Adayların seçim propaganda çalışmalarını görüyorsunuz… İktidar partisi açısından baktığınızda dökülen bir centilmenlik kavramı yerlerde sürünüyor. Kaba saba konuşmalar, utanmasalar küfür edecekler, palavra atmalar, aslı astarı olmadık kara çalmalar, iftira atmalar…

Bu ne biçim bir rezillik?

Adayda kalite olmayınca söylemler de bozuk çıkıyor!

Alın size iktidarın İstanbul adayı Murat Kurum; “Biz kazanırsak Gazze kazanır” diye damardan girip ağlıyor, sonra bir sokak ötede davul zurnaya uyup göbek atıyor…

Bu ne biçim bir zihniyet?

Bir de bunu alkışlıyorlar…

Tam bir oryantalizm, kurnaz şarklı tipi bir politikacı ve etrafında da “şak… şak… şak…”

Gerçekten bir tuhaflaştık, prim verdiğimiz şeylere bakın!

Neyse ki Zonguldak’ta seçmen başka yerlerdekinden daha kaliteli, yemiyor böyle zikzakları, bunda adayların da rolü büyük elbette. Birbirlerine karşı veryansın yok, kibar ve centilmenler, birbirlerinin seçim bürolarını bile ziyaret edip başarılar diliyorlar.

Zonguldak’ta ortaya çıkan gerçekler kapsamında iki parti çekişecek gibi görünüyor. CHP ve AKP… Diğerleri yok. Çünkü seçmen ilgi göstermiyor, çünkü oy oranlarının komik kalacağını biliyor. Bu gün kent içinde ve mahallelerde nereye giderseniz gidin CHP ve AKP adayları konuşuluyor.

Bu arada da Tahsin Erdem ilk günlerdeki acemiliğini üstünden atmışa benziyor, ne de olsa rakibinin daha önce yaşamış olduğu bir seçim deneyimi var, Erdem ilk kez milli oluyor. Buna rağmen toplumda rakibinden biraz daha fazla kabul görüyor. Bunda Zonguldak’ta tam 5 yıldır belediyecilik adına hiç bir şey yapılmamış olmasının da payı büyük. Şimdi diyecekler ki ”işte liman çevresi, işte kapuz plajı, işte kızlar plajı düzenlemesi vs. vs.”. Maalesef halk bunları yemiyor, “onları da mı yapmayacaktı, zaten yapılanlar ne ki,  bir de TOKİ’nin yaptıklarını kimse kendine mal etmesin?” şeklinde haklı olarak eleştiriyor.