Ülkemizin genel anlamdaki sağlıklı gıda tüketimi konusuyla ilgili tablosuna bakıldığında;Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2018’de 1 milyon 124 bin 918, 2019 yılında ise Ekim ayı itibarıyla 985 bin 188 adet gıda denetimi yapıldı      ğı açıklanırken, yedi bin uzman personelle kontrol ve denetim ordusu oluşturulurken,138 adet kamu ve özel laboratuvarda gıda analizi yapıldığı belirtiliyor.Bu arada da yapılan denetim       lerde iki bin 444 parti ürün taklit-tağşiş kapsamında, 372 parti ürün ise içerisinde bulunmaması gereken unsuralar nedeniyle ifşa edildiği de yapılan açaıklamalar arasında yer alıyor.Mama     fih bütün bu çalışmalara rağmen yine istenen etkinliğin sağla   namadığı da kabul edilmesi gereken bir gerçek.Çünkü proble         min ana kaynağına inildiğinde bahse konu denetim elemanları      yetersiz olduğu gibi verilen cezalar da çok yetersiz ve caydırı     cılıktan uzak bulunuyor.Konuyla ilgili açıklamada bulunan Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) Genel Başkanı Aziz Koçal tarafından yapılan açıklamada gıda güvenliğine dikkat çekildi. “Yemekhaneler, sokak cephesi açık dönerler, tama men denetimsiz lokantalar, buralarda kullanılan malzemelerin sağlıklı olup olmadığı konuları günümüzün en önemli Halk Sağlığı sorunu olup, tüketici sağlığını tehdit altındadır” değer   lendirmesine ek olarak;” Vatandaşlarımızın sağlıklı gıdaya ulaşımı politikalarını ve yol haritasını oluşturmak için, ilgili Bakanlıklar, Meslek Odaları, Çiftçi ve esnaf temsilcileri, Tüketici örgütleri temsilcileri gibi paydaşlardan/taraflardan oluşan bir çalışma komisyonu oluşturularak, alınacak gerekli önlemler belirlenmelidir.” Şeklindeki görüşlerini açıklıyor.

                       *      *       *

Türkiye’deki hüküm süren gıda terörü kapsamında piyasalar      daki tüketime sunulan tüm gıda maddelerine baktığımızda neredeyse sağlıklı olarak tüketilebilecek hiçbir gıda maddesi kalmadı.Her geçen gün yapılan sahtekarlıklara ise bir yenisi ekleniyor. Gıdada sahteciliğin ardından yeni bir skandal daha ortaya çıktı. Bazı gıda firmaları ve marketler son kullanma tarihi dolan ürünleri yeniden rafa koymak için hileye başvuru yor. Etiketlerin üzerindeki eski tarihler aseton, kolonya ve al kolle silinip yeni tarih yazılıyor. Tarım Bakanlığı'nın taklit ve tağşiş listesinden sonra market raflarında şimdi de son tüketim tarihi skandalı ortaya çıktı. Bazı gıda firmaları ve marketler, son kullanma tarihi geçmiş ürünleri alıp, tarih yazan bölümleri aseton, kolonya ya da alkol yardımıyla silerek rafa yeniden koyuyor. Tarihleri tahrip edilen raf ömrü bitmiş ürünler vatan daşa resmen yediriliyor.Bu yeni skandal uygulama da bir internet sitesine yapılan tüketici şikâyetiyle ortaya çıktı. Şikâ yette, bir market zincirinde satılan, Türkiye'nin en büyük süt ürünleri markalarından birinin kaşar peynirlerinin üzerindeki son kullanma tarihinin silinip, yeni bir tarihin yazıldığı belirtil di. Marketlerde çalışanların itirafları ise tüyler ürpertici. Bir market çalışanı, "Marketlerde son kullanma tarihi geçen ürün ler satılmadığı için kazanç düşürüyor. Zarar etmemek için mar ket sorumlusu elimize kolonya tutuşturup tarihleri sildiriyor. Daha sonra da bu ürünler indirim günlerinde ya da promosyon olarak satılıyor" şeklindeki gözlemini açıklıyor.

                       *      *       *

Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Aziz Koçal, daha önce Ramazan kolilerinde de tespit ettikleri durumun sürekli tekrarlandığını, kısa yoldan para kazanma hırsının insanların canına mal olduğunu” belirtirken; Zincirin hangi halkasının çürük olduğunu tespit için belediyelerin de denetim mekaniz masının içinde olması gerektiğini vurgulayan Koçal, "Bu işlemi yapan işletmelerin yöneticilerinin para cezası dışında TCK hükümleriyle yargılanması, bu tip işlemleri tekrarlayan ların ticaretten men edilmesi gerekiyor" diye konuştu. Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner ise, "Açık bir hile var. Biz de bu yönde çok şikâyet alıyoruz ve tüketiciyi Bakan lık hattına yönlendiriyoruz" dedi. Gıda Mühendisi Sedat Kuru ise özellikle zamanı geçmiş peynir ürünlerinin eritilerek yeni den benzer ürünlerin içerisinde kullanıldığını” açıklıyor.

                       *      *       *

Sonuç olarak,özellikle Zonguldak kentimizde ana caddeye ba   kan kesimlerde açıkta satılan tavuk ve et dönerler yanında di    ğer gıda maddeleri ile açık havada simit satan simitçiler, kuru meyve, şeker, çikolata satan toptancılar, pirinç, bulgur vb. gibi açıkta satılan bakliyatlar ve süt ürünleri sağlık için birçok olum suzluklarla karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde; mikroorga nizmalar ürünün içerisinde ya da görüntüsünde farklılığa sebep olmadan sadece muhafaza koşulları, satış koşulları ve uygun olmayan hijyen koşullarından ötürü besin zehirlenmesine se bep olabilmektedir.Bunun için de gıda Hijyenini sağlamak te melde dört faktöre bağlıdır. Bunlar, Kişisel Hijyen, Gıda Hijye ni, Ekipman Hijyeni ve Ortam Hijyenidir. Birincil tarladan sofraya birincil üretim yerleri, satış yerleri ve tabii ki en önem lisi bu bileşenlerin ahengini sağlama görevini yürüten Tarım Bakanlığı, halkımızın güvenli gıdaya erişimi konusundaki asli görevlilerdir.Bu anlamda yapılan denetimlerin amacına ulaşma      sı için de hem Belediyelerde ve hem de ilgili Bakanlıklarda ye ter sayıda gıda mühendisi istihdamı sağlanması büyük önem ta şımaktadır.