Yavaş yavaş mevsimin gereği sebze ve meyveler pazaryerlerinde görülmeye başlandı, manav tezgâhlarında da poz veriyorlar.
Veriyorlar ama etiketleri önce cep yakıyor, sonra da can yakıyor… Erik 200 lira, kiraz 250, üzüm 200; en ucuzu kayısı: 100 TL.
Neden böyleymiş?
Don vurmuşmuş…
Safinaz’ın donu değil, havanın donu!
Bu yaz anlaşılan sebze ve meyveleri kırmızı bültenle arayacağız…
***
Haftalardır varsa yoksa DEM parti, PKK, Apo…
Kürt sorunuymuş falan filan, ne biçim Kürt sorunuysa bu memlekette Türklerin sorunları daha çok; kaldı ki Bu Kürt işi de ne? Neleri eksik? Kürt ne demek Kürt? Bunların Zazası var, Kırmancisi var, Kırosu var, var oğlu var, her birinin lisanı ayrı… Demliler ise zaten Kürtçe bilmiyor, koy onları bir Kürt vs. köyüne, gözüne projektör tutulmuş bıldırcın gibi kala kalırlar walla…
Bu konu çok uzun, onun için girmiyoruz da merak ettiğimiz konu şu:
Hani diyorlar ya;
Bu PKK’nın elebaşları üçüncü ülkelere geçeceklermiş, öyle her yeri de beğenmiyorlar, Norveç filan olacakmış…
Pekiiiiii;
Biz bunlar için kırmızı bülten çıkartmamış mıydık?
İnterpol’e bildirmemiş miydik?
N’olcak şimdi?
Adamı tam Norveç’e filan girerken baktılar kırmızı bülten, enselediler, derdest edip yolladılar Türkiye’ye, n’apcan, almayacak mısın?
“Vazgeçtik, iyi adammış, yanlış yapmışız” filan mı diyeceksin, adama gülmezler mi, dalga geçmezler mi? Bir daha bizi takarlar mı?
Heeeee?
***
Şu bizim kömürün geleceği;
Bilindiği gibi uluslararası anlaşmalar var, bunları imzaladığınız takdirde uymakla da yükümlüsünüz… Hele hele ülkenizin cumhurbaşkanı imzalamışsa, kesin uyacaksınız, bunun aksini düşünmek saçmalamak olur, bu konunun aksi bir fikri ileri sürürseniz de sizin akli melekelerinizi tartışmaya açar elalem…
Her neyse;
Hava kirliliği, küresel ısınma, sera gazları filan derken bu dünyanın akıllı uslu devletleri bunları önlemek için bir anlaşma yaptılar: Paris Anlaşması!
Buna göre fosil yakıtlar yani kömür, petrol vs. belli bir yıldan sonra ısınmada kullanılmayacak, üretimde de yenilenebilir enerji tercih edilecek.
Son tarih 2040, bazı durumlarda da 2050, az kaldı yani…
Bu anlaşmaya ya uyacaksınız, ya kırmızı bültenle aranacaksınız!
Anlaşma hakkında da bilgi verelim:
“Paris Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyoekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir. Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında (mümkünse 1.5 derece seviyesinde) tutulmasıdır. Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının tedricen azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektirmektedir.
Paris Anlaşması, küresel iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir dönüm noktasıdır. Türkiye, yeni iklim rejiminde finans ve teknoloji desteklerine erişim talebinin karşılanması kaydıyla 2015 yılında Paris Anlaşmasını kabul etmiş ve 22 Nisan 2016’da anlaşmayı GELİŞMEKTE OLAN ÜLKE olduğunu sözlü olarak dile getirerek imzalamıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, 21 Eylül 2021 tarihinde Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulunda Paris Anlaşmasını onaylayacağımızı açıklamıştır. Cumhurbaşkanı 27 Eylül 2021 tarihinde gerçekleşen Kabine Toplantısı’nın ardından yaptıkları konuşmada ise 2053 net sıfır emisyon hedefimizi açıklamıştır. Bu açıklamaların ardından 2016 yılında imzalamış olduğumuz Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 7 Ekim 2021 tarihli ve 31621 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Türkiye Paris Anlaşmasına taraf olmuştur.”
Durum bu,
Bu anlaşmaya uyulacak, kömür üretimine de yeni bir çeki düzen verilecek. Ham hayallerin ardından gidilip, vatandaşlar da “ocaklara adam alacağız” diye kandırılmayacak…