İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi, Kahramanmaraş merkezli 10 ilde meydana gelen deprem sonrası inşaat sektörünün günümüzde içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.

Hamzaçebi, “Bu büyük felaket hepimize ders olmalı, herkesim kendine düşen dersleri çıkarmalıdır” dedi.

Ülkemizde büyük bir yıkıma ve can kaybına neden olan deprem felaketi ile birlikte inşaat sektörü ile ilgili birçok soru ve endişeler gündeme gelmiş bulunmaktadır diyen İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi, açıklamasına şöyle devam etti:

DEPREM BİRÇOK BİRİMİ ZAN ALTINDA BIRAKMIŞTIR

Ard arda gelen 7,7 ve 7,6 lık depremlerle eski ve yeni yapıların yıkılması ve birçok can kaybına neden olması başta yapı müteahhitleri olmak üzere yönetimde olanları, Belediyeleri, yapı denetim firmaları gibi konu ile alakalı olan birçok birimi zan altında bırakmıştır. Bu gün yapılar yapmak, şehirler kurmak çok boyutlu bir iştir. Bu işte mühendislik, mimarlık, sanat, estetik, tarih ve daha nice faktörlere hâkim olmak gerekir. Bizler maalesef plan yapma, yapı yapma, yerleşme, kentleşme işlerini hafife almışız. 99 depremi bize ders olmuş yeni yasa ve yönetmelikler çıkarılmış, yapı denetim firmaları kurulmuş, kentsel dönüşüm adı altında yeni yerleşim alanları kazanılmaya çalışılmıştır. Geçtiğimiz yıllarda Samsun-Sinop sahillerini vuran, Kastamonu ve çevre ilçelerinde yaşanan sellerde binaların ne kadar yanlış yerlere konmuş olduğu apaçık görülmüş verilen can kayıpları ile büyük acılar yaşanmıştı. Bu hadise bize güvenli yapılar için atılacak ilk adımın uygun yer seçimi olması gerektiğini de göstermiş olmalıydı. Bizler daha önce yaşadığımız depremlerde yapı kalitesi kadar uygun yer seçiminin de önemini kavramış olmalıydık.

YER BİLİMCİLERİ VE MÜHENDİSLİK PROJESİNİN ETKİLİ ETKİLİ KATKI SAĞLAMADIĞI ORTADA

Bilindiği gibi, Kentsel dönüşüm projeleri, kentlerdeki çarpık yapılaşma ve yarattığı sorunların sağlıklı ve yaşanabilir şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olarak yeniden yapılandırılmasını sağlamak üzere gündeme gelmişti. Geçmiş yıllardan günümüze kadar sağlıksız ve çarpık bir yapılaşmaya mahkum olan bir çok şehrimizde elbette Kentsel Dönüşüm’ ün bir an önce hayata geçirilmesi gerekmekteydi. Bu gün ülkemizde özellikle kentsel ve kırsal yerleşim yerlerinin seçiminde, mühendislik yapılarının, konut, sanayi ve endüstri yerleşim alanlarının planlanmasında yer bilimcilerinin ve mühendislik jeolojisinin etkili katkısı sağlanamadığı apaçık ortadadır. Ciddi ve ileriye dönük bir planlama için toprak ve kaya türlerinin özellikleri, zemin koşulları, yüzeysel ve yeraltı suları, yer kaymaları, deprem etkileri, korunması gereken doğal ortamlar, maden yatakları, enerji temini, atıkların uygun bir şekilde atılması gibi konular ve bu konulardan kaynaklanan sorunlar ve bu sorunların çözümlerinin bilinmesi gerekirdi. Plancılara bunlar gibi yardımcı veriler sağlanmadan yapılan planlamalar bugün ki gibi yaşanan sorunları da beraberinde getireceği bilinen bir gerçekti.

DEPREM BÖLGELERİNDE CİDDİ BİR PLANLAMA YAPILMADIĞI ORTAYA ÇIKTI

Bu gün gelinen nokta da deprem bölgelerinde yıllarca, yukarıda bahsedilen verilerin ışığı altında ciddi bir planlama yapılamadığı apaçık ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu kadar eksikliğimiz varken Alelacele çıkarılan İmar Affı (İmar Barışı) yasası ile ne kadar yanlış bir iş yapıldığı da ortaya çıkmıştır. Diğer illerde olduğu gibi bizim ilimizde de kaçak birçok yapı imar affı kapsamına girmiştir. İmarsız yapılaşan, imar alıp ta imara uygun yapılmayan, mevcut imar hakkını aşan, tapusu olmayan, yapı kullanma belgesi olmayan, kat mülkiyetine geçmeyen yapılar bu yasadan yararlanmışlardır. Her ne kadar ülkemizi yönetenler bu kanuna "İmar Barışı Kanunu" demiş olsalar da yaşadığımız büyük felaketten sonra bu kanunun af veya barış değil yıkım getirdiği gözler önüne serilmiştir.

KANUNSUZ YAPILAŞMALAR YAPANIN YANINA KAR KALMIŞ

Çıkarılan bu yasa ile: Kanunsuz yapılaşmalar yapanın yanına kar kalmış sağlıklı bir çevre, sağlıklı bir yapılaşma göz ardı edilmiştir. Kentlerde ki çarpık yapılaşmanın önüne geçilemediği gibi bu yasa, daha önce çıkarılmış bulunan kentsel dönüşüm yasası ile de çelişmiştir. Sanki Kanun ve yönetmeliklere aykırı iş yapanlara mükafat verilmiş, Tapu kayıtlarında arsa olarak görünen yapılar kayda alınırken bundan kaynaklı para cezaları iptal edilmiş kaçak yapıların, kaçak katların yıkım kararları affedilmiştir. Ruhsata aykırı görünen yapılar Yapı kayıt belgesi ile tapu güvencesi almış, velhasıl neresinden bakarsanız bakın bu yasa, kent estetiğini düşünerek iyi bir şehir planlaması yapmak isteyenlerin önüne engel koymuştur.

ŞEHİR PLANLAMALARINI YENİDEN ELE ALMAMIZ GEREKMEKTEDİR

Elbette gelişmekte olan ülkemizde en önemli konulardan biri herkese konut sağlamaktır. Kentlerde yaşayanların sayısı ileride çok daha fazla artacaktır. Onun için ciddi tedbirler almak, iyi planlama yapmak, her işi ehli olan kişilere vermek gerekir. Haritadan tutun imar planlamaya kadar, jeoloji mühendisliğinden tutun mimarlığa kadar, şehir plancılarından tutun çevre mühendislerine kadar, elektrik ve makine mühendislerinden tutun inşaat mühendislerine kadar top yekun bir çalışmayı gerektiren şehir planlamalarını artık yeniden ele almamız gerekmektedir.

Bu büyük felaket hepimize ders olmalı, herkesim kendine düşen dersleri çıkarmalıdır.

Haber: Seçkin KIRARSLAN

Editör: Murat Barutçu