İşçi alımı adına Eylül ayı da geldi.
Artık herkes suskun.
Şaşkın. İlk defa böyle bir şey başımıza geliyor.
Sözler veriliyor. Tutulmuyor.
Neye rağmen. Cumhurbaşkanımız Mayıs ayında kararnameyi imzaladı.
Resmi gazetede yayımlandı.
Genel seçim bitti.
Cumhurbaşkanlığı ikinci tur tamamlandı.
Cumhurbaşkanımız yeniden seçildi.
Hayırlı ve uğurlu olsun. Allah yar ve yardımcısı olsun.
Cumhur ittifakı büyük çoğunluğu mecliste sağladı
Seçimlerden önce atılan imzaların geçerliliği devam ediyor.
Mayıs ayı sona erdi.
Geldik haziran ve koskocaman bir yaz sezonuna.
Vekillerin durumu ve seçilmesi Mayıs ayında tamamlandı.
Artık çok da ayrıntı yapmak istemiyorum.
Koskocaman bir yaz sezonu bitti.
En taze anıdan bahsedelim.
Söz edelim. Ağustos ayının ilk haftasında.
Hatta başında. İşçi alımı başlıyor.
Başvurular alınıyor. Başlıklarını atmıştık.
Duyuru yapılmıştı. Ne oldu? Koskocaman bir yalan oldu.
Artık ilgililer. Sorumlular. Ne diyeceklerini şaşırdılar.
Ortada mazeret kalmadı.
Mevzuat adına ortaya sürülen bahanelerde artık halkta inandırıcılık sağlamıyor.
Bir de üstüne üstlük muhalefette yatarda olunca.
Ortalık gerçekten bomboş kaldı.
Evet Eylül ayı geldi. İşçi alımı ne oldu?
Yalan oldu.
Bununla ilgili o kadar çok yazı yazdık ki.
Hangi birini hatırlayayım.
Hemen hemen doksan gündür sadece işçi alımı başlasın adına yazıyoruz.
Daha önce de tam beş yıldır işçi alımı alınsın diyerek yazdık.
Daha ne diyelim.
Bizim meşhur yazan ve çizen bazı arkadaşlarımız.
Fevkani ile kalkıyor. Köprü yıkılmasın naraları.
Çığlıkları atıyor. Akşam yatarken de liman çocuk bahçesi olsun.
Lunapark olsun, yök kapatılsın.
Gerçekten bunların hangi şehirde yaşadıklarını bir türlü anlayamıyorum.
Zonguldak’ta yaşamadıkları kesin.
Yok kömür tozu rahatsız ediyormuş.
Nefes alamıyormuş. Gibi içi boş.
Günü kurtarmaya yönelik.
Olmayan algıları yaratma peşine düşünce.
İşçi alımı ile ortada duran gerçekler varken, gerçekten de yoksun düşünceleri gündeme getirenler, sanal algılar yaratanlar, konuları başka mecraya sürükleyebiliyor, kaydırabiliyor.
İşin özü ve gerçeği bugünlere geldik.
Tam doksan gün. Bomboş geçti.
Kömür çıkaramıyoruz. Hammadde sağlanamıyor.
Bir de üstüne üstlük. Seçim öncesi kok fabrikası kurulması düşüncesi.
Olgusu. Müjdesi Zonguldak'ta verildi.
Cumhurbaşkanlığı stratejik bülten başkanlığı projeyi onayladı.
Cumhurbaşkanımız olur dedi.
Seçim öncesi Enerji bakanımız müjdeyi verdi.
Çok sevindik. Çok mutlu olduk.
Tam bir milyarlık yatırım hayata geçiyor.
TTK için kurtuluşu olan bir proje.
Çelik sanayi için ise hammadde temini adına müjde gibi, milli piyango gibi mutlu edici bir projeydi.
Seçim öncesi Zonguldak çok sevindi ve mutlu oldu.
Ama o müjdelerin hiç biri gerçekleşmedi.
İşçi alımı yalan oldu. Kok fabrikası hayata geçmedi.
2023 yılının ikinci yarısı. Geçmiş üç ay. Bomboş geçti.
Vaatler ortada kaldı.
Zonguldak siyasetçileri de bu konuda ellerinden bir şey gelmiyor.
Onu gördük. Onu anladık.
Muhalefette sessiz kalınca. Ortaya bir irade koyamayınca.
Zonguldak'ta moraller bozuk. Devam edelim.
İşçi alımı için Zonguldak'ta kurumun işleyişini bilen önemli bir isimle görüştüm.
Bana ilginç fikirler verdi. Değişik bir bakış açısı getirdi.
Aynen söylediklerini aktarıyorum.
Kuruma iki bin içi işbaşı yaptırılırsa.
Aylık maliyeti 140 milyon TL. dedi.
Tam üç ay geçti. 420 milyon karda dedi.
Ne kadar uzatılırsa. O kadar kazanç olacak görüşü verdi.
İsmini vermeyeceğim kişi muhasebeci değil ama çok pratik bilgi verdi.
Demek ki bu gibi konu başlıkları konuşuluyor.
Ben de dedim ki o zaman iki bin işçinin çıkaracağı kömür.
Pano ayak işçisinin üretime vereceği katkı ne olacak dedim.
Kömürün tonu termik santrallere 1500 liradan veriliyormuş.
Ben de dedim ki o verilen kömürün atığı. Kurum kullanmadığı kömürü satıyor. Değerlendiriyor.
Kömürün tozu bile para ediyor.
Bir de taşkömürü adına çelik sanayine verilen kömürün tonu sekiz bin.
Hatta on bin liraya çıktı.
Çelik sanayinin kömürünü versek bizler ayağa kalkarız.
Bugün biliyorum ki TTK beş milyon ton kömür üretsin.
Hem ERDEMİR, hem de KARDEMİR hepsini almaya talip.
Pazarlama sorunumuz hiç olmadı ki.
Birde kok fabrikasını kursak.
Karın karını görürüz.
Tabi ki bizim bilgimiz herkes de olmayabilir.
Eğer sadece işçi maaş ödemelerini düşünürsek.
O zaman hiç işçi alınmaması hep kar olur.
O zaman nerede kaldı. Yerli ve milli düşünce.
Olmuyor. İşçi alımını yapalım. Kömür üretelim.
Yalnız TTK'ya işçi alırken.
Sadece üretime katkı verecek başvurular alınsın.
Eğitimden geçsin. Çalışmayacak.
Mazeret üretecek.
Devamlı işten kaçacak ve istirahat alacak işçiler başvurmasın.
Pano ayak işçisi. Tam ki bin maden işçisi lazım.
Hem de önemle. Artık gerçekleşsin.
TTK Genel müdürümüz, yardımcıları ve yönetim kurulu işçi alımı için tüm şartları zorlasın.
GMİS başkan ve yönetim kurulu işçi alınana kadar gerekirse Ankara ‘da çadır kursun, karargah kursun.
Bu konuyu ivedilikle çözsün.
TÜRK İŞ Genel Başkanımız Ergün Atalay, bu konuda inisiyatif ele alacaktır düşüncesindeyim.
Olmayacak başka mazeretler ve yalanlar duymak istemiyoruz.
Yerel seçim ile bu konu ilişkilendirilirse.
O zaman Zonguldak bunu affetmez.
Bizden söylemesi ve uyarması.
Şimdilik nokta.