Biz bir tuhaf milletiz, yurt dışından ithal edilen her tür ve cins mal, malzeme, adam madam kim varsa, başımızın tacı ederiz.

Sanki bişeyinde boncuk var…

Ekonominin emanet edildiği Mehmet Şimşek için de aynı olay yaşandı. Efendim; yurt dışında çalışıyormuş da, Londra’nın kurduymuş da, ekonomistmiş de, zartmış zurtmuş da…

Öyle büyüttüler ki adamı, zannedersiniz gökten zembille indi. Oysaki Mehmet Şimşek Londra’da bizim birkaç tüccarın kurmuş olduğu bir bağlantı sağlama şirketinde çalışan bir memur. Hepten de “ekonomiden çakmaz” demiyoruz ama öyle aman aman biri de değil yani…

Şimdi umutlar kendisine bağlandı ya; sanki bizim batık gemiyi kurtaracak ya; nasılsa dümene de geçti ya; herkes gelecek günlere umutla bakmaya başlamıştı. Aaaaa, o da ne? Geldiğinin ikinci günü bizim gariban Türk lirası yüzde 7’den fazla değer kaybetti. Paramız pul olma yolunda büyük bir adım attı. Dolar ve Avro rekorlar kırdı yine bizim gariban lira karşısında…

Neymiş efendim?

Paşam dalgalanmaya bırakmışmış kuru!

Bırakınca da böyle oldu işte, daha 300 milyar dolarlık kur korumalı mevduatlar var, n’olcak bakalım? Adam “verin paramı” derse hangi fasıldan bulup karşılayacaksın adamın talebini, kasanda döviz yok ki, merkez bankası nakısda…

Devlet bankaları şimdilerde döviz cinsinden paraları ne alıyor ne satıyor…

Kendilerini korumaya alıyor. “Dolar hesabım olsun” diyorsan eğer, hesabındaki Türk lirasını istediğin dövize çeviriyor, onu da sana vermiyor, yine kendi kasasında tutuyor. Durumlar böyle. Düğüne gideceksin, damada geline dolar takacaksın di mi, boşuna bankaya gidip dolar molar isteme, git döviz büfesine ya da tefeciyle onlardan al… Yurt dışına çıkmak istersen de, “yanımda bulunsun” diye döviz alacaksan, hiiiiiç bankalarla uğraşma, serbest piyasadan kazık ye daha iyi…

Durumlar bele bele…

Mehmet Şimşek geldi ama şimşek gibi çakamadı, çakamaz da… Örneğin merkez bankasının yüzde 8 buçukluk politika faizini de ekonominin gereği olarak yükseltemez. “Ben ekonomistim” diyen reyiz, “ben varken faizler yükselemez” diyen reyiz sonra ne yapar adamı? Uçurur valla…

Düşünsenize; reyizin tüm tezlerinin palavra olduğunun anlaşılmasını, düşünebiliyor musunuz?

Ve tüm bu gelişmeler kapsamında da Mehmet Şimşek için “şimşek gibi çakacak” yorumunu yapanlar çok yakında ithal beyefendinin bir çakaralmaz olduğunu da ne yazık ki anlayacaklar…

Ama vakit çoooooook geç olacak!

HAZIRLANIN

Türk parası tepetaklak gidiyor, gittikçe de her şeye zam geliyor…

Zam üstüne zam!

Benzin,  motorin yakında 30 lirayı geçer…

Ekmek 10 lira olur…

Kıyma yılsonuna kalmaz bin lirayı görür…

Eskiden kasap ve balıkçı vitrinlerine kediler bakardı, şimdi emekliler, asgari ücretliler filan bakıyor…

Bu ay bayram; kaç kişi gidebilecek köyüne?

Haaaa?

Bakın tatile demiyoruz, köyüne diyoruz…

Kaç kişi gelen konukların çocuklarına harçlık verebilecek?

Bunları da geçtik, evine doğru dürüst çikolata alabilecek kaç kişi var?

Baklava veya başka bir tatlıyı kim ikram edebilecek?

Kurban kesmek zaten hayal de, kendisine kurban eti gelecek ümidiyle bekleyen kaç kişinin bu ümidi boşa çıkacak acaba?

Ulaşıma zam yakında, bayramda bakalım kimler taksiyle veya dolmuşla akrabalarını ziyaret edebilecek?

9 gün tatil diye kaç kişi çocuklarını bir eğlence merkezine götürebilecek, kaç kişi çocuklarına kebap yedirebilecek, kebaptan geçtik simit 8-10 lira olunca kaç kişi evlatlarına simit alabilecek?

Hadi simidi aldınız, peki ya yanına çay, ayran?

Haaaa?

Hazırlanın baylar bayanlar, hazırlanın…

Kemerleri bağlayın; uçuşa geçiyoruz…

PAYLAŞIMLAR

Bazen ilginç paylaşımlar karşımıza çıkıyor; güzel anlamlı ibret verici, ders alınması gereken paylaşımlar…

Örneğin;

“Gerçekleştirmek için hayaller kuruyorduk, şimdi gerçeklerden kaçmak için hayaller kuruyoruz…”

“Bilge Kağan binlerce yıl önce uyarmış: Ey Türk, bilgi bilmez kişinin ardına düşme, aç sefil, çıplak yurtsuz kalırsın”

“Reyiz mal beyanı vermiş, beyannamesinde 5 milyon borç göstermiş”

“cübbeliye göre tokalaşmak erkeklerde şehvet hissi uyandırıyormuş…”

Ve başarılı olamayan bir futbol takımı için şöyle bir paylaşımda bulunulmuş:

“Ördeklerden bir filo,

Bir de kazdan amiral,

Ne bok yesin Anibal?”

Bilin bakalım hangi takım?