Ekonomi patladı gidiyor.

Hem de dört nala.

Seçim sonrası peş peşe zamları görüyoruz.

Yaşıyoruz.

Dolar aldı başını gidiyor.

Euro ise maşallah yetişebilene aşk olsun.

Euro adına gurbetçiler resmen mutluluktan uçuyor.

Ayakları yerden kesildi.

Kesiliyor.

Gurbetçiler bu durumdan memnun.

Mutlu.

Gurbetçi bu durumu sevmesin de kim sevsin.

Herhalde severler.

Bozdur 1000 Euro.

Karşılığında al 25 000 Türk Lirası.

Bu haksızlık değil de nedir?

Ne kadar paramız ucuzladı.

Resmen pul oldu.

Bir lira.

Bir E8uro.

Bir dolar.

Ne zaman olacak?

Hiç bu kadar döviz karşısında teslimiyetçi bir politikamız olmamıştı.

Bu ne demek*

Tam 25 Türk lirası.

Daha ne diyelim.

Yüz bin Euro.

2.5 milyon.

Yüz bin dolar .

Tam . 2300 000 bin.

Varın gerisini düşünün.

Şimdi ne olacak?

Uzun zamandır döviz 18- 19 bandında tutuluyordu.

Kur korumalı mevduat ile bu kemer sıkılıyordu.

Zarar tolera ediliyordu.

Şimdi herhalde bu oluşumdan vazgeçiliyor.

Kur korumalı mevduatta bir şekilde faiz oluyor.

Sonuçta kur kaybı oradan ilave ödeniyor.

Şimdi faizler yükselir mi?

Denilen yüzde yirmi.

Yirmi beş.

Cumhurbaşkanımız faize karşı.

Hem de sert bir şekilde karşı.

Seçim sonrası yaptığı konuşmada.

Faiz düşecek.

Enflasyon inecek dedi.

Şimdi ekonominin profesörü işin başına geçti.

Amerikan’dan merkez bankasının başına ünlü bir ekonomist geçti.

BDDK başkanı değişti.

 Ekonomide sil baştan .

Tüm kadro değişiyor.

Yeni bir ekip kuruluyor.

Bu ekip ya başaracak.

Ya başaracak.

İnşallah Cumhurbaşkanımız yetki verdiği ekip ile sorun yaşamaz.

Başarı adına sabır edilir.

Sabır beklenir.

Döviz düşmeli.

Refah yükselmeli.

Döviz artacak diyerek.

Gurbetçiyi daha ne kadar sevindireceğiz.

Ayrıca nende pahalı ürün alalım.

İthalata belimizi kırıyor.

İhracat tamam.

Ama ithalat adına cari açık aldı başını gidiyor.

Aslında ülkemizin en büyük sorunu:

Derdi.

Cari açık.

 Akaryakıt ürünlerine birden tam üç lira zam geldi.

Benzin ve mazot birden yirmi beş liraya yol alıyor.

Bu mu mucize.

Bu mu çözüm.

Halkın genel ihtiyaçlarına peş peşe zam sağanağı geliyor.

Seçimden sonra zam bir derece sanki mükafat gibi.

Hediye gibi.

Ne diyelim.

Ülkemizin bekası.

Bölünmez bütünlüğü.

Büyük Türkiye adına yol alıyoruz.

Onun için zam ile yaşamayalım.

Zam ile çözüm üretmeyelim.

Zam geçerli değil.

Ucuzluk olsun.

Alım gücü yükselsin.

Paramız değersiz değil.

Değerli olsun.

Hiç kimse bana döviz isterse yüz lira olsun diyerek çözümsüzlük.

Popülist politika ile gelmesin.

Bunun adına sadece hayal kırıklığı denir.

Başka şeylerde denir ama.

Biz bu sefer bu yönetimin.

Özellikle ekonomi ve maliye bakanının.

Ekibinin başarmasını istiyoruz.

Taze para gelsin.

Döviz fazlalığı oluşsun.

İç piyasa güçlensin.

Paramız değerli olsun.

Ekonomik kuralarla göre hareket edelim.

Ülke gerçeğine göre yol alalım.

Keşke ekonomimiz bu duruma gelmeseydi.

Keşke 2008 yılına geri dönebilsek.

Nereden nereye geldik.

Hep eksi yazarak yol aldık.

Şimdi artıya dönme zamanı.

Şimdi gerçek programlarla yol alma zamanı.

Bu sefer ekonomi ekibine ve kurmaylarına ne olursa olsun.

Hiç karışmayalım.

Ekonomi dört nala giderken.

Zam adına peş peşe sağanak yaşanırken.

Artık dur diyelim.

Normale dönelim.

İnişe geçelim.

İnşallah diyelim.

Şimdilik nokta.