Asgari ücretle çok oynanıyor.

Hele ki yaygın basın adı altında yaratılan algı operasyonları.

Bilgi kirliliği.

O demiş ve bu demişi.

Neredeyse yeni asgari ücret fiyatları belli.

Hem de açıklamaların bilgisi yüksek yerlerden denmesi, denilmesi, net geçerli kaynak belirtmeden yazmak ve çizmek, ne derece doğru.

Tabi ki değil.

Çükü çalışma bakanımız dahil.

Cumhurbaşkanımız da dahil.

Asgari ücretle ilgili net rakam adına bir açıklama yapmadılar.

Sadece iki gün önceki canlı yayımda Çalışma  ve Sosyal Güvenlik bakanı Vedat Bilgin, hocamız 500 doların altına inmeyeceğiz mesajını verdi.

O da çok taze bir bilgi. Maliyetler artıyor.

Asgari ücret zammı devamlı ve sürekli gündemde tutuluyor.

Peki asgari ücret vermek.

Artış yapmak. Altı ayda bir zam öngörüsü.

Sorunu çözüyor mu?

Çözmüyor. Aksine daha sorunu tırmandırıyor.

Bir kere altı ayda bir ürünlere zam gelmiyor.

Veya zam yapılamıyor. Peki asgari ücret parası nereden çıkacak.

Karşılığı nereden sağlanacak?

Hiç bunlar soruluyor mu?

Cevapları alınıyor mu?

Hayır.

Bir kere asgari ücreti özel sektör işvereni ödüyor.

Belirleyen kim?

Devlet.

İşverene soran var mı?

Var. Ama klasik.

Hayır deme şansı olmadan sorulan soruların karşılığı ne olur?

Cılız olur.

Bakınız.

Asgari ücretin maliyeti.

Tam 12.000 lira.

Vergi muafiyetine rağmen.

Vergi sıfır. Ama SGK 3800 lira gibi bir tutar.

Yıpranma payında daha çok tutuyor.

Asgari ücret kısa sürede. Nereden nereye geldi.

İki yılda hızla değişim. Hızla yükseliş.

2825 lira olan tutardan.

Önce 4253. Altı ay sonra 5500.

Ve bir altı ay sonra ise rakam tam 8506.

Evet kısa sürede asgari ücretin geldiği nokta.

Peki tüm bunun nedeni ne?

Pahalılık. Pahalılık.

Asgari ücretin artışı pahalılığı karşılamak.

Geçim standardını sağlamak.

Asgari ücrette bu kadar çılgın yükselişlerin sonu ne oluyor?

Hayat daha da pahalılaşıyor.

Bakınız.

Kiralar aldı başını gidiyor.

Konut alabilene aşk olsun.

Araçlar.

Otomobillerin karaborsa oluşunu herkes seyrediyor.

Asgari ücretle ile bu kadar oynamak.

İşverenin karşılığı.

Oluru alınmadan yol almak.

Ne derece sağlıklı.

Herkes istihdam yaparken iki kere düşünüyor.

Şirketler birleşme üzerine yol alıyor.

Maliyetler düşsün. Kazançlar birleşsin.

Sonuçta herkes aldığı karı daha fazla alsın.

Ayakta kalsın. Asgari ücreti artırmak çözüm müü0*

Yoksa istihdamın büyümesine engel mi?

Örnek verelim.

Bugün eğer temmuz  zammı asgari ücrette gerçekleşirse.

Ki o yönde gidiyor.

Özel sektör kömür üreticileri ne yapacak?

Asgari ücret artışını nasıl karşılayacak?

İnanıyorum ki kömür işletmeleri kara kara düşünüyor.

İki asgari ücret zorunluluğu var. Maliyet farkı var.

Sigorta artışı var. Var da var.

Gelir ne? Yerinde sayan bir alım.

Maliyet yüksek.

Giderleri karşılamak zor.

Gelirler ise sınırlı.

O zaman özel kömür işletmeler ne yapacak?

Soruyorum ne yapacak?  Zaten büyük ekonomik darboğaz vardı.

Şimdi o daha da artacak.

Evet şunu da yazalım.

Seçim ertesi  günler bizleri gerçekten ekonomik anlamda çok daha zorlu günler bekliyor.

Kamudan maaş alanlar memur.

İşçi. Asgari ücretli, sözleşmeli.

Rahat. Ama öze sektör çok sıkıntılı çok.

Asgari ücrete devamlı zam güzel gibi mutlu edici görünse de.

Sonrası işveren adına mutsuzluk.

Çift taraflı mutluluk olmadığı zaman o iş kar değil zarara yol açar.

Gidişat iyi değil. Hem de pek çok sektör adına. İstihdam derken. Asgari ücret artışı derken.

İstihdamın önüne set çekilmesine nende olunuyor.

Bu maaşları ödemek pek çok sektör adına artık daha da zor ve zorlaşıyor.

Sonuç nereye gidiyor.

Sonuç küçülmeye, daha tasarruflu  tedbirler almaya ve ekonomik olarak kurumların güçlerini birleştirmelere doğru yön alıyor.