Son duruma göre AA Finans Sanayi Üretimi Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, arındırılmamış sanayi üretim endeksinin haziranda bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,2 oranında daralma bekliyor. AA Finans’ın Türkiye İstatistik Kurumu tara fından bugün açıklanacak haziran/2019 ayı sanayi üretim endeksi verilerine ilişkin beklenti anketi, 11 ekonomistin katılımıyla sonuç landı. Buna göre, ekonomistlerin haziran ayı arındırılmamış sanayi üretim endeksine ilişkin beklentilerinin ortalaması yüzde 6,2 azalış yönünde oldu. Ekonomistlerin arındırılmamış sanayi üretimi endeksine ilişkin beklentileri yüzde eksi 2,1 ile yüzde eksi 11,0 aralığında yer aldı. Haziran ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin ise yıllık bazda yüzde 1,1 azalacağı tahmin ediliyor. Mayısta geçen yılın aynı dönemine göre, arındırıl mamış sanayi üretim endeksi yüzde 0,1, takvim etkisinden arındı rılmış sanayi üretim endeksi de yüzde 1,3 azalmıştı. Öte yandan mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise mayısta bir önceki aya kıyasla yüzde 1,3 artmıştı. Bu duruma göre Toplam sanayi üretiminde Haziran/2019 ayında yıllık bazda takvim etkisinden arındırılmış daralmanın %1.01 olması bekle niyor.

                           *       *        *

Bu kapsamda .Reuters tarafından 6 kurumun katılımıyla yapılan ankete göre beklentiler %0.1 artış ve %2.4 daralma bandında yer alıyor. Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretiminde takvimden arındırılmış yıllık daralma yıl başından itibaren Ocak’ta %7.4, Şubat’ta %5, Mart’ta %2, Nisan’da %4 olmuştu. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi yüksek teknoloji ürünleri ve sermaye mallarında pozitif katkının desteğiyle Mayıs’ta ise yıllık bazda %1.3 daralma göstermişti. Bu daralma ekonomistlerin beklentilerinin altında kalırken büyüme adına olumlu bir sinyal olarak yorumlansa da bu şartlara göre yeterli görülmüyor. Geçmiş te Türkiye ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde %3, bu yılın ilk çeyreğinde ise %2.6 daralmıştı. TÜİK tarafından bugün saat 10’da  açıklanması beklenen Haziran/2019 ayı sonuçları sanayi üretimin deki son durumu da belirlemiş olacak. Bu arada küresel anlamdaki ekonomilere bakıldığında Amerika ve İngiltere’de faiz eğrilerinde görülen son gelişmeler resesyon alarmı olarak algılanıyor. Bu çerçevedeki piyasa oyuncuları geçmiş yıllarda yaşanan benzer faiz değişimlerin resesyonların takip ettiğini hatırlatarak durumun ciddiyetinden bahsediyorlar. Buna yönelik olmak üzere Amerikan piyasalarında 30 yıllık tahvil faizinin tarihi düşük seviyelerde yer alması ve 10 yıllık tahvil faizinin 2 yıllık tahvil faizinden daha düşük seviyelere gerilemesi ile uyarıların yükseldiğini görülüyor. 10 yıllık gösterge Amerikan tahvil faizi %1.623 seviyesi ile 2 yıllık faiz oranı %1.634’ün altında yer aldığı izleniyor.

                           *       *        *

Geçmiş yıllarda en son aynı şekilde bir değişim görüldüğü tarih ise Aralık.2005 idi, bu da finansal piyasaları vuran 2007 krizinin yak laşık iki yıl öncesi anlamına geliyor. Credit Suisse’in raporuna göre faiz eğrisindeki yaşanan böyle bir gelişmeyi takiben bir resesyon (durgunluk) görülme olasılığı çok yüksek olduğundan kurum bu duruma ait bir zaman bile veriyor: ortalama 22 ay civarında ola bileceği de yapılan açıklamalar arasında. Benzer bir biçimde İngil tere’de de faiz 10 yıllık ve 2 yıllık faiz oranları arasındaki fark sıfırın altında gerilemiş pozisyonda. Çok tabii olarak global olarak açıklanan zayıf ekonomik veriler faiz eğrilerindeki böylesi bir deği şimde etkili oldu. Ayrıca Çin’den gelen beklentilerden daha düşük perakende ve sanayi üretimi verilerine ek olarak Avrupa’nın loko motifi Alman ekonomisinin daraldığına dair göstergeler bir araya gelince tahvil faizleri alarm vermeye başladı. ADM Investor Ser vice global stratejisti Marc Ostwald’ın Bloomberg röportajında belirt tiği gibi global ekonomide durum oldukça vahim görülüyor.

                                     *       *        *

Sonuç olarak, Banco Santander faiz stratejisti Adam Dent Ame rika’nın nereye çekerse İngiltere piyasalarının da oraya gideceği yorumunda bulunması çok ilginç bir gelişme. Sadece tahvil faizleri eğrile ri değil ayrıca New York Fed’in önümüzdeki bir yılda gerçekleşebile cek Amerikan resesyonuna dair olasılıkları değer lendirdiği endeksi de global finansal krizden bu yana en yüksek seviyesinde yer alı yor. Ve önümüzdeki 12 ayda bir resesyon gerçekleşmesi olasılığını öngörü şeklinde %31 olarak gösteriyor. ABD tarafından fitili ateşle nen ticaret savaşları kapsamında Trump’ın 164 milyar dolar değe rinde Çin ithalatına %10 ek gümrük vergisini 15 Aralık’a ertelemesi ve Beijing’in ticaret müzakerelerinin Eylül’de yeniden başlayacağı nı teyit etmesi ile global piyasalarda panik şimdilik bitti. Mamafih riskler azal madı. Halen Arjantin ve Hong Kong’da ekonomik ve siyasi krizleri takip etmek zorunda olmamız dışında daha önemlisi ise dünya ekonomisi ivme kaybederek piyasaların cazibesini azaltıyor. Almanya 2Ç 2019’da Ç/Ç %0.1 daralırken, Çin’den gelen sanayi üretimi verisi 17 yıllık dibi işaret etti. Perakende satışlar da ivme kaybetti. AB Ülkeleri arasında ihracat potansiyeli en yüksek durumda olan Almanya’da yıllık büyüme %0.4’e kadar gerilerken ikinci çeyrekte daralmanın başlıca nedeni dış ticaret. Alman ya İngiltere ve Asya’ya ticaret yapamadığı için daralıyor. Buna karşın, sabit sermaye yatırımları ve hane halkı tüketiminin gücü açısından olumlu gelişmeler olarak da bilinmesinde yarar var.      Bu tüm gelişmelere karşılık küresel resesyon dalgasından etkilen memesi mümkün değil. İşte sanayi üretimi beklenti anketindeki son öncü veriler mevcut pozisyonu alenen ortaya döküyor. Söz konusu resesyon baskısının her ne kadar daha ne kadar devam edeceği şu anda belli olmasa da önümüzdeki 2020 yılı içinde yeri ni yeniden toparlamaya bırakarak düzelme ihtimali de bulunuyor.