“Zonguldak Hepimizin” ismi altında bir grup kuruldu biliyorsunuz. Zonguldaklıların mutluluğu için var olacağı teyit edilen bu grubun katılımcıları her geçen gün artıyor, grup da büyüyor, grubun kurucusu da Tunç Çelebi…

Emekli doktorumuz…

Daha önce de böyle bir grup kurulmaya çalışıldı, Tunç Çelebi bu anlamda büyük çabalar sarf etti ancak bazı ne oldum meraklıları altından girip üstünden çıktılar, Tunç Çelebi’yi de bıktırdılar, o da çekip gitti ve yıllar sonra başka bir grup kurmaya karar verdi.

Amaç şahsi çıkarlar değil, amaç Zonguldak!..

Bu konulara sık sık değineceğiz… Bundan önceki yazımızda siftah yaptık, bu ikinci, devam da edecek bu yazılar…

Ve bu arada Tunç kardeşimizin paylaşımları ve üyelerine duyuruları da devam ediyor.

Görüşlerini aktardığı son duyurusu şöyle:

Grubumuzun kuruluşu 4 gün oldu, sayımız 300 kişiye ulaştı.

Tüm katılımcılarımızın ana sayfada belirtilen beklenti, ilke ve amaçlarımızı bildiklerini düşünüyorum. Tüm gruba yeni katılan arkadaşlarımızın da ana sayfadaki Grup hakkındaki yazıyı okumalarını rica ederim.

Geçen dört günlük sürede saptadığım bazı düşüncelerimi aktarmak isterim.

1- Grubumuz bir sohbet grubu değil. Amaç ve beklentilerimiz doğrultusunda liyakatli, ilke ve beklentilerimize uygun bir kişinin yerel seçimlerde Merkez İlçemizin Belediyesinin yönetimine talip aday adayı kişiyi saptayıp topluma tanıtmak ve seçilmesini istemek. Tüm yazışmaların bu içerikle yapılması gerekir.

2- Zonguldak gerçeğinde bu kişinin bağımsız aday olarak sunulması mümkün değildir(kanımca), bu durumda o kişinin ilke ve prensiplerimize en uygun (grup kuruluş amacında yazılıdır) siyasi partiye kendisinin önerilmesi ve liyakatli o aday adayının arkasında durmamız gerekecektir.

3-Bazı dostlarımız isim belirterek kişi öneriyor. Ancak önce kişinin ben bu işte varım demesi ve grubumuza katılıp kendini, düşüncelerini ve projelerini tanıtması, soruları yanıtlaması, ondan sonra grubumuzda oluşacak kanaate göre hareket edilmesi gereklidir. Bu kişi Zonguldak'ta yaşayan bir kişi ve önerecek kişiler de ağırlıklı olarak Zonguldak'ta hayatlarını sürdüren dostlarımız olacaktır. (Bu arada düşüncem odur ki; Zonguldaklı dostlarımız bu konuya uzak kalmakta, umarım büyük olasılık bir umutsuzluk nedeniyle olan bu durum en kısa zamanda kaybolur)

4- Bu sayfada Zonguldak sorunlarını, eskiden bugüne yaşadığı olumsuz süreci tartışmak, nedenlerine girmek bizim uğraşımız için bir kaynak olamaz. Çünkü Merkez İlçemizin yaşadığı gerileme sürecini hepimiz birçok nedenleri ile biliyoruz. İşte tam bu noktada kentimizin kaderini değiştirecek kişiyi arama, bulma, yetkilendirme ihtiyacımız oluşuyor.

5- Hemen hemen her yazımda belirttiğim gibi yineleyerek son veriyorum "Ben denize taş attım dalgası ne olacak bilmiyorum ve kibriti yaktım benzini hep beraber bulmamız, taşımamız gerek"

Sevgi ve saygıyla...

Evet;

Tunç böyle diyor…

Görüşlerine yer vermeyi sürdüreceğiz…

BİR MÜŞAHİDİN SANDIK ANILARI

Cumhurbaşkanlığı seçimini de yaptık, sandık başına gidip oyumuzu kullandık, reyizi başımıza geçirdik…

Ve yedisini de çıkardık Pazar günü itibarıyla; artık bazı şeyleri konuşabiliriz…

Bir sandık müşahidinden dinleyelim; Meşrutiyet mahallesindeki sandıklarından birinde müşahitti bu hanımefendi…

Şöyle anlattı;

-Çok eğlenceli geçti seçimler… Bizim sandıkta mahalle camisinin imamı sandık başkanı olmasaydı daha da neşeli olacaktı, adam sanki parti temsilcisi… CHP’li müşahitlerle sürekli tartıştı… Bir de öğle ezanı okununca oy kullanılan sınıfın ortasında namaza durdu…

-Bir yaşlı hanım geldi, torunuyla birlikte perdenin arkasına geçtiler, torun sürekli “oraya değil babaanne buraya buraya…” diye uyardıysa da babaanne “küüüt” diye mührü çaktı, torununa da “ooohhhh” deyip imzasını da seçmenler listesine çaktı ve gitti…

-Sandık başkanı seçmenin birine telefonunu kabine sokmamasını söyledi o da “niye, neden” filan dedi, sonra da ısrarlar üzerine bıraktı, çıkınca telefonunu geri alırken cebinden bir ikinci telefon çıkartıp göstererek “kodum mu?” diye alay etti…

-Seçmenin biri kabinde şaaak diye düştü bayıldı, ayılttık sorduk ne oldu diye,  “öffff benden önceki herif içerde ne biçim osturmuş…” dedi, camları açarak havalanmaya bıraktık odayı…

-Bir başka seçmen oyunu kullandıktan sonra “geçirdim” dedi… Neye kime ne için geçirdiğini kimse anlayamadı…

-Aramızda başka partilerin müşahitleri ve görevlileriyle çok iyi dostluklar kuranlar oldu, telefonlar alındı verildi, aslında hep böyle olmalıydı…

-Öğle yemekleri konusunda her parti diğer partilerin görevlilerine de yemek ısmarlamak konusunda birbirleriyle yarıştılar… Kibarlık hep kazanıyor…

Bu şekilde güzel ve komik olaylar yaşandı son seçimde, enteresan olanlarına bir süre daha yer vermeye devam edeceğiz…

-