Ülkenin yüzde 90’ını oluşturan gariban takımının bir bölümü seviniyor; “asgari ücret arttı, 17 bin lira oldu, aman ne iyi…”

Buna bir de “Allah razı olsun hükümetten… Başımızdan eksik olmasın…”  duasını ekleyen de var. Hakikaten balık hafızasına sahip bir millete mensubuz, yüzde 120’yi bulan gerçek enflasyonu kimse dikkate almıyor, yüzde 49 zammı öpüp başına koyuyor. Be birader, sen değil misin pahalılıktan yakınıp duran, sen değil misin evine et süt alamayan,  sen değil misin çocuğuna yumurta yediremeyen, haaa? Bu ne?

Bakan asgari ücreti açıklarken yağ çekmenin en ilkel örneğini de sergiliyor; “Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük iradesiyle… O’nun önderliğinde, falan filan…”

Cumhurbaşkanlığı bütçesi 2024 için yüzde 85 zam aldı, senin halka layık gördüğün bu yüzde 49 ne?

Şimdi cümle alem görecek Hollanda’nın Amsterdam’ını…  Şu gariban milleti inim inim inletmeyi maharet sananlar etiketleri nasıl ikiye üçe katlayacaklar görün… Konfeksiyonda zaten kalktı da, gıdada dört rakamlı fiyatlara hazırlanın… “Yok ben çakma giyineceğim, çakma yiyip içeceğim” derseniz o başka.

2024 için en az yüzde 60’larda enflasyon öngören, ama asıl enflasyonun yüzde 100’ün de üzerinde olacağını çok iyi bilen zihniyet asgari ücreti yüzde 49 artırmakla kıt akıllı saf vatandaşı şimdilik sevindirmiş gibi havalara giriyor, bir kısım dangalak da buna seviniyor, peki ya sonra? Domino taşları gibi birbirini tetikleyen zamlardan sonra?

Bir de şu var; kasa tamtakır, kuru bakır… Bütçe zaten kafadan açık vermiş, gemi su almış, yan yatmıııııış, bu yüzde 49’luk zam nereden karşılanacak?

Çok basit!..

Onu da ben söylemeyeyim, çalıştırın saksıyı biraz…

HANGİ ANKET?

Burada senelerdir yazar dururuz ama kendilerini “bir şey oldum” sanıp da bir yerlerde bir koltuğa oturanlar her nedense anlamaz, ya da anlamamazlıktan gelir…

Her seçim öncesi bir anket furyasıdır çıkıyor, çıkmaya da vatandaş bunlara kandığı sürece, bön bön baktığı sürece devam edecek.

Ne anketi kardeşim, hangi anket?

Nasıl yapıyorsun sen anketi?

Öyle “yoldan geçen 100 kişiye sordum, 30’u şu dedi, 40’ı bu dedi…” olmaaaaz!

Anket bir bilim dalıdır benim cahil kardeşim,  bilmediğin .oku, git mektebinde oku… Ankette gruplara ayırmak vardır, bu grupların her birini yaşlarına mesleklerine göre bölmek vardır, bu ayrılanları da “evlerinde ziyaret edildi, sokaklarında görüşü alındı” şeklinde düzenlemek vardır, tahsil durumlarına göre ayırmak vardır, sonra istatistik biliminin gereği olarak mod, medyan, ortalama şeklinde bir düzene koymak vardır, vardır oğlu vardır yani…

Sen n’aptın hacı?

“Çıktım sokağa önümden geçenlere sordum”  havaları di mi?

Sen bu kafayla gidersen askere, nah alırsın teskere; birilerini kandırırsın,  ama o kananlardan bir hayır da gelmez zaten. Senin kafadadırlar da ondan!

Evet; durumlar bele bele… Anket yapacaklara ve akılları sıra anket düzenleyen parti örgütlerine söylüyoruz, bilmem anlatabiliyor muyuz?

2024 HAYIRLI OLMAYACAK

Ülkenin durumunu görüyorsunuz, gittikçe çağdışı toplumlara benzemeye devam ediyoruz, sokaklar sanki geri kalmış ülkelerin sokakları gibi, kılıksız kıyafetsiz erkeği kadını, bir tuhaf giyinen genç kızlar, eşek traşlı genç erkekler, yerlere sürünen ve mundar olan tuhaf tuhaf elbiseler…

Öte yandan ana okullarına ilk okullara dadanmaya başlayan sarıklı şalvarlı cübbeli cahil cühela takımı, bir de bunlara “alim” filan diyorlar, ne alimi be, çarpım tablosunu bile bilmez, ufacık çocuklarla evlenmeyi büyük bir işmiş gibi kabul eden soysuz grubu…

Mekke’nin fethini kutlayanlar, “yılbaşı günahtır” diyenler,

Öte yandan yüzde yüzleri geçecek olan fiyat artışları,

On binlerle ifade edilen kiralar ve “Kiralar düşüyor” diyerek vatandaşı enayi yerine koyan idareciler…

Ülkenin her şehrinde artan dilenciler, Zonguldak’ta Dilenciler caddesinde 3 yaşındaki çocukların tüm kolluk kuvvetlerinin gözünün önünde dilenmesi, bu caddedeki dilenciler arasındaki mesafenin giderek azalması ve 15 metreye kadar inmesi,

Evlenemeyen gençler,

İşe giremeyen üniversite mezunları…

Öffff, insanın içi şişiyor walla, gerçekten öf geldi!

Şimdi bu durumda kime nasıl “2024 hayırlı olsun” diyebileceğiz, olmayacak ki…

Perşembenin gelişi Çarşambadan beli değil mi?

Evet;

Yeni yıl pek de hayırlı olmayacak, delip geçecek, az hasar verse bari…