Kömür yeniden kıymete binecek.
İnşallah diyelim.
Çünkü Amerika kömürün devamından yana.
Üretilmesi düşüncesi hakim.
Enerji’de kullanılmasını kuvvetle muhtemel istiyor.
Fosil yakıt olarak kömürsüz düşünce yok.
Rüzgar ve güneş enerjisi ile ilgili üretimler adına çok daha temkinli bir Amerika’yı görüyoruz.
Amerikan başkanı Tramp, kömür envanterimde var.
Üretilecek diyor. Bununla birlikte Nükleer Enerji’ye varım sözlerini duyuyoruz.
Bu sözler çok yeni söylendi. Çok yeni ifade edildi.
Paris iklim anlaşmasından çıkan bir Amerika.
Kömür ile üretimlerinde devam edeceğini söyleyen bir Amerika.
Enerji’ de kömür var olacak söyleminde bulunan bir Amerika’yı görüyoruz.
Evet.
AB ise Paris iklim anlaşmasına sıkı sıkıya bağlı.
AB ile birlikte Türkiye’de Paris iklim anlaşmasına imza attı.
Bakalım gelecek yakın yıllar ve uzun yıllar ne gösterecek?
Türkiye enerjisinin % 36’lık kısmını kömür ile üretiyor.
Önemli bir miktar tuttuğunu görüyoruz. Kömür bizim için önem arz ediyor.
Kömür ile çalışan santrallerin yerine ne geçecek? Çok da bilemiyoruz.
Yeniden doğalgaz çevrimli santraller devreye girecek mi?
Doğalgaz için havayı ısıttığı söyleniyor. Demir ve Çelik sanayimiz ne yapacak?
Termik santrallerin geleceği. Bunlar çok soru işaretli.
AB kömürden vazgeçerken. Türkiye için bu vazgeçme bugün adına imkansız.
AB içinde birçok Avrupa ülkesi adına kömürden vazgeçmek çok zor görünüyor.
Rusya ile sınır olan Avrupa ülkeleri için de bu dediğimiz geçerli.
Özellikle Polonya örneğini verebiliriz.
Evet.
Gelelim ülkemize. Gelelim Zonguldak’a .
Kömür bizim vazgeçilmezimiz.
Bugünlerde Rusya kömürü ton başına 26 dolar arttı.
126 dolara yükseldi. Birden % 25 artışı Rusya istikametinde gördük.
Keşke daha da artsa. Dünya fiyatları çok önemli.
Hele ki geçmişte 400- 450 ve 500 dolarları gördüğümüzü varsayarsak.
Yine neden olmasın? O zaman zenginliğimize zenginlik katarız.
Kömür Zonguldak’ın var olma nedeni.
Vazgeçecek miyiz? Bilemiyorum.
Kamu madenciliği artık çok daha maliyetli.
Kömür tonu artarken. İşçi maliyetleri karşılanamıyor.
Geçen yıl 12 milyar zarar. Bu yıl 20 milyar.
Gelecek yıl 30 milyar. Bunlar karşılanacak rakamlar değil.
Seçime kadar gider. Seçim sonrası fırtınayı düşünemiyorum.
Kamu madenciliği adına işçi alımı da artık hayal görünüyor.
Zaten 2000 işçi alınması bile iki yılda bitmedi.
Halen daha bittiğini söyleyebilir miyiz?
Çok zor. Yedekler bitti.
Yedeğin yedeği de bitti. Bakalım gelecek günler neyi gösterecek, işaret edecek.
Kamu olunca çalışma maalesef istenildiği gibi olmuyor.
İstirahat çok fazla oluyor. Bu düşünceler de geleceğimizi karartıyor.
Karamsar yapıyor.
Yeraltında tam bir anda kırk maden işçimiz menüsküs olduğu iddia ediliyor.
Hepsi de pano ayak işinden ayrılmak istemiş. Peki köşemizden soruyoruz.
Bu aynı anda futbolcu hastalığı olarak adlandırılan menüsküs hastalığına yakalananlar, çalışanlar, tekrar aynı çalışma mesaisine dönmek istememiş.
Futbolcu tekrar ameliyat olunca, sıvı alınınca, belli bir süre sonra yeniden yeşil sahalara dönüyor.
Hem de eskisinden çok daha güçlü dönüyor.
Kurumdakiler ise dönemiyor. Çok da anlaşılır durum değil.
Sonuç ne olmuş derseniz.
Aldığımız bilgiler doğrultusunda artık böyle rahatsızlıklarda toplu halde olan sağlık sorunlarında belli bir soruşturma sonrası ve bilirkişi kararları ile birlikte hemen yer üstü göreve gönderiliyor.
Bunun artık g eri dönüşü olmuyor.
Tabi ki bu durumda maaşlar yüzde 50 düşüyor. Yapacak bir şey yok.
Yeraltı şartları tabi ki ağır. Kimse çalışmak istemiyor.
O zaman kim çalışacak? Buna da bir çözüm bulunmalı.
Pano ayak işçisi olarak işe giren bu şartlara haiz çalışmalı, yoksa iş akdi fes edilmeye doğru süreç işliyor ve yol alıyor.
Buna da acil odaklı çözüm bulunmalı.
Yeraltı madenciliği ile ilgili kurumun kurmay isimleri bu konuda çok titiz bir alışma yürütüyorlar.
Kömürün değeri artıyor.
Kamu madenciliği yanında özel sektör madenciliğimizde gelişme içerisinde, atak çalışmalar var.
Bölgemizde kırk milyon ton kömür harcaması yıl adına var.
Üretim ise iki milyon ton gibi. Yakında ilave beş milyon tonları görebiliriz.
İnşallah diyelim. Zonguldak havzası yılda on milyon ton üretmeli.
Ama pano ayak işçisi bulamıyoruz.
Bu durumda tam mekanizasyon sistemine doğru yol alacağız kanısındayız.
Yakın gelecek makine sistemleri ve teçhizatı ile günde 12 bin tonları yakalayacak bir durum ve konuma doğru yol alıyoruz.
Makine sistemi ve tam mekanizasyon demek, çalışan işgücünün çok daha az olması demek.
Bunu da unutmadan hatırlatalım.
Son olarak.
Soma bölgesinde çok büyük işten çıkarmaları yakında göreceğiz.
Bu havzada on bin maden işçisi adına çok zor günler başlıyor.
Bölgenin can damarı olan termik santral kapandı.
Burada ki gelişmeleri ayrıca değerlendireceğiz.
Kömür kıymetlenirken, devamı adına dünya ikiye bölünmüşken.
Kamu adına maliyet, zararlar artarken, özel sektör eli ile karlılık öne çıkacak mı?
Kömürün geleceği Zonguldak’ta nasıl şekillenecek?
Kamu madenciliğinin devamını pek çok yönlü sağlayabilecek miyiz?
Türkiye Paris iklim anlaşmasına göre kömürden gelecek yıllarda vazgeçecek mi?
Tüm bunları birçok başlıkta ayrıca değerlendirelim.
Şimdilik nokta.