İçinde bulunduğumuz çağda halka çağa uygun söylemler yapması gereken din görevlileri bazen esiri oldukları bağnazlığın kucağında insanlara öyle saçma sapan telkinlerde ve söylemlerde bulunuyorlar ki, bunlara inanıp uyanlar olsa çıkacaklar başkalarına saldıracaklar…

Zonguldak’ta böyle bir olay yaşadık…

Ulu camide genel kültürü sıfır adamın teki çıktı vaizlik adına halkı kin ve nefrete itecek, insanları ayrıştırıcı bir konuşma yaptı.

Neymiş efendim; kadın Milli Takımımızın kılık kıyafetleri, giyiniş tarzları filan din ile bağdaşmıyormuş. Adam “bazılarının yaşam tarzı da İslam’a aykırı” diyecek ama bademleme olayları, kurslarda tarikat evlerinde küçük çocukların ırzlarına sakallı şalvarlı herifler tarafından tasallut daha hafızalarda, 6 yaşındaki kendi kız çocuğunu orta yaştaki tarikatçıyla everen yobaz daha unutulmadı, alacak cevabını anında, biliyor…

Bu birinci olay değil,

Ben şahidim, bundan dört beş yıl önce de bir Ramazan ayında Cuma namazında Yeni Cami imamı da vatandaşa “şimdi düğün dernek zamanı. Sakın kadınlar kızlar düğünlerde erkeklerle bir arada oynamasın, şeriatta yeri yok, zina sayılır…” gibilerden bir konuşma çekmişti, biz de yazmıştık. “Yüzyıllardır birlikte horon tepen, halay çeken bir milletin mensuplarının kafalarına böyle saçma sapan şeyleri neden sokuyor bu adam?” diye sormuştuk. Öyle ya böyle bir söylem milleti kin ve nefrete sürüklemek, birbirleri aleyhine kışkırtmak değil miydi?

Sonra da sormuştuk “ne gibi bir işlem yapıldı?” diyerekten de şöyle yanıtlamıştı müftülük: “Uyardık”

İşte bu son olayda da müftülükten benzer bir açıklama geldi: ”kastını aşmış…”

Heh heh heeeee…

Bu ne biçim bir yanıt, bu ne biçim bir kovuşturma?

Yetmez Müftü bey yetmez!..

Bu adamı bir daha halkın karşısına çıkarma, tüm yetkilerini elinden al, konuşmasına hiç izin verme, sakat söylemleri var bunun, gereğini doğru dürüst yap. Biz diyanetin memurlarının maaşları ödensin diye vergi verirken, o memurlar çıkıp bizim örfümüze adetimize, milli değerlerimize sövüp saysın diye o vergiyi vermiyoruz…

Yine çok yakın bir geçmişte, dört beş yıl önce, Kilimli-Zonguldak arasında, direksiyonda makam şoförü, arka koltukta da ince bıyıklı biri oturan bir araç bir kedi yavrusuna çarpmış ve oradan kaçmıştı. Semt sakinleri peşine düşüp aracı yakaladılar ve hayvanı neden veterinere götürmediğini sorduklarında arka koltuktaki heriften aldıkları yanıt şöyleydi: “daha önemli işlerimiz var…”

Hayvan bile olsa bir can kurtarmanın yüceliğini bilmeyen bu zat da dönemin Müftülükte çalışan bir üst düzey memuru çıkmıştı. “Tamam veteriner parasını öderim” deyince halk tarafından serbest bırakılan bu kişi daha sonra veteriner kliniğine de takarak kaçmış, tayin de isteyerek bir başka kente gitmişti.

Hayvancığız da veterinerde ölmüştü…

İçinde bulunduğu araç da sivil plakasına rağmen resmi araç çıkmıştı. Nasıl mı çıkmıştı? Diyanetin bir vakfının çıkmıştı! O zamandan beri merak eder dururum bizim müftülüğün kaç makam aracı var, bunların kaçı resmi kaçı sivil plakalı diye…

Açıklasalar da öğrensek… Biz de, halk da…

Bu arada;

Müftülük bu kedi yavrusu katili için ne gibi bir takibat mı yapmıştı?

Onu da uyarmışlardı…

Heh heh heee…

Gülüyorum ama sinirden!

Enerji-SA

Enerji-SA bilindiği gibi ülkemizin enerji sektöründeki en büyük ismi, devlerden birisi… Ülke insanının istihdamı konusunda da elinden geleni yapıyor, yaptığı yatırımlarla da ekonomi liginde ülkemizi üst sıralara taşıyor.

Enerji-SA Zonguldak’ta basın ile bir araya geldi. Yazılı ve görsel basını Dedeman’da ağırladılar. Bir kahvaltı masası etrafında toplanan basın mensupları arasında önemli bazı isimler de vardı.

İstanbul’dan gelerek toplantıya katılan İletişim Direktörü Göktürk Demirel; Kurumsal İletişim Müdürleri Ogün Hızarcı ve Muhsin Barış Tiryakioğlu, kısa birer sunum ile Enerji-SA’nın çalışmaları konusunda basına bilgi verdiler. Bu arada kendilerinin basın geçmişlerini de öğrendik, bizlerden biri olmalarının sağladığı anlayışlı iletişim kapsamında Enerj-SA’ya yaklaşımımız ve bakış açımız daha olumlu oldu.

Bu arada Enerji-SA Zonguldak İletişim sorumlusu Tuğba Pulat da kısa bir sunum yaparak Zonguldak ve bölge basını ile birlikte çalışmaktan duyduğu memnuniyeti aktardı. Kendisini ilk kez tanıdım; gördüğüm kadarıyla çok zarif, nazik ve hanımefendi bir yönetici.

Evet;

Enerji-SA ile ilgili haberlerimiz elbette olacaktır, aldığımız bilgiler doğrultusunda en doğrusunu yazmaya gayret edeceğiz...

Onların da bizim makale yazısı ve haberlerimizdeki uyarılarımızı, gördüğümüz bazı aksamaları dikkate alacaklarını biliyoruz…

Ve bizlerle bir araya gelen üst düzey yöneticilerinin nezdinde Enerji-SA’ya, bir Salı sabahı bizlere verdikleri güzel bir kahvaltı kapsamında, günlük yaşamın stresinden birkaç saatliğine de olsa kurtardıkları için teşekkür ediyoruz…

Kahvaltı sonrası güzel jestleri için de…