Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Maden Tetkik Arama (MTA) işçileri, hükümetin kamu çerçeve protokolü kapsamında sunduğu zam teklifinin geriye çekilmesine tepki göstererek grev kararı aldı. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) ile Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında yürütülen 2025-2026 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 5. ayını doldurmasına rağmen sonuçsuz kaldı.

Konuyla ilgili maden işçilerine yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

TTK'da korkunç kaza: Madencinin parmağı koptu
TTK'da korkunç kaza: Madencinin parmağı koptu
İçeriği Görüntüle

"Değerli TTK ve MTA işçisi arkadaşlarımız,
Sendikamız ile Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında yürütülen 1 Ocak 2025 ile 31 Aralık 2026 tarihleri arasını kapsayan, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) çalışanlarını ilgilendiren 31. Dönem, Maden Tetkik Arama Kurumu (MTA) çalışanlarını ilgilendiren 21. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri görüşmeleri, 20 Şubat 2025 tarihinden bu yana sürmektedir.
5 ayı aşan müzakere sürecinde ne yazık ki uzlaşma sağlanamamıştır.
Hükümet tarafının Kamu Koordinasyon Kurulu'na sunduğu son teklifinde; birinci yılın ilk altı ayı için günlük 40 TL seyyanen artış, %7 iş güçlüğü primi, birinci altı ay için %24 oranında, ikinci, üçüncü ve dördüncü aylarda gerçekleşen enflasyon oranında zam önerilmiştir.
Ancak ikinci altı ay için daha önce önerilen ve gerçekleşen enflasyon olan %16,67 oranındaki zam geri çekilmiş; bunun yerine yalnızca %11 oranında zam teklif edilmiştir. Ayrıca Kamu Çerçeve Protokolü de halen imzalanamamıştır. Böylece süreç tamamen tıkanmıştır.
Bu tıkanıklığın temel sebebi, Sayın Hazine ve Maliye Bakanı'nın iradesinin emekçiden yana olmamasıdır. TTK ve MTA işyerlerimizde ilan ettiğimiz grev kararlarının sorumlusu da bu iradedir.
Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ ve Sendikamız, bu gelişmeye güçlü biçimde tepki göstermekte, TÜRK-İŞ Genel Başkanımız Ergün ATALAY başta olmak üzere Genel Başkanımız Hakan YEŞİL ile Genel Merkez Yönetim Kurulumuz süreci yakından takip ederek hükümet nezdinde görüşmelerini sürdürmektedir.
Ancak tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen, işçiyi yoksulluğa mahkûm eden bu tekliflerle uzlaşma sağlanamamış, TÜRK-İŞ Yönetimi ile Sendikamız, yasadan ve mevzuattan doğan haklarını kullanarak GREV KARARI ALMIŞTIR.
Unutulmamalıdır ki; enflasyon oranında yapılan ücret zamları, yoksulluğun devamı anlamına gelmektedir. Kaldı ki açıklanan resmi enflasyon rakamları, yaşadığımız hayat pahalılığı gerçeğinin çok gerisindedir. TÜİK verilerine göre belirlenen zam oranları, bizleri her geçen gün daha da yoksullaştırmıştır.
Kaldı ki işçilere teklif edilen bu oranlar yetersiz ve kabul edilemezdir. Üstelik teklif edilenin dahi gerisine düşülmesi, maden ve MTA işçisinin alın terine, emeğine ve onuruna yapılmış bir haksızlıktır.
Yıllardır bu ülkeye hizmet eden biz emekçiler, açlık sınırında tutulan ücretleri reddediyor, insanca yaşanabilir bir ücret için mücadele ediyoruz, etmeye de tüm gücümüz ve gayretimizle devam edeceğiz.
Yukarıda ifade ettiğimiz sebeplerle sürecin bu noktaya gelmesi üzerine Sendikamız, tüm yasal haklarını kullanarak TTK ve MTA’da grev kararı almıştır. TTK ve MTA’da grev kararlarımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na resmi olarak bildirilmiştir.
TTK ve MTA’da grev uygulama tarihimiz 2 Ağustos 2025’tir.
Temennimiz, bu aşamaya gelinmeden masada adil bir sözleşmenin imzalanmasıdır. Uzlaşma zemini oluştuğunda elbette bizler masada olacağız. Ancak haklarımız gasp edilmeye devam ederse, üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan asla çekinmeyeceğiz.
BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE, DAYANIŞMA VE MÜCADELE KARARLILIĞIYLA BU SÜRECİ DE BAŞARIYLA SONUÇLANDIRACAĞIMIZA İNANCIMIZ TAMDIR. ALIN TERİMİZİN, EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALINCAYA KADAR MÜCADELEMİZ KARARLILIKLA SÜRECEKTİR.
Saygılarımızla…"

Kaynak: BÜLTEN