Büyük bir deprem faciasını gördük:

Yaşadık.

Halen daha yaşamaya devam ediyoruz.

Yaralar sarılmaya devam ediliyor.

Çok büyük can kayıplarımız var.

Vatandaşlarımızı kaybettik.

Kurtulan var.

Yaralı sayımız 110 bin.

Vefat sayımız 40 bini geçti

Deprem sonrası ikinci hafta bitti.

Artık üçüncü haftadayız.

Şubatın ilk haftası.

Pazartesi sabahına depremle uyandık.

Türkiye o günden bugüne uyumuyor.

Depremle yaşıyoruz.

Tam on il .

Ve devamında Elazığ eklendi.

On bir il deprem adına doğal afet bölgesi ilan edildi.

Çok kolay değil.

14 milyon vatandaşımız.

1.7 milyon Suriyeli.

15. 500 milyon toplamda insanımız etkilendi.

Tabi ki çok büyük alan.

Coğrafya  birçok Avrupa ve Dünya ülkelerinden büyük bir bölge

Böyle bir bölgede çok ağır bir depremle mücadele ediyoruz.

Bugün depremin on beşinci günü.

Yaralar sarılıyor.

Okullar açıldı.

Deprem bölgesinde kademeli öğretim başlıyor.

13 Martta ve 27 Martta açılacak illerimiz var.

Tabi ki dün itibariyle

Yetmiş ilde eğitim ve öğretim başladı.

Okullar açıldı.

Bize göre Elazığ ilinde eğitime başlanmalıdır.

Deprem bölgesinde Sayın Bakan Özer, açıkladı.

Tabi ki Elazığ, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye ve Adana illeri bir martta açılabilir düşüncesindeyim.

Gaziantep ve Malatya 13 Mart.

Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay ise 27 Martta sürecek bir eğitim açılış süreci var.

 İnşallah çok çabuk toparlanır.

Mübarek ramazan ayı öncesi tüm okullarımız açılmış olur.

Çünkü deprem bölgesinde okullarımız da çok büyük hasarlar yok.

Bu arada önemli miktarda öğrenciler nakillerini aldı.

Başka illerde eğitim ve öğretime devam edecekler.

Deprem bölgesinde barınma adına.

Konaklama adına.

Çadır kentler kuruldu.

Kurulmaya devam ediyor.

Konteyner çalışması sürüyor.

Yurt dışından yardımlar geliyor.

Bu ay için de 30 bin konutun ihalesinin ön çalışması tamamlanacak.

Mart ayında ihalesi yapılacak.

Tabi ki önce enkaz kaldırma çalışmaları tamamlanacak.

Tam bir Erciyes dağı büyüklüğünde hafriyat kaldırılması gerçekleşecek.

Tüm yıkılan binaların enkazı kaldırılacak.

İki gün önce hasar tespiti adına yıkılacak bina tam 85 bin.

Bağımsız birim 424 bin.

Tabi ki tüm bu binaların enkazı kaldırılacak.

Çok kolay değil.

Bölgede 15 bin üzeri iş makinesi var.

Hepsi çalışacak.

Etraf temizlenecek.

Yaralar sarılacak.

Hayatı normale döndüreceğiz.

Yazı başlığında ise AFAD' LI / AFAD' SIZ söylemini kullandık.

AFAD bu çalışmada sınıfta kaldı.

Ağır kaldı.

Refleks gösteremedi.

Halbuki AFAD’ a çok güveniyorduk.

Hayaller,umutlar  ve güvenler boşa çıktı.

Çadırlar geç kuruldu.

Koordinasyon geç sağlandı.

Gelen yardım tır’ ları birbirine girdi.

Tüm tır  araçları bölgeyi trafik adına da karıştırdı.

Bir çok yardım yerine ulaşamadı.

AFAD kendine bir çeki düzen vermeli.

Kendine gelmeli.

Organizasyon yok denilmemeli.

O zaman halk nezdinde soruluyor.

AFAD var mı*

AFAD yok mu?

Veya AFAD' LI, AFAD' SIZ.

Fark etmiyor.

AFAD hayallerimizi gömdü.

Marka değerimizi iç etti.

Olmadı.

Olamadı.

Maalesef AFAD sınıfta kaldı.

Bunu sadece ben değil.

Bölgedeki herkes söylüyor.

Bölgeye gidenler de açıkça ifade ediyor.

Deprem yaraları sarılırken.

15. günde biraz daha kendimize gelmeye başlamışken.

Artık AFAD ‘da misafir değil.

Ev sahibi konumuna dönsün.

Dönmeli.