vatandaş da şaşırdı tabii; kimmiş bu Teoman Duralı?

Efendim Teoman Duralı TRT 2’de felsefi programlar yapan bir filozof, aslen Rumelili, AKP’ye de yakın olduğu söyleniyor, babasının memuriyet görevi nedeniyle de burada doğmuş, çocukluğunun bir kısmını Zonguldak’ta geçirmiş, sonra da buralara uğramamış, geçtiğimiz 2021yılında da bu dünyadan göçüp gitmiiiiş…

Allah rahmet eylesin!

Hikaye kısaca böyle, oysa ki söz konusu tünel için kent halkının beyninde başka hikayeler de vardı, örneğin bir Metin Koçaklı ismi vardı…

Ömrünü Zonguldak’ta geçirmiş, burada doğmuş burada ölmüş, vatandaşın ölüsüne dirisine koşan, hatta parası olmayan veya ilgilenilmeyen cenazeleri bile başka şehirlerden getirtip mezarlığımıza defnettiren, fakir babası, yardımsever, bu halkı yıllarca en iyi şekilde ağırlayıp eğlendirmiş, politikaya bile girmiş, seçim zamanları politikaya soyunanların da kapısının önünden ayrılmadığı, Zonguldak’ın kuruluşundan beri İkinci Makas mevkiindeki o tünel civarında yaşayan vatandaşlarımızın lideri durumunda olan, yani sevilip sayılan bir kişiydi Metin Koçaklı ve o tünele isim aranırken de “Metin Koçaklı Tüneli olsun” şeklinde de bir kamuoyu da oluşturulmuştu.

Gerçekleşmedi vatandaşın beklentisi, birileri “Teoman Duralı” dedi, öyle oldu…

İyi mi oldu, kötü mü oldu bunun yanıtını elbette ki zaman gösterecek ama halkın benimsemediği isimlerin akıbetini biliyoruz, siliniyorlar…

Örnek mi?

Yayla semtimizdeki stat önüne verilen Galip Demirel alanı gibi…

MAL BULMUŞ MAĞRIBİ

Ulusal Kanallarda birkaç gündür bir seccade polemiğidir gidiyor…

Soğan 30 lira olmuş,

Et 400’e dayanmış,

Pastırma 1000’i geçiyormuş,

Çocuklar yumurta bile yiyemiyormuş,

İnsanlar bir yere oturup bir çay bile içemiyormuş…

Daha çok var böyle olumsuzluklar, siz biliyorsunuz, uzatmayalım!

Ama tüm bunları geçmişler, tutturmuşlar bir seccade; Kılıçdaroğlu üstüne bastı mı, basmadı mı? Koca koca ve sözde akıllı uslu adamlar bunu tartışıyor ekranlarda günlerdir…

Vatandaşın anası ağlamış boşveeeer;

Mal bulmuş Mağrıbi gibi seccadeye sığın,

Yemezler, maymunun gözü açıldı bir kere…

ANKETLER BAŞLADI

Her seçim öncesi olduğu gibi bu seçim öncesi de kimilerinin çok meraklı olduğu şu meşhur anketlerimiz başlamış bulunuyor…

Yüzde 90’ı kafasına göre takılan cinsinden anketler…

Kim kazanır, kim önde, kim arkada, vs. vs. vs…

Sağlıksız bir biçimde düzenlenmiş sağlıksız sorularla aldatmacaya yönelik sağlıksız anketler; ver parayı al istediğin yanıtı örneği akıllı kesimin itibar etmediği sözde anketler!

Anket bir bilim dalıdır arkadaşlar,  üniversitelerin ilgili fakültelerinin istatistik, metodoloji ve benzeri bölümlerinde okutulur, öğretilir; girin internetlere bakın öğrenin, buradan beni uğraştırmayın…

Öyle “1000 kişiye sorduk 700 tanesi falanca parti dedi, demek ki o kazanır…” gibilerden saçma sapan metotlarla olmasssss!

Anlaşıldı mı arkadaşlar?

POSTACI

Postacı kesimi kolay kolay postacı olmuyor, olamıyor; yani bir postacı kolay yetişmiyor;

Bir kentin sokaklarını bilmek, adres tespiti, binaları tanımak, insanlara kibar ve güler yüzlü davranmak kolay değil, yıllar alıyor yıllar!

Hani şu çocukluğumuzun ünlü parçası “Bak postacı geliyor…” vardı ya; işte o şarkının sözleri yakında rafa kalkacak.

Peki mektuplarımızı kim getirecek?

Çünkü o sevecen bakışlı postacılarımız artık gelemeyecek!

Neden mi?

Dağıtıcılar re’sen emekli ediliyor, günü dolan kapı önüne konuyor, genç yaşta bir boşluğa itiliyorlar, hiç kimse de onlara “okuyan çocukların var, taksitlerin var…” demiyor.

Özelleştirildi ya posta işleri yönetici zihniyet “16-17 bin lira maaş vereceğime 8 bin beş yüze yenilerini alırım” diye düşünüyor.

Yönetim vicdanlarının değil de cüzdanlarının sesini dinliyor…

DİNİ SOHBETLER

Her ramazan ayında olduğu gibi bu yıl da tv kanallarında bu ramazan ayında dini sohbetler yayınlanıyor.

Her türlü sohbetler…

Beğendiğiniz var, beğenmeyip izlemediğiniz var…

Saçmalayanlar var…

Kafalarına göre uyduranlar var…

Paraları cukkalayıp köşe olanlar var!..

Politikacılar gibi yani, ramazan ayı bunlar için bereket ayı;

Bizler içinse ne yazık ki kazık yeme ayı, inanmayan gitsin marketlerdeki etiketlere baksın…

Her neyse; konumuz dini sohbetlerdi ya, ben de izliyorum özellikle gece yarısına yakın ve sonraki bazı dini sohbetleri;

İlahiyatçı Prof. Dr. Mehmet Okuyan’ı izliyorum,  Beyin Cerrahı ve İslam Düşünürü Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın’ı izliyorum, Felsefe Profesörü Caner Taslaman’ı izliyorum, felsefi açıdan dini ayetleri de örnek vererek yorumluyor…

İslam konusunda, dinimiz konusunda gerçekleri bunlardan öğenin, öyle tarikat şeyhiymiş, sarıklıymış, sakallıymış, cübbeliymiş, vs. şaklaban cahil cühelaymış, onlara itibar etmeyin, dinden çıkıp mürtet olursunuz, farkına bile varamazsınız…