Her eğitim yılı sonunda okullar kendi bünyelerinde bir takım etkinlikler düzenlerler, öğrencilerin mezuniyetlerini kutlarlar…

Kimileri halk oyunları eşliğinde gösteriler yapar, kimileri de modern danslar sergileyerek. Millet halk oyunları, mehter takımı vs. gibi folklorik bazda gösterilerden artık bıktığı için şimdilerde modern danslar tercih ediliyor. Ankara havaları, erik dalları, zeybek oyunları, horon tepmeler-vurmalar da var ama gençlik yüzde 99 oranıyla dans tercih ediyor…

Çaycuma’daki Nihat Kantarcı Anadolu Lisesindeki gibi!

Gençler çok şık vals kıyafetleri içinde, damlar ve kavalyeler olarak uyumlu bir performans ile pistte Şoştakoviç’in Second Waltz (2. No’lu vals) isimli eserini icra ederken arap ülkelerini marap ülkelerini zaten geçtim de çoğu Avrupa ülkelerini bile kıskandıracak bir görüntü güzelliğini insanlığa izlettiriyorlardı.

Dmitri Şostakoviç, Sovyet dönemi Rus piyanist ve besteci, bu eserini bestelerken bu nağmelerin 100 sene sonra Çaycuma meydanlarında çalınacağını ve insanlardan alkış alacağını nereden bilsindi?

Ben o okulu, öğretmenlerini, öğrencilerini kutluyorum!

Amaaaa,

Yine ve her zamanki gibi;

Bizim kafası çağdaşlığa basmayan aydınlanmamış arapçı takımı hemen itirazları patlattılar; onlara da sadece üzülüyorum!

Neymiş efendim?

Neden mehter takımı yokmuşmuş?

Neden batı müziği empoze ediliyormuş?

Vals bizim kültürümüz değilmiş!

Benim rahmetli anneannem günde 5 vakit namaz kılardı ama bu tür dangalaklıkları duysaydı “la havlenin boncuğu…” ile başlayan güzel bir kalaylama ile bunların kafalarına şapardı : ))))

Evet;

Bu günlere geldik işte…

Bilgi sahibi olmayan ama fikir sahibi olan cahil cühela takımı ile yaşamanın katlanılmaz çilesini çekiyoruz maalesef.

Denizanaları gibiler bu takımın tipleri; beyinsiz yaşamayı becerebiliyorlar…