Amele Birliği Hastanesine çıkan yol çöktü. 100 senedir çökmedi, iki gün önce çöktü… Acaba neden çöktü?

Bakın neler oluyor bizim bu kentte?

Mahallelerdeki, sokaklardaki yolların altındaki dimdik arazileri müteahhit vs. alıyor, sokuyor buraya iş makinalarını, o dimdik toprağı oradan alıyor, zemine sıfır bir alan çıkarıyor, sonra da dikiyor oraya bir bina. Binanın arkasına da 40-50 metrelik bir duvar… Böyle bir duvar inşaatı ayrı bir mühendislik, ayrı bir statik hesap gerektirirken adam 2 metrelik bahçe duvarı gibi duvar inşa ediyor. C 20 beton kullanıyor ucuz olsun diye, arkadaki toprağa duvarı bağlama işlemlerini es geçiyor, sonra da arkadaki toprak yediği yüzlerce ton su ile yükleniyor bu uyduruk duvara ve duvar çöküyor…

Böyle çok inşaat var.

Amelebirliği hastanesine çıkan yolun altı da geçtiğimiz senelerde böyle alındı ve sözde yol genişletildi, aşağıya da binalar yapıldı.

Her gün önünden geçtiğim ve ilgi ile izlediğim bir inşaat var, 467 evler semtinde, bulunduğu yerde dik bir arazi vardı, bir baktık buraya iş makinaları girmiş, o kaya dolguyu günlerce kırdı, yükledi taşıdı ve ortaya yola paralel bir arsa çıkardı, 7 katlı bir inşaat yapıyor, inşaatın arkasına da bir duvar çekti, duvarı üstteki yola bağladııııı… Yolun altında eskiden kaya vardı, şimdi beton duvar var.

Yarın mı?

Allah kerim!..

İnşallah duvarın üstüne alınan Rüzgarlımeşe yolu Amelebirliği hastanesine çıkan yol gibi çökmez…

İnşaat sahibi tabii ki yasalar izin verdiği sürece binasını yapacak ama o yasalar böyle durumlarda ve böyle imalatlarda “ arkadaş bu kaya dolguyu buradan alırsan yarın bir gün üstteki yol çökebilir” neden demiyor?

Ve böyle durumlarda suçu neden hep yağmura yüklüyoruz?

“Buralara neden ruhsat verildi” demiyoruz?

A TİPİNDEKİ LOJMAN(!)

Biraz tuhaf bir başlık di mi? Değil işte, gayet normal ve anlamlı bir başlık, biraz da işin farkında olanlar için.

Evet; A tipinde bir lojman var… Misafirhanenin alt katında, zeminde, bahçeye bitişik… Bu lojman A tipi konukevinin yani misafirhanenin sürekli korumasını yapacak, gerektiğinde temizliğini üstlenecek, odaları açık kapayıp havalandıracak, gereksiz insan ve hayvan gibi dadanmaya eğilimli varlıkları engelleyecek kişiye ait bir lojman.

Orada yatıp kalkacak, orada işini yapacak yani…

Ama gelin görün ki bu lojman senelerce boş tutulmuş, buraya koskoca genel müdürlük bir görevli atamamış, sanki “buranın bakımı zor, koruması zor, verelim gitsin…” gibilerden hava yaratılmış. Amaçlarına da ermişler, canım A tipini kütüphane olarak vermişler…

Bu lojman neden boş tutuldu, yıllarca neden bir görevli atanmadı, danışıklı bir dövüş mü yapıldı, elbet yarın bir gün birisi gelir, bunun hesabını sorar…

Şimdi soramazlar, alan razı veren razı çünkü; halka rağmen…

 DERYA AKBIYIK’IN SÜRPRİZLERİ

Zonguldak’ta accayip yorulan(!), canları çıkan, çay-simit talimi yapmaktan mideleri buruşan basın erbabını en çok düşünenlerden biri Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti (ZGC) Başkanı Derya Akbıyık oldu hep ve olmaya da devam ediyor…

Son olarak ilçelerden de dahil olmak üzere ZGC üyesi olan olmayan 15 gazeteciye Bartın/Amasra gezisi yaptırtan, yediren ve içiren, altlarına bir de servis tahsis ettirerek gezdiren Başkan Derya Akbıyık şimdi yeni bir sürprizinin olduğunu kulağımıza fısıldadı.

Sürprizin ne olduğunu da bir tek bana söyledi…

Boşuna yalvarmayın; söölememmmm!

Bekleyin görün, Derya’yı da kızdırmayın…