Sevgili okullarım ramazan bayramında başladığım yolculuğuma Frankfurt ardından Gelsenkirchen ve sonrasında da mesafe olarak yakın olan Amsterdam’a gittim.
Yıllardır duyduğumuz anlatlı anlatılır bitirilemeyen Amsterdam’a sizler için gezdim, Almanya’nın Gelsenkirchen şehrine 3 saat mesafede olan Amsterdam şehri Hollanda’nın başkenti, eski yapılarını muhafaza etmiş sürekli bir popüleriteden bahsedilen Amsterdam’da inanılmaz bir hayal kırıklığı yaşadım.
200 tane kanala sahip olan Amsterdam şehrini gezmeye tren garından başladım.
Kiraladığımız araçla Amsterdam’da tren istasyonuna yakın bir noktada bulunan otoparka arabayı park ettik .
Bu kadar abartılan bir şehrin bu kadar vasat olabileceğini düşünmemiştim .
Her taraf bisiklet ve bisiklet sürücüler ile dolu yayaların üzerine hızlıca sürülen bisikletler , sert ve umarsız bakışları ile Amsterdam’ı gezmeye başladım.
İlk olarak DAM Meydanı’na gittim zaten şehrin nabzını ölçebileceğimiz en hareketli ve popüler yerlerden bu meydandan ulaşabilirsiniz.
Burada her türlü dükkan yeme içme ve kahve ihtiyacınızı giderebilirsiniz DAM meydanı bir nevi şehrin merkezi konumunda , meydanı çevrilen çok sayıda otel restoran Cafe bar alışveriş merkezleri hepsi çok kısa ve yürüme mesafesinde, Amsterdam kraliyet Sarayı alışveriş merkezi Madame Tussoud balmumu müzesi bu meydanda bulunuyor.
Tüm turistlerin koştur koştur gittiği diğer bir noktada .
Red Light District (Kırmızı Fener Mahallesi) burayı bir şekilde duymuşsunuzdur.
Eğlence mekanlarının ve sıra dışı işlerin döndüğü bir yer özellikle hafta sonları tıklım tıklım olan bu mahalleden meydanı ve tren istasyonunun arasında yer alıyor.
Özgürlükler ülkesi diye adlandırılan hollanda’nın başkentindeki Red light gezi listenizi alın diye ısrar etmesem de meraklıları için ilgi çekici olabilir.
Çok dar ve birbirine girmiş olan kanal evleri bu cadde ve kanal boyunca sıralanmaktadır.
Amsterdam’da görülmeden dönülmemesi gereken yerler arasında alışveriş yapabileceğiniz Kalverstraat da bulunuyor.
Kalverstraat Amsterdam’ın en kalabalık alışveriş merkezlerinden biri; ortalama 750 metrelik bir cadde. Kuzey-güney yönlü olarak Dam Meydanı ile Muntplein Meydanı arasında uzanıyor.
Çok sayıda peynir dükkanı ve peynir çeşitleri ile Amsterdam kanalları ve kanal gezisi yapılabilecek bir lokasyonda olduğunu söyleyebilirim.
Yeme içme konusunda çok abartılı bir şehir olan Amsterdam hiçbir şekilde bize fazla uyan bir yer değil. Pizza ve diğer dünyanın her ülkesinde bulabileceğiniz atıştırmalıkları burada da rahat bir şekilde bulabilirsiniz, kahve zincirlerinin bayileri de hemen hemen her sokakta mevcut.
Bunun dışında anlatıla anlatıla bitirilemeyen özellikle de FABEL ismi ile satış yapan Patatesçi tam bir hayal kırıklığı o kadar gezginler tarafından abartılıyor ki bu yer gidip görmesem yemesem inanırdım.
Gereksiz bir sıra beklemenin sonucunda el kadar Porsiyona 4 Euro € gibi bir para ödeyip lezzeti yanından bile geçmeyen sos ile kurtarılmaya çalışılan bir patates kızartmacısı, laf olsun diye yemek isterseniz bilmem ama kesinlikle değmez.
Bunun dışında 4 saatte gezilebilecek her lokasyonu gezdikten sonra arabamizi almak üzere arabamızın yanına gittik. Dört saatlik otopark ücretine 48 Euro gibi aşırı pahalı bir para ödedik.
AnlatIla anlatıla bitirilemeyen Amsterdam’ın aslında çok da bizlere hitap etmediğinin altını çizebiliriz.
Amsterdam’da gezilecek yerlerin listesini sizlerle paylaşıyorum.
Umarım güzel vakit geçirirsiniz.
Dam Meydanı
Amsterdam Kanalları
Madame Tussauds Müzesi
Amsterdam Çiçek Pazarı
Leidseplein
Van Gogh Müzesi
Rijksmuseum
Red Light District
Heineken Experience
Jordaan