Yazılıyor, çiziliyor; halk anlıyor ve üzülüyor ama bazı müdür beyler “olur böyle vakalar” havasında… Her konuda böyle; eğitimde de böyle, çevrede de böyle, ticarette de böyle…

“Aman ben kimseyi rahatsız etmeyeyim” diyen yetkili iktidar yanlısı esnaftan korkuyor, köşesine çekilmiş müdür tayinden korkuyor, daha yeni gelmiş çünkü… Amiri memuru “bana ne” havalarında. Evet ama siz gideceksiniz, biz buradayız.

Okulda minikler çiş yapacak, pisuarlara boyları yetmiyor, çünkü okul aslında liseliler için, pisuarlar yapılacakmış… Ne zaman? Ağır ağır be yaaaa!

İşyerlerinde aynı mala değişik fiyat uygulamaları… Peki denetim? Eleman yok. Masada oturanlar neci? Onlar yandaş sendikadan…

Temizlik işleri ağır aksak, bir kısmı çalışıyor, bir kısmı yatıyor… Yatanlara diğerleri bir tuhaf bakıyor, yakında çıngar çıkacak, haberleri yok…

Öte yandan memleket başka havalar çalıyor,

Yok efendim süreçmiş,

İmralı komisyonuymuş,

Afmış, vs., vs., vs…

Ulan herif çıkmak istemiyor ki; çıksa nereye gidecek? Kim koruyup kollayacak? Adam diyor ki “beni çıkarın ama adadan dışarı değil heeee…”

Ayrı devlet istiyorlar,

Ayrı dilde eğitim istiyorlar,

“Kürtçe” filan diyorlar… Hangi Kürtçe lan, hanginiz Kürtçe biliyor? Kürtçenin de hangisini biliyor?

Kurmanci mi, Soranice mi, Kelhurice mi, Lekçe mi, Zazaca mı?

Hangisi ulan?

Aponuz biliyor mu?

Demlenenler açısından bele…

Demlenmeyenler açısından da şöyle:

“Avantacı” dediler olmadı,

“Çete” dediler tutmadı

Baktılar avanta lavanta işlerinden bir şey çıkmıyor, şimdi de “casus bunlar”

O da olmazsa Kudret Şandra : ))))

Neler görüyoruz yaşıyoruz walla!..

Mevlam sonumuzu hayreyleye…