Çataklı açıklamasında, “Tam da bu nedenle, Eğitim-İş Öğretmen Meslek Kanunu’na karşı ilk günden beri en gür itirazın sesi olmuş, tüm engellemelere rağmen Anıtkabir’e gerçekleştirdiği “büyük yürüyüş” ile eğitim emekçilerinin kimsesiz olmadığını göstermiş, 1 Ekim 2022 tarihini eğitim emekçilerinin direniş tarihine en önemli günlerden biri olarak kazımıştır” diyerek şunları söyledi:
“Bilindiği üzere; mesleğimize hakaret niteliğinde olan ÖMK’ya karşı sendikamız, söylemiyle de eylemiyle sessiz kalmayacağını göstermiş, itirazın örgütleyicisi ve eğitim emekçisinin sesi olmuştur.
Eylem ve söylemlerimizde sadece öğretmenleri değil tüm eğitim emekçilerini ve eğitimin tüm paydaşlarının sorunlarını dile getirmemiz, eğitim camiasından büyük takdir toplamıştır.
Eğitime her zaman bütünsellikle bakan sendikamızın, bu yürüyüşte de sadece ÖMK’yı konu almayıp; eğitime bütçe, eğitim emekçilerinin tümüne insanlık onuruna yakışır ücret ve laik, bilimsel, adil, kamusal eğitim taleplerini de vurgulaması, yürüyüşün özgül ağırlığını da kamuoyundaki etkisini de artırmıştır.
Toplumsal muhalefetin korkuyla bastırılmaya çalışıldığı, en kitlesel olması beklenen basın açıklamalarının bile bir avuç insanla yapılabildiği, ses getiren her hak arama eyleminin iktidar ve yandaşları tarafından hedef gösterildiği bu boğucu günlerde, büyük yürüyüşümüzün kitleselliği ve coşkusu sadece eğitim emekçileri için değil, ülkenin geleceği için endişelenen her kesime umut olmuştur.Ve ilan ediyoruz: Kayayı parçalayanın suyun şiddeti değil, sürekliliği olduğunun bilincindeyiz. O yüzden başarıların rehavetine kapılmayıp, o başarıyı daha güçlü mücadelenin yakıtı olarak kullanacağız! Sizlerden aldığımız destekle, bir aile olarak er ya da geç üzerimize bir kabus bulutu gibi çöken bu karanlıkları dağıtacağız!
Çocuklarımızın boş beslenme çantalarıyla ve karanlıkta okullarına gitmelerine, tuvalet musluklarından su içmelerine, kalabalık sınıflarda öğrenme güçlüğü yaşamalarına izin vermeyeceğiz, susmayacağız, kabul etmeyeceğiz!
Mesleği bitirme kanunu olan ÖMK geri çekilip biz eğitim emekçilerinin talepleri doğrultusunda yeniden düzenlenmedikçe; Başöğretmen’imizin bize emanet ettiği yeni nesillere Cumhuriyet’e layık laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim sistemi sunulmadıkça; tüm eğitim emekçileri insani şartlarda çalışıp insanlık onuruna yaraşır ücretler almadıkça mücadelemizde bir an olsun durmayacağız!
Ant olsun ki, direncimizin kırılamayacağını, irademizin bükülemeyeceğini herkes görecek” (Haber Merkezi)






