Aslında bu gün bir CHP yazısı yazacaktık, yöneticilerine de üyelerine de “herkes aklını başına alsın” diyecektik, “bakın yakında yerel seçim var, siz hala şu aday bu aday diye kulis yapıyorsunuz, çıkın genç üye toplayın bu partiye, yoksa seçim gider” uyarısı yapacaktık;

“Genel merkez genç aday istiyor, belediyeciliği bilen aday istiyor, partililer de öyle, halk da öyle, sizin ona buna açtığınız telefonları genel merkez bilmiyor mu, Bağdat’taki sağır sultan bile duydu…  Şaibeli isimleri halka kakalamaya çalışmayın, seçmeni küstürmeyin, daldaki kuşa değil, eldeki kuşa oynayın” diyen vatandaşların taleplerini buradan dile getirecektik;

Ama nasılsa CHP tabanının bu taleplerini ve seçim sonrası kesin öngörülerini kimse dikkate almayacak, AKP’ye oy vermek istemeyen halkın da beklentilerini parti yöneticileri doğru dürüst anlamayacak, biz de “dememiş miydik…” diye bir yazı yazmak istemiyoruz, o nedenle bu kentin dışarıya yansıyan görünümünü dile getirelim dedik…

Zonguldak’ımızın yeni…

Cumhuriyetin ilk ili Zonguldak aldı başını gidiyor gördüğünüz gibi, herkes bizi kıskanıyor…

Çünkü;

Sokaklar boş, caddeler boş; herkesin işi gücü var çalışıyor…

“Başınızın gözünüzün sadakası olsun” diye fakire para vermek istiyorsunuz ama gel de bul, kent merkezinde bir tek dilenci yok, mahallelerde zaten yok…

Pahalılık, esnafın vatandaşa kazığı dibine kadar sokması filan gibi şeyler bizim burada yok; halk hayatından memnun, öyle kafelerde mafelerde lokantalarda hala tarife filan yok ama gerek de yok, çünkü bunlar zaten  “biz çayı çorbayı yarı fiyatına veriyoruz” diyorlar… “95 liralık çorbanın fiyatı aslında 150 olmalı ama zam yapmıyoruz” diyorlar…

Ulaşım sorunumuz yok, dolmuşlar bedava, Yayla’dan binin Soğuksu Pazaryerine gidin 34 lira, 34 de dönüş 68 lira, taksiyle gidip gelseniz en az 200 lira, bedava değil mi yani?

WC mi? 7 buçuk… Bedava yerler de var, Vilayet binasının altı vaaa, Halk otobüsü duraklarına terkedilen satış tezgahları vaa, ağaç dipleri vaaaa, arka sokaklar filan vaaa, bunlar varken gidip de 7 buçuk vermek enayilikten başka bişey değil mi? Alooo buyruuun; 10 lira mı oldu? Olsun yine de ucuz canıııım…

Her önüne gelen esnaf, market, zincir market vs. filan öyle istediği malı istediği fiyattan satamıyor bizim burada, Ticaret İl müdürlüğümüz çok sıkı denetim yapıyor maşşallah!.. Belediyemiz de öyle…

Müzik ve konser dinletilerdi konusunda en şanslı il merkezlerinden biriyiz walla, adı “dilenciler caddesine” çıkan Gazipaşa’da adım başı konser var, eline dümbeleği alan çıkıyor kaldırımda vurup duruyor, eline zurnayı geçiren de öttürüp duruyor, ne mi çalıyorlar? Boşveeeeer, n’apacan? Öttürüyorlar işte,  sen boş geçme, kutuya at bişeyler…

Millet çakı gibi oldu bizim burada, perhiz yapmayı seven bir halkımız var, yemiyorlar içmiyorlar, sağlıklarını kazanıyorlar…

Öyle eskisi gibi içki miçki içen de kalmadı, alkolün zararlarını anladı vatandaş içmiyor, sigarayı da ya bıraktılar ya bırakacaklar, sigara da neymiş canım? Avanak otu!..

Hizmet sektöründe fiyatlara öyle güzel ayar çekiyorlar ki, örneğin adam eskiden  10 satıp 10 kazanırken  şimdi satış fiyatını ikiye katlamış, beş satıp yine on kazanıyor ama hem yorulmuyor, hem de yanında eleman çalıştırmaktan tasarruf ediyor…

Caddelerimiz sanat eserleriyle dolu, 5 bin yıl önce heykeltıraşlar tarafından taştan yontulan heykel gibi heykellerin yerine şimdi yönetimler plastiği keşfetmişler, kalıba döktürüp bunların kentin kavşaklarına meydanlarına filan dikip gözümüzü gönlümüzü ferahlatıyorlar, bayılıyoruz bu heykellere… Haaaa; bir de rengarenk boyuyorlar bu heykelleri… Heh heh heee… Hele o dolmuş durakları önündeki direği görünce aklıma küçükken okuduğum Teksas Tommiks‘lerdeki Kızılderili totemleri geliyor da eski günlere geri gidiyorum…

Çooook mutluyuz bu şehirde,

Her sahilinde wc’leri olan,  soyunma kabinleri olan, halkın gereksinimlerine karşılık veren tesisleri bulunan plajlarımız var,

Öyle İran’da, Pakistan’da ancak bulunan plajlardaki kadın günleri bizim Zonguldak’ta yohhhh, biz modern ve çağdaş bir kentiz…

Kimileri “mahalle aralarındaki yollar Afrika’nın kabilelerinde bile yok” diyenlere şu yanıtı veriyoruz; “olmaz tabii, burası çağdaş bir kent, onlar kabile…”

Vilayet binasının duvarına Alaplı’nın porsuğunu yanlışlıkla monte etmişler, aslında madenci feneri koyacaklarmış ama teknik bir hata olmuş… Öyle üstündeki Atatürk Portresinin altına denk gelip “porsuk” yazılması ise kasıtlı değil, değilmiş…

Evet;

Çok ama çok mutluyuz bu şehirde, Allah bizi yönetenlerden razı olsun, başımızdan eksik etmesin, amiiiin!..