Sevgili okullarım;
2024 ve 2025 yıllarında Avrupa’yı gezme kararı aldım ve bu tecrübelerimi sizlerle paylaşmak beni heyecanlandırıyor,
Geçtiğimiz yıl Macaristan’da Buda peşte - Polonya’da krakov, Bielsko-Biała- Çekya Prag – Almanya Berlin ve Hamburg seyahatlerimi detaylı bir şekilde köşeden sizinle paylaşmıştım.
Bu seferki rotam Almanya Gelsenkirchen – Frankfurt – Essen – Hollanda Amsterdam – Belçika Brüksel rotasını hazırladım ama önemli olan ise;
Bu sene gurbetçilerimizin izinde güzel bir yazı kaleme almak istedim.
Almanya’da 1960 yılında işçi göçü ile gitmiş olan Zonguldaklı gurbetçilerimizi ve o dönem Zonguldak’a bağlı olan Karabük ve Bartın gibi illerin Gurbetçileri ile birlikte beraber olmak onlarla birlikte Ramazan Bayramı’nı kutlamak dertleriyle dertlenmek sevinçleriyle sevinmek için nasıl bir yaşam sözcüklerini görmek için ramazan bayramına dört gün kala yollara düştüm.
İlk durağım Avrupa’nın başkenti konumunda olan Frankfurt şehri oldu.
Uçak iner inmez Frankfurt Havalimanı’nda çalışan Türk soydaşlarımızın varlığı beni bir hayli memnun etti.
Havalimanında işçisinden polisine kadar birçok alanda Türk görev yapmakta, hatta uçaktan inerken bizi kontrol eden polisin Türk olması yüzümde tebessüm oluşmasına sebep oldu.
Gençlerimizin bu nedende mevkilere gelerek ülkemizi temsil etmeleri gurur verici bir durum .
Frankfurt şehri Almanya ve Avrupa’nın kalbinde yer alan içerisinde Avrupa Merkez Bankası’nı ve Borsa’yı barındıran tüm yolların geçiş noktası konumunda olan güzel bir şehir.
Frankfurt’a ilk gördüğümde Eskişehir ilimize benzettim ortasından geçen nehir Eskişehir’e andırdı
.
Frankfurt merkezde tren Garına iner inmez Münchener Straße geçtim buradaki Türk esnaflar ile biraz söyleşide bulundum.
Çok sayıda Türk iş yerinin varlığı Frankfurt‘un merkezinde yer alıyor .
Sınırlı zamanımın olması bir şehri keşfetmek için yeterli olmasa da genel panoramayı ortaya çıkarmak için bana yeterli geldi.
Zaman zaman sıkıntılı anlar yaşasam da Frankfurt güzel bir şehir, Frankfurt şehrine bir tam günüm ayırmıştım beş ana arterlerinde gezmek için bana yeterli geldi.
Frankfurt ve Frankfurt havalimanı başta belirttiğim gibi gezginler için tam bir aktarma noktası gözlemlediğim kadarıyla çok aktivitenin olduğu bir şehir değil Frankfurt’u gezmek için iki tam gün yeterli olacaktır.
Ben de herkes gibi Frankfurt‘u bir geçiş noktası olarak kullandım sadece merakımı gidermek için kısa bir gezinti ile bir günümü ayırarak Frankfurt’ta gezdim asıl amacım sizlerin de tahmin edeceği üzere Zonguldaklı Karabüklü ve Bartın’lı Gurbetçilerimizin yoğun olarak yaşadığı maden şehri olan Gelsenkirhen idi.
Almanya’nın her yerinde olduğu gibi Frankfurt’ta da çok sayıda kafe bulunmakta ve hamur işi ürünleri ile güzel bir vitrin sunmakta ben sabah kahvaltısı için kahve ve pasta tercih ettim, elbette gönlümün bir tarafa bir Türk restoranında çorba içmekti, çok klasik gelecek ama yurtdışına çıktığımda kendi damak tadımızı her zaman arayan bir kişiliğe sahibim.
Frankfurt benim için tatlı bir şehir olarak hafızamda yer alacak.
Pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi şehrin eski yerleşim yerleri Allstadt tarafları tarihi mekanları sevenler için bulunmaz bir nimet, Römerberg’e doğru yürüyecek olursanız güzel bir meydana çıkarak şehri güzel bir başlangıç yapmış olursunuz, Kilise ve Katetral merakınız var ise burada bol miktarda karşınıza çıkacaktır.
Avrupa’da en çok Göktelenlerin bulunduğu ve Amerika’daki Menhattına atfen Mainhattan denilen bölgede arkanıza gökdelenleri alarak hatıra fotoğrafı çektirmeden gelmeyin.
Bunun için Zeil caddesi İstanbul’un İstiklal caddesi tarzında bir cadde burada bulunan alışveriş merkezlerinin teraslarından çok miktarda resim çekinebilirsiniz.
Fuar kent olan Frankfurt’ta konaklama yapmak ve otel bulmak fuar zamanlarında bir hayli zor bunun için çok önceden rezervasyon yaptırmanız gerekir.
Ne yazık ki Frankfurt’un Almanya’nın finans merkezi olması Paris ya da Bruj gibi görür görmez aşık olacağınız bir şehir yapmıyor; ancak şehrin kendi göre ayrı bir cazibesi var ve sanırım Frankfurt’u sevmemin nedenlerinden biri de bu.
Dediğim gibi Frankfurt gökdelenler ve iş merkezlerinden ibaretmiş gibi görünüyor; ancak şehirde 2. Dünya Savaşına kadar ahşap binalar, Arnavut kaldırımlı sokaklar varmış. Savaş sırasında yerle bir olan Frankfurt küllerinden yeniden doğmuş. Hem de tam bir finans merkezi olarak.
Frankfurt’ta başlayacak gezilecek yerler
Frankfurt Hauptwache
Zeil Caddesi – Zeil Strasse
Römerberg Meydanı
Römer
Eski Nikolai Kilisesi – Alte Nikolaikirche
Frankfurt Katedrali Frankfurt Cathedral
Ahlar Köprüsü – Seufzerbrucke
Goethe’nin Evi
Eisener Steg Köprüsü
Tüm bu gezilecek yerlerin hepsini bir günde gezip tamamlayabilirsiniz hepsi birbirine çok yakın mesafede ya da tramvay gibi toplu taşıma araçlarıyla kısa sürede ulaşabilirsiniz.
Çok sayılı Türk varlığıyla dikkat çeken Frankfurt fazla Zonguldak ve içerisinde barındırmıyor ama yoğun bir Türk varlığına gözlemledim.
Ülkemizin çeşitli vilayetlerinden Frankfurt’a gelen gurbetçi Türklerimiz burada da güzel pozisyonlar alarak hem ticari alanda hem de aktüel alanda Frankfurt’ta ve ülkede söz sahibi durumdalar.
Çoğu ticaretle uğraşan gurbetçilerimizin yanı sıra Avukatından - Doktoruna çok sayıda beyaz yakalı çalışan gurbetçimiz de mevcut.