Partiler en kısır döngülü seçim yaşıyor. Siyasi partiler bütçe konusunda çok cimri. Bedava seçim yapmak. Kazanmak. Kime göre. Kimine göre değerlendirelim.

Bedavacı bir anlayış olabilir mi?

 Herkes sahada yapılan emeklerin karşılığı verilmeli.

Meclis de grubu bulunan partiler önemli hazine yardımı alıyor.

Bu paralar önce genel merkez nezdinde.

Sonra ülke geneli İllere gönderiliyor.

Paylaştırılıyor.

Seçimlerde aday adayı adına yüksek bağışlar alınıyor.

Biliyoruz ki Zonguldak önemli milyonluk bağışlar parti genel merkezlerine yapılmış.

Yüksek teberrulu bağışların olduğu.

Sadece sıralama adına on milyonların döndüğü.

Ve hatta bir milletvekili adayının 32 milyon gibi yüksek bağış yaptığı konuşuluyor.

 Böyle yüksek gelirlere partiler sahip oluyor.

Fakat görünen nokta teşkilatlar ayrı.

Milletvekilleri ayrı çalışıyor.

İl teşkilatları seçimde kendilerini ayrı bir çalışma olarak görüyorlar.

Vekilleri ise kendi propagandasını kendi yapsın deniliyor.

Böyle karşılıklı top atmaları Zonguldak’ta maalesef görüyoruz.

Bir de neler görüyoruz yaşıyoruz.

Siyasetçiler.

Siyaset yapan partililer.

Sanki hiç zaman  zam sağanağı olmuyormuş gibi.

Enflasyon sıfırmış gibi.

Beş yıl önceki propaganda maliyetleri aynı tutuluyor.

Beş yıl önceki meblağ ile.

Bugünkü meblağ aynı mı?

Beş yıl önce bir top kağıt 50 lira idi.

Bugün 550 lira.

Beş yıl önce asgari ücret 2029 lira.

Bugün ise 8500 lira.

Nereden nereye.

Beş yıl önce seçim çalışmalarında iki buçuk asgari ücret verilirken.

Tüm seçim süresince bunu toplamda beş asgari ücrete denk gelecek şekilde bütçeler yapılırken.

Bugün aynı siyasi partiler  bir asgari ücret bile veremediklerini görünce şaşırıyoruz.

Akıl tutulması yaşıyoruz.

Bu siyasi partiler mi?

Bizleri yönetecek.

Bütçe yok sözü.

Lafı.

Ne kadar geçerli.

Ne kadar doğru.

Ne kadar gerçekçi.

Siyasi partiler seçim adına seçilmede bütçe yaparken çok uzağa gitmiyoruz.

Halen daha beş yıl önceki bakış açısı ile yürüdüklerini görüyoruz.

Buda hakkaniyetli olmuyor.

Hak etmeyen bazı basın adı altında sözde beleşçi ve bedavacı ve dalkavuk geçinenlere para aktaranlar aslında bizlerin hakkını ve hukukunu çalıyor.

Bu çalmaya da bile bile göz yumanlara, fırsat verenlere,  ne diyelim.

Söylenecek söz kalmıyor.

Sözün bittiği noktadayız.

Bizler söylüyoruz.

Herkes basın adına seçimde hakkaniyetli yol alsın.

Eğer bu hakkaniyet göz ardı edilirse.

Bizlerde kalan son 13 günde seçim adına yapılan çalışmaları gözden geçireceğiz.

Bugüne kadar yaptıklarımıza sayacağız.

İleriye doğru artık haber adına çalışmalarımızı tabi ki sürdüreceğiz.

Tanıtım adına ise ilan adına ise dur diyeceğiz.

Bütçem yok demek bahane aramaktır.

Bütçeyi herhalde bizler yaratmayacağız.

Gelen bütçelerini denkleştiremeyenler.

Veya kendi tasarruflarında gereksizlere kullananlar.

Olaylarında sonuçlarına katlanacaktır.

Tüm partileri kast etmiyoruz.

Ama şunu söyleyelim.

Bedavacı bir zihniyet.

Bütçem yok diyerek yol alanlara bu sözlerimiz mesaj olsun.

Herkes de aklını başına alsın.

Siyaset yapan siyaset sorumluluğunu artık taşısın.

Taşımalı.

Daha çok söylenecek söz ve sözler var ama bugünlük nokta.