Bildiğiniz gibi Zonguldak’ta turizm olayı sıfır, hatta sıfırın bile altında. Burnumuzun dibindeki Safranbolu’ya, Amasra’ya binlerce turist gelir, buraya uğramazlar. Zaten uğrasalar n’olacak? Nerede yatırıp kaldıracaksınız? Turistik iki otelimiz var, o kadar!

Şimdi bu turizm işine birisi bir parmak atmış ve Karaelmas Ekspresini icat edip bir de program ayarlamış. Güzel bir olay, güzel de bir yaklaşım ama bunun altyapısı hazırlanmadan böyle bir turistik konseptli programın ömrü ne olur?

Adam gelecek, Zonguldak’a inecek, iyi ki bir maden müzemiz var oraya gidecek; sonra? Deniz kenarında balık yiyip iki bardak bira içmek istese nereye gidecek? Ya da doğru dürüst bir lokanta sorsa nereyi gösterecekler?

Eski Valimiz rahmetli İsmet Metin böyle geziler için turistik bir program hazırlatmış ve kullanılmayan Çaydamar ocağını bir yeraltı restoran haline getirip gelene gidene açmayı hedeflemişti. Öyle ya; rafting için Hopalara giden yerli yabancı turist yerin 400 metre altında çay kahve içmeye, iki bardak bira tokuşturmaya neden gelmesindi?

Derhal planlar projeler yapıldı, tam işe başlanılacaktı bize o Bakacakkadı tesislerini kazandıran Vali İsmet Metin Çaydamar ocağını da kazandıramadan merkeze alındı. Vali gitti, iş bitti!

Bir turizm maceramız daha doğmadan öldü…

Sadece Çaydamar ocağı mı?

Karadeniz’de işleyen ve gidiş ve gelişlerinde haftada iki kez limanımıza uğrayan gemilerimize n’oldi?

Kanımca Karadeniz Postası seferleri başlasaydı daha iyiydi… Adam İstanbul’dan biner, geze geze, limanlara uğraya uğraya Hopa’ya gider gelirdi, biz de öyle…

Bu Karaelmas Ekspresi olayı 90’lı yıllarda ilk kez başlatılmıştı, TCDD duyuru yaptı, bir tanıtım gezisi de düzenledi, ünlüler de katıldı, gazeteciler de katıldı, ben de katıldım. Zonguldak’a doğru gelirken trende ünlü Zonguldaklı tv programcısı rahmetli Cenk Koray da vardı, Türkiye Güzeli ve aynı zamanda yine tv programcılığı da yapan Jülide Ateş vardı, çok ama çok güzel bir kadındı. Cenk Koray aynı zamanda Fener Tenis Kortunun eski oyuncularındandı. İyi tenis oynardı. Aynı akşam Deniz Kulübünde verilen yemekte de beraberdik. Bol bol fotoğraf çektirdik. Eğer duruyorsa İnanış’ın arşivlerindedir.

Her neyse;

Bir Karaelmas Ekspresi yeniden sefere koymuşlar, iyi de etmişler ama altyapısı yok, altyapı olmayınca da turistik geleceği olmaz, Zonguldak’a kıyak olsun diye konulmuş, bundan önceki nasıl iptal edildiyse bunun da olacağı bu.

Yerel basın geçtiğimiz yılsonundan beri bu ekspresi yazıyor, son üç gündür de “geliyor geliyor” diye manşetlere çekiyor! Tanıtım seferinin olacağını biz iki üç hafta önce kaleme almıştık, hangi ünlülerin geleceğini merak ettiğimizi de vurgulamıştık…

Gelsin bakalım Karaelmas Ekspresi,

Tren gelir hoş gelir,

Vagonları boş gelir!

TCDD’nin çok iyi niyetli bir girişimi bu ama TCDD’nin bu jestine yerel bazda karşılık verebilecek öngörülü ve vizyon sahibi bir yönetici ne yazı ki yok!

HELAL KESİM

Yüzyıllardır kendi kendine yeten etimiz sütümüz, sebzemiz vs. iktidarın beceriksiz tarım politikaları sonucu yetmez oldu ve bunları ithal etmeye başladık.

Mercimek Kanada’dan, pirinç Hindistan’dan,  Nohut Rusya’dan, etimiz Venezuela’dan geliyor… Şimdi de Polonya’ya sipariş vermişler… Canlı hayvan geliyordu, karkas gelmeye başladı, bundan böyle kesilmiş lop et de gelecekmiş…

Polonyalı kasap bize göndereceği etlerin yerleştireceği köpük kutuları önüne alacak, sonra danayı bunun kesim tezgahına getirecekler, eline bilenmiş bıçakları filan verecekler, bu da aptes alıp besmele çekip hayvanı kesecek, parçalayıp kutulara yerleştirecek. Sonra yallah Türkiye…

Helal kesimin şartları böyle, yoksa yemeyiz biz!

Hele ki mübarek ramazanda…

Heh heh heeeee…

Afissüüüün!