Cumhuriyet Halk Partisi Kilimli İlçe Başkanı Erol Sarıal, yaptığı açıklamada, “Halkı devlete bağlayan birincil bağ korunma güvencesidir. Halkını iç ve dış tehditler karşısında koruma görevini yerine getirmeyen devletler kısa sürede çöker, dağılır gider. Gelecekten kaygılı geniş topluluklara koruma güvencesi veren yeni otoriteler ise eskinin yerini doldurur ve devlet olur” dedi.

Sarıal açıklamasında, “Rus Çarlığı, Osmanlı Devleti ve İran Şahlığı’nın çöküşü sonrası onların yerinde ortaya çıkan yeni devletler bu gerçeğin en somut örnekleridir. Eğer bir devlet yurttaşının/topluluğunun can güvenliğini sağlamaktan acizse. Herhangi bir yurttaşı saldırıya uğradığında kolluk kuvvetleri ve yargı görev yapmıyor, yapamıyorsa. Böyle bir devlette insan haklarından, temel hak ve özgürlüklerden, demokrasiden söz edilemez” diyerek şunları söyledi:

Mumcu; sıradan bir gazeteci kimliğini aşan bir araştırmacıydı. Cumhuriyetçi ve yurtsever kimliği ile öne çıkan, kamusal çıkarları savunan bir aydın. İçeride ve dışarıda ihale/mafya düzenine karşı savaş açan bir halkçıydı. Ulusal birliği hedef alan etnik terörizmin iç ve dış bağlantılarına inebilen bir dedektif. Ortadoğu üzerine kurgulanan emperyalist planları çok önceden kavrayan bir bilge. İktidarlar karşısında bile susmayan, örtülenmeye çalışılan yolsuzlukları ortaya seren bir savaşçı..

En ince duyguları şiirsel bir anlatımda dile getirebilme yetisine sahip bir şairdi.

Türkiye’nin aydınlık yolda ilerlemesine karşı olanlar. Yurdun ve yurt halkın gönüllü birliğine karşı olanlar. Türkiye’nin ve Ortadoğu devletlerinin içten ayrışmasını isteyenler.

Türkiye karşıtı iç ve dış ittifak çevreleri Uğur Mumcu’yu hedef aldılar. Yalnızca Uğur Mumcu’yu değil.. Kemalist, Sosyalist antiemperyalist aydınları, düşüncesini ve kalemini yıkıcı plaları önünde tehlikeli gördükleri Hırant Dink’i hedef aldılar. Emperyalist hedeflerin araçları durumundaki örgütlere karşı çalışmalar yürüten, sahipsiz bırakılarak ürküye sevk edilen halkı sahiplenen asker polis aydınları da hedef aldılar.

Güneydoğu gençliğini devlet ile buluşturma başarısına ulaşan Emniyet Müdürü Gaffar Okan’ı da aynı gün, 24 ocakta hedef aldılar..

En son Ülkücü genç akademisyen Doç. Dr. Sinan Ateşi hedef alarak ülke düzeyinde başka bir siyasal eksenli yeni bir çatışma ortamına sürüklemeye çalıştılar.

Faili meçhullerin gerçek katilleri /failleri kimler? Yurdakulların/ yurda kurbanların birçoğunun önceden tehdit edildiği bilinmesine karşın devlet/yönetenler koruma görevini yerine getirmedi.

Hadi korunamadılar. Gerçek failleri de yakalanıp, yargılanamadı. Devlete güven kalmadı. Devlet eksik ve yaralı. Bizler de yaralıyız. Vicdanımız kanıyor. Saygıyla ve özlemle anıyoruz” (Haber Merkezi)

Editör: Haber Merkezi