Yıllardır parti liderleri, cumhurbaşkanları, başbakanlar Zonguldak’a gelir gider, miting yapmaya cesareti olanlar da o bizim meşhur madenci anıtı önünde halkın karşısına çıkarlar.

Ben son 50 yılı hatırlıyorum, bu iş böyle yürüyor…

Demirel geldiğinde köylerden kır atlara binmiş adamlar gelirdi, Ecevit içinde beyaz güvercin uçururlardı…

Böyleydi, öyle çok çok sıkı güvenlik önlemleri de alınmazdı, normalin bir tık üstü bir prosedür uygulanırdı, çünkü halk akıllı usluydu…

Miting alanı da anca dolardı, kim gelirse gelsin öyle olağanüstü bir kalabalık oluşmazdı, çünkü bu kentin kapasitesi bu kadardı. 50 yıl önce de bu kadardı, şimdi de bu kadar!

Mitingler kapsamında son olarak CHP lideri Özgür Özel’i konuk etti Zonguldaklılar. Parti öyle ilçelerden, beldelerden, köylerden adam taşımadı, kimseye de köfte ekmek dağıtmadı, insanlar kendiliklerinden geldiler, sevdikleri için geldiler, güzel günler için geldiler. Miting alanını da doldurdular, o alan tam kapasite ve alabileceği kadar insan aldı.

Şu bir gerçek ki her zamanki topluluklardan başka bir topluluktu, içlerinden geldiği için oradaydılar… Fakat şu bizim meşhur insan yiyen canavar çalıştı ve sağda solda toplanmış birkaç kişiden şu sözler duyuldu: “Fazla kimse yok, olsa olsa birkaç bin kişi, falan filan…”

O bir iftira gibi konuşulan “olsa olsa birkaç bin kişi” sayısıyla ölçülen topluluk o mitingde karşımıza katlamalı olarak çıktı ama kime bunlara anlatamazsınız, şartlanmışlar bir kere. Pavlov’un şartlı refleksi gibi… Bazıları “CHP” denince bir tuhaf düşünüyor bakıyor!

Kardeşim; Zonguldak’ın miting potansiyeli bu kadar! Sen burayı İstanbul filan mı zannettin? İstanbul’un bir mahallesi bile buraya en az 10 basar… Yine Özgür Özel için çok iyi bir dinleyici sayısı vardı, şak şakçı değil, dinleyici…

Evet;

Bu bir gerçek, Akepelilerin de çok iyi düşünmeleri gereken bir gerçek.

O gerçek, o gün orada bir aydın insanlar topluluğunun güzel günler için bir araya geldiklerinin bir kanıtı olarak tüm ülkeye yansıyan görüntüsüydü.

O görüntü de CHP’lilere “Tarihin doğru yanında bulunma” çağrısı yapan bir dönemlerin Kılıçdaroğlu’na verilmiş en anlamlı bir yanıtıydı.