Son 40 yılda yüzü gülmeyen, gittikçe küçülen ve Karadeniz kıyılarının garip bir kasabasına dönüşen bir zamanların sınıflar üstü Zonguldak’ı, basiretsiz yönetimler ve beceriksiz gelen gidenler tarafından mikroskobik hale dönüştürüldü.

Ne palavralar dinledik şu kentte, ne sözler verildi, hiçbiri gerçekleşmediği gibi bir de geriye sardık… 50-60 yıl öncesinin Zonguldak’ına bakın, birde bu günküne. Akıllı uslu kesim hep kaçtı, meydan kala kala işte o caddelerde gördüğümüz takıma kaldı.

Dilenciler, apaçiler, bir tuhaf tıraşlılar, grip bir şekilde giyinen kadını erkeği, bitpazarından ucuza ne varsa alıp sırtına geçiren insanlar, küfür edebiyatını divan edebiyatından önce söken öğrenciler, tenis kortunu halı sahayla karıştıranlar, müzik denince hala “ibo-ibo” diye çırpınanlar, vs. vs. vs.

Fıkra gibi bir yaşam tarzının az bulunur örnekleri gittikçe çoğalıyor bu kentte; geçtiğimiz gün bir markette kasa önünde sıradayım, elinde raftan aldığı diş fırçalarıyla geldi etekleri yerlerde sürünen bir kadın ve kasiyere sordu; “bu diş fırçalarının daha büyükleri var mı?”

Ne diyeceksiniz şimdi?

Aldı beni bir gülme ve üstüme vazife olmadığı halde “var” dedim, “biraz ötedeki ayakkabı fırçalarının bulunduğu rafta…”

Eveeeet;

Al sana Zonguldak; kadersiz cinsinden ve ekmek arası bol soğanlı…

EMEKLİYE TESELLİ

Ülkenin 16 milyona yaklaşan emekli kesimi ne yazık ki sürünmeye muhtaç bir hale getirildi ve öyle de kalacak.

Zam mam yok, “seyyanen” beklentileri rafa kaldırıldı, ne dedi reis; “seyyanen zam adaletsizlik yaratıyor”, bu nedenle böyle bir formülü uygulama gibi bir dertleri yokmuş.

Emeklinin geçmediği köprüye, kullanmadığı otoyola zam var, emekliye yok…

Bunların müteahhitlerine dolarla ödeme, emekliye yüzde 100 enflasyonlu TL…

Yandaşların vergi borcuna sıfırlama, emeklinin borcuna yüzde 150 faiz…

Yine reis açıkladı, emekliye fazla para verirlerle bütçe sarsılırmış; milletvekilleri emeklisine verince sarsılmıyor, meclisten kıyak emeklilikle yatar pozisyona girenlere verilen paralar, makam masrafları, makam aracı saltanatları vs. gibi giderlerde bütçeyi sarsmıyor…

Şimdi merak ediyoruz, emekli dernekleri, cemiyetleri bakalım ne yapacaklar, emekliye “bekle bir köşede, otur yerine, sızlanma” diyenlere ne yanıt verecekler…