Siyasette patinaj durumları görebiliyoruz.
Hemen her partide bu durum mevcut.
Yöneticiler.
Başkanlar.
Üyeleri.
Yönetim kurulu.
Diğer kurular.
Maalesef istikrarlı duruşlar yok.
Dava deniliyor.
Davaya icabet eden yok.
Siyaset sanki menfaat üzerine kurulmuş gibi.
Parti sevgisi.
İlkeleri.
Esasları.
Ahlak.
Nerede.
Patinaj yapmak.
Burada aslında başkan ve yöneticilere büyük görev düşüyor.
Partilere bakıyoruz.
Hemen hepsinde sorun var.
Kimi kendine göre partide yer alma.
İnisiyatif alma.
Genel merkezi güçlü kılma.
Bir çok isim biliyoruz.
Parti hedefleri adına.
Meclis üyesi.
İl ve yerel yönetimlerinde meclisinde yer alma.
Vekil aday adaylığı.
Belediye başkan aday adaylığı.
Tabi ki siyaset yapanların hedefi var.
Zonguldak geçmişte ne bedavadan görev alan siyasetçileri gördü.
Yaşadı.
Hepsi için demiyorum.
Bir kısmı gerçekten yazı tura gibi bedavadan siyasetçi oldu..
Kura çıkar gibi.
Şansına milli piyango çıktı.
Böyle örnekler o kadar çok ki.
Nerede kaldı Zonguldak sevdası.
Ara ki bulasın.
Ve bugüne geldiğimizde siyasette patinaj durumları görebiliyoruz.
Yaşıyoruz.
Hem de canlı canlı.
Görerek.
Siyaset bir yönetim sanatıdır.
Herkes siyaseti yaparken.
Partisine sımsıkı bağlı olsun.
Yöneticilerine de bağlı olsun.
Kendi üyelerine de birlik, beraberlik ve bütünlük içerisinde olduklarını göstersinler.
Parçalanmak en kolay iştir.
Sonuçta parçalanma.
İlk genel ve yerel seçimde karşılarına duvar gibi çıkar.
Bizden söylemesi.
Ve uyarması.
Demedi demeyin.
Siyasette patinaj yapanlara duyurulur.
İÇİMİZDEKİ BAZI JURNALCILAR
Zonguldak’ ta pek çok jurnalci türedi.
Neredeyse meslek edinecekler.
Sadece jurnalci olsa iyi.
Jurnalciler topluluğu.
Bunların işi gücü.
Her şeyi
Fitne.
Fesat.
Yalan.
Dolan.
Dedikodu.
İftira.
Bunlarda ne ararsan var.
Karakter yoksunu.
Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar.
Laf taşıyorlar.
Posta görevi yapıyorlar.
Bu konuda zaman dahilinde işimize de yarıyorlar.
Sadece bize değil.
Herkese bu işi toplum odaklı meslek edinmişler.
Çünkü bunlar gerçekten kemiksiz.
Bunlarda ahlak yok.
İlik yok.
Ahlak olmamasının sebebi geçmişlerinden kaynaklanıyor.
Temel olmayınca.
Herşey çürük oluyor.
Şimdi soruyorsunuz.
Kim bunlar, kim bunlar?
Bunları şu şekilde adlandırmak çok daha iyi.
Bunlar toplumun içine girmiş dost görünümlü düşmanlar.
Adını, adlarını, söyleyemiyoruz.
Toplumda böyle isimler çok ki çok.
Bugün için jurnalci açılımını yapalım.
Bu konuyu şimdilik kapatalım.
Deşifre ise yakın zamanda belki olabilir.
Jurnalci Kime Denir?
Jurnalci kelimesi jurnal ederek yetkililerin gözünde önemli bir yer edinmeye çalışan kişiye denir. Jurnal bir kimse hakkında yetkililere verilen gizli kötüleme yazısı olarak anlamlandırılıyor.
Bu kadar yeter herhalde
Son olarak bu jurnalcileri ortaya çıkarmak nasıl olur derseniz.
Herkes böyle fitne, fesat , iftirada yapması gereken laf taşıyanı anında kime ne söylediyse.
Kim muhatap ise.
Onla karşılıklı yüzleştireceksin.
Ancak bu jurnalcilerin maskesi ortaya o zaman düşer.
Biliniz ki ismini veremem.
İsmimi verme.
Benden duymadın deniliyorsa.
Sende kalsın deniliyorsa.
O zaman bu işin ucu ve bucağı olmaz.
Ya jurnalcilerle yaşayacaksınız.
Ya da jurnalcileri teşhir edeceksiniz.
Güven esası sağlanmak isteniyorsa sorun çözümü budur.
Bu konuda bizlere pek çok şikayet geliyor.
Bilgi geliyor.
Bu işin çözümü sadece bu şekilde olur.
Ya dedikodu yapanlara yol vereceksiniz.
Ya da teşhir edeceksiniz.
Sizce hangisi.