Görünür o ki Yunanistan’ın içinde bulunduğu korku paranoyası ile güya“Türk saldırganlığına karşı "inşa ettiği" ittifaklar ve işbirlikleriyle karşımıza çıkıyor”gerekçesiyle Bölgede ve dünya çapında büyük gerilimlerinyaşandığı bir dönemde iyimserlik için fazla yer yok ama Yunan hükümeti gelişmeleri doğru okuyup hızlı ve duygusuz hareket ederse fırsatlar verilecek. Erdoğan'ın Türkiye'si için var olan kötü iklimden ve Rusya'nın S-400 füzelerinin satın alınması için ABD ile olan soğukluğundan ve aynı zamanda Doğu Akdeniz'deki eylemlerinden yararlanma zamanı.Ama aynı zamanda Biden yönetiminin demokrasiden açıkça bahsettiği gerçeği, bu Ankara ile ilişkilerde önemli bir faktör olacak,”hezeyanına bakılırsa belli ki bu ülke geçmiş tarihinden hiçbir şekilde ders almamış. Nitekim ”Tarihten eğer bir ders alınsaydı tekerrür edermiidi”sözü de bunu açıkça doğruluyor. Çok tabii olarak bu arada da SIPRI Raporuna göre Yunanistan’ın 2021 savunma bütçesi kapsamındaki silahlanma payını,2020 yılına göre 5 kat arttırarak 3,5 milyar avroya yükseltme kararı alması bir tesadüf değil. Öyle ki Türk-Yunan ilişkilerinde ortam ne zaman gerilse Yunanistan ne zaman arkasını sağlama aldığına kanaat getirse  Yunan dış politikası Türkiye’den geldiğini iddia ettiği bir tehdit tanımlaması yapmayı kendine adeta görev addediyor. Malum dur ki böylece bunun doğal sonucu olarak silahlanma  bütçesi ni de arttırıyor. Hem de içinde bulunduğu ağır şekilde seyreden  ekonomik bunalıma rağmen.

    *       *       *

Yunanistan bu kapsamda hem hava üstünlüğü sağlamak hem de denizlerdeki güç pozisyonunu dengelemek için güncel NATO verilerine göre gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 2.58’ini savunmaya ayıran Yunanistan, bu oran mukayese açısından gözönünde bulundurulduğunda toplam askeri harcamalarda ABD’den sonra NATO ittifakı içinde ikinci sıra da yer alması oldukça dikkat çekici.Öyle ki Yunanistan Fransa’ dan satın alınacak Rafale savaş uçakları için 2,3 milyar Euro ödeyecek olması yanında; ayrıca kasım ayında 24 adet F35 alımı için ABD’ye resmi başvuruda bulunmasına ek olarak hükümet sözcüsü SteliosPetsas’ın açıklamasına göre,eylül ayında açıklanan dev  savunma programı kapsamında Fransa’ ya sipariş verilen 18 rafale savaş uçağı teslimatının 2121 orta sında başlayacağına ve iki yıl içinde tamamlanacağı da belirtili  yor.ABD Kongresi'nin 1200 adet M1117 tekerlekli zırhlı personel taşıyıcıyı oldukça düşük bir fiyata Yunan Silahlı Kuvvetlerine satışını onayladığı belirtilmesi de cabası..Yunanistan’a karşılık Türkiye’nin güç dengesine bir göz atıldığında ABD’nin düşman ülke statüsünde olanlara uyguladığı CAATSA yaptırımlarına rağmen ki,CAATSA'da 12 farklı yaptırım türü var. Bunlar arasında; yaptırım uygulanan kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi, ABD ve uluslararası mali kuruluşlarından kredi verilmemesi,mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi, döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması da yer alıyor.Mamafih Türkiye’nin son dönemdeki Savunma sanayi kapsamında geldiği noktaya ek olarak silah sistemleri üzerindeki gelişmeleri de  ilave edersek; Yunanistan’ın yapabileceği en küçük çılgınlığın kendisine nelere mal olabileceğini de şimdiden belirtmek lazım.

                         *       *       *

Sonuç olarak,burada şunu özellikle belirtmek gerekir ki,NATO İTTİFAKImüttefiklerimize ( ! ) yöneltilmesi gereken soruya göre; Rusya’nın Türkiye’ye sattığı S-400 Yüksek İrtifa Hava   Savunma Sistemi nedeniyle eleştiren ve uyaran müttefiklerimi ze göre Yunanistan bu devasa olarak yorumlanan savunma bütçesi ile kime karşı silahlanmaya çalışmaktadır? İş bu kadarla da kalmıyor;Yunanistan’ın megaloidaosu kapsamındaki hareket tarzı ile 1923 Lozan Antlaşması ile 1947 Paris Antlaşmalarına aykırı bir şekilde Ege Adalarını silahlandırması yanında hukuksuz şekilde el koyduğu18 adet adalara rağmen en son yaşanan Türk-Yunan Dışişleri Bakanları görüşmesinde Yunan Dışişleri Bakanı’nın"Türkiye,Yunanistan 'ın egemenlik haklarını ihlal etmeye devam ederse masada olan önlemler (yaptırımlar) gündeme gelecektir"ifadelerini kullanmasıyla bir bardak suda fırtına kopartarak ani şekilde krize dönüşen görüşme trafiğinin neden bu duruma evrildiği de beraberinde birçok soru işaretlerini getiren bir oluşum. Yunan Dışişleri Bakanı’nın bu ifadesinin içeriğine ya da detayına bir göz atıldığında; arkasına aldığı ülkeler marifeti ile aba altından sopa gösterme rolüne soyunduğu da açıkça orta da. Ancak şu kesin bir durumdur ki, ABD’nin de içinde bulun duğu NATO ittifakı dahilinde yer alan Türkiye’nin Türk Silahlı Kuvvetleri ile potansiyel güçlü ordu imajı unutulmasın ki halen devam etmektedir. Yunanistan’ın bu anlamda Türkiye yerine tercih konusu yapılması ise ABD’nin öngörüsüzlüğü ile idrak anlayışın dan yoksun duruma geldiğini göstermektedir. Yine hiç unutulmasın ki, ABD bu kabul edilemez yaklaşımı ile hem Dedeağaç’ta hem de Girit adasındaki Yunanistan’a koruma kal kanı olmaya çalışırken,alenen uyguladığı çifte standartla; Türkiye’ye karşı düşman ülkelere uyguladığı CAATSA yaptı rımları ile parası ödenen F35leri teslim etmemesine karşılık;  güç dengesini sağlama amaçlı Yunanistan’a verilen her türlü silah ve lojistik destekler masaya yatırıldığında NATO ittifakının geleceğini tehlikeye attığı gibi; bölgesel askeri dengeleri kökten değiştireceği de kesin bir durumdur.