William Shakespeare tüm dünyanın kabul ettiği İngiliz dilini en iyi kullanan ve bu dilin en büyük en önemli yazarıdır.
Aynı zamanda oyuncudur dahaaa…
Shakespeare’nin asırlar öncesi kaleme aldığı eserleri çözümlemek, ne dediğini anlamak büyük beceri ister. Edebiyatı sindirmemiş gariban takımı onu anlayamazlar, bizim yalelli takımı hiç anlayamaz… Minibüs müziğinden henüz kurtulamamış ve “yandım Allah” makamından hala sıyrılamamış “sev dedi gözlerim” filmleri izleyip Orhan abileriyle yatıp kalkanlar zaten Shakespeare kavrayacak düzeyde zeka ile yüklü beyne sahip değildirler.
Büyük bir dehaydı ünlü yazar!
İşte bu ünlü İngiliz yazar 5 asır öncesinden günümüze seslenirken “Serçenin bile ölmesinde bir bildiği vardır kaderin…” derken, kendisinin kaderciliği ilke edinmiş olduğunu düşünen bizim İslamcı kesim onun “Müslüman” olduğunu bile bir zamanlar öne sürdüler ve hatta bu konu üstünde epey bir süre bastırdılar da…
Ama serçeler önlerine atılan o yemleri yemedi!
Shakespeare o sözleriyle bizim günümüz hacı hocalarının sık sık dile getirdiği “öbür tarafa bir şey gitmiyor” düşüncesini irdeliyordu bir bakış açısına göre…
"Kötü fallar umurumda değil benim.
Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin.
Şimdi olacak bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa, bugün olmaz.
Bütün mesele hazır olmakta.
Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış, erken bırakmış ne çıkar.
Ne olacaksa olsun!"
Günümüze çok uyuyor, “cuk” diye de oturuyor bu cümleler!
Dünya malı peşinde koşup koşup birden bire gelen bir sekte-i kalp sonucu gibi bu dünyayı terk edip gidenler ne götürdüler? Çalıp çırpıp mallarına mal katıp, kul hakkından yetim hakkına kadar geniş bir yelpaze içinde yiyip içip, ülkeyi soyup soğana çevirenlerin mezarı da iki metrekare kadar değil mi? Milleti sefalete sürükleyip sülalelerini abad edenler üç beş kişiden hayır dua alsa ne yazar almasa ne yazar? Milyonların ahını almak kime yaramış şimdiye kadar? Particiler, politikacılar, ihaleciler, yandaşçılar, çıkarcılar, takiyyeciler, din bezirganları, mürit seviciler, ırza tasallutçular, sahtekarlığın her türlüsüne “baba” diyenler, Shakespeare 500 yıl önceden sizi öngörmüş ve “Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış, erken bırakmış ne çıkar” demiş, söyleyin bakalım siz 500 yıl sonra bile hala anlamadınız mı?