Şu Karadeniz kıyısının en gariban vilayeti Zonguldak’tır. Bu ülkeye yıllarca en yüksek vergiyi ödedi, ülke sanayisine en büyük katkıyı yaptı, iki de vilayet hediye etti Türkiye’ye; yine de yaranamadı…
Gelmiş geçmiş politikalar ve başarısız kendine yontan politikacılar yüzünden her geçen gün ekonomisi geriye gitti, demografik yapısı bile değişip kent sokakları apaçilerle doldu, akıllı insanlar çocuklarına daha iyi bir gelecek kurmak için buradan kaçtı, bu hallere düştük işte…
Zonguldak’ın kent belleği olması ve korunması gereken yapılarını ne yazık ki bir iki cahil yüzünden ve ranta kurban edilerek yıktık, yıkmaya da devam ediyoruz. O kadar uyarılara rağmen hala bir Yayla İlkokulunu yıkma girişimleri sürüyor. Ne varsa bu yıkım işinde, kime ne yarar sağlayacaksa, üstünde çok duruluyor, konu kente ihanet boyuna da gelmiş bulunuyor.
Vatandaş da enayi değil artık, uyanmış durumda ve Yayla İlkokulunun arsasının civardaki hastane, stat, kapalı spor salonu ve okullar için mükemmel bir mini AVM olabileceğini düşünüyor, peki kime tahsis edilecek veya yaptırılacak böyle bir kompleks?
İşin en ilginç yönü, yıkılması planlanan Yayla İlkokulunun yeni yerinin Yayla Konağının altındaki arsa olarak tespit edilmiş olması… Hiç “buradan su taşkını geçer, buranın altında limana çıkan dehlizler var, öğrencilerin yaşamı tehlikede” uyarılarını dinleyen yok? “Yapın gitsin” zihniyeti akıllı uslu insanları kahrediyor. Kapitalizmin“laissez-faire” olarak da bilinen“Letthem do, letthempass” yani “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” felsefesi bile bu sorumsuz düşüncenin yanında solda sıfır!
Aklınızı başınıza alın beyler,
Bu işin yarını da var,
Yarın bir gün bunun hesabını vermek de var!..