Deniz Yavuzyılmaz: Emeklinin ağlanacak haline güldüler
Deniz Yavuzyılmaz: Emeklinin ağlanacak haline güldüler
İçeriği Görüntüle

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde kasaplık yapan Ahmet K.’nin ormanlık alanda silahlı saldırıya uğramasıyla başlayan olay, iddialara göre bölgedeki en büyük hayvancılık dolandırıcılığına işaret ediyor. Olayın arkasından çıkan silahlı tehdit, senet dolandırıcılığı, sahte belge düzenlemeleri, kayıp hayvanlar ve örgütlü suç iddiaları, kentte büyük yankı uyandırdı. 150 milyon TL’yi bulan vurgunla ilgili soruşturma genişletilirken, mağdurlar hukuki mücadelelerini sürdürüyor. Eşi, sevgilisi ve çocuklarıyla birlikte bir mafyaya sığındığı iddia edilen Ahmet K.’nin dün Düzce’de mağdur Aydın Ç’ye saldırdığı ve olaylara polis ekiplerinin müdahale ettiği öğrenildi. Olaylara karışan şahısların Düzce Emniyeti’nde sorgularının devam ettiği öğrenilirken, mağdur Aydın Ç.’nin gelini Simge Ç. Şafak Gazetesi’ne önemli açıklamalarda bulundu.
Olaylar zinciri, kasap Ahmet K.’nin Çaycuma'da ormanlık alanda H.A. isimli şahıs tarafından silahla vurulmasıyla başladı. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan Ahmet K., önce Çaycuma Devlet Hastanesi’ne, ardından Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Ancak hastanede Ahmet K.’nin tedavisi sırasında iddiaya göre Aydın Ç. isimli bir hayvan yetiştiricisi, 128 büyükbaş hayvanının bedelini alamadığı gerekçesiyle hastaneye giderek elinde silahla Ahmet K.’yi ölümle tehdit etti. Aydın Ç., polis tarafından gözaltına alındı ve adliyeye sevk edildi. Aydın Ç. Olay sonrasında adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Daha sonra Zonguldak Emniyeti’ne başvuran çok sayıda hayvan üreticisi, benzer şekilde Ahmet K. ve beraberindeki kişiler tarafından dolandırıldıklarını iddia etti. Farklı kişilerle yapılan hayvan alım-satım işlemlerinde yüksek miktarlarda senetlerin verildiği ancak ödemelerin yapılmadığı, bazı senetlerin ise sahte olduğu öne sürüldü.
MAĞDURLARI PUSUYA DÜŞÜRDÜLER!
Son olarak, firari olan ve her yerde aranan Ahmet K.’nin Düzce’de mafyalar tarafından kaçırıldığı ya da sığınmış olabileceği iddia edildi. Ahmet K. tarafından Aydın Ç’ye verilen senetlerin ise sahte çıktığı öğrenildi. Öte yandan Aydın Ç., Ahmet K.’nin yakınlarıyla görüşerek, mağduriyetini anlattı. Ahmet K.’nin yakınları ise dolandırıcı olduğu iddia edilen kasabın yerini Aydın Ç’ye söylediler. Aydın Ç. ise yakınlarıyla birlikte Düzce’ye mağduriyetini anlatmak için giderek görüşme talep etti. Mafya olarak nitelendirilen şahıslarla görüşen Aydın Ç, Kadir Ç., Eray Ç. ve Hüseyin Ç. pusuya düşürülerek, taşlı-sopalı- silahlı saldırıya uğradılar. Daha sonra olaya polis ekipleri müdahale etti. Olay yerine gelen ekiplerin mağdurların yanı sıra içok sayıda kişiyi gözaltına aldığı öğrenildi.
DÜĞÜNDE SEVGİLİSİ DE VARDI
Düzce’de yakınlarının pusuya düşürüldüklerini aktaran Aydın Ç’nin gelini Simge Ç.’nin açıklamaları şu şekilde:
Ahmet Kundakçı’yla zaten büyük bir alışveriş yapıyorlardı. Çadırıyla birlikte geliyorlar, evimizden hayvanlar alınıyordu. Babamın bu süreçle ilgili videoları bile vardı, zaten hepsini savcılığa vermişti. Yüklü miktarda bir hayvan alım satımı vardı. Tam olarak bilmiyorum ama yaklaşık yüz yirmi tane hayvan net olarak söz konusu. Sonrasında, “ödeyeceğiz” denildi. Benim düğünüm oldu, 11 Mayıs'ta. Hatta kendi ortağı Sema adında bir kadın var, şu anda sevgili olduklarını duyduk. O dönem, malları onun üzerine yapıyordu. Olay patlak vermeden önce Sema Hanım düğünümüze geldi. Düğün videolarında da var. Paralar saçılıyor, altınlar takılıyor. Yüklü miktarda paralar döndü. Yani oynarken bin lira gibi meblağlar hiç takılmıyordu. Düğüne para gönderildi.
VURMA OLAYI PLANLIYDI!
Kurban Bayramı’na bir hafta kala Ahmet K. kendini vurdurtuyor. Vurduran kişi de babamın köyünden biriymiş. Zaten bu kişiyle ortaklarmış. Şu an o kişi cezaevinde. Ancak aralarında arkadaşlık vardı. Bu olayın da organize bir şekilde, bilinçli olarak yapıldığını düşünüyoruz. Sırf borçlardan ve ödemelerden kurtulmak, alacaklıları oyalamak için böyle bir plan yapılmış.
SENEDİN ÜZERİNE KAHVE DÖKTÜLER, OYALADILAR
İlk senetlerde babam oyuna getirildi. Eşim de yanındaydı. Son senedi yazacakken, senedin üzerine bilerek kahve döküyorlar. Bu şekilde babamı oyaladılar: “Sana bu parayı vereceğiz, abi halledeceğiz, kardeşiz” diye diye babamı sürekli kandırdılar. Hatta hastaneye randevum var diyerek bizi bile kandırdı. Babam bu şekilde hastaneye gitti, bizim haberimiz yoktu. Polis merkezinden öğrendik babamın bu durumu.
SENETLER SAHTE ÇIKTI!
O gün Ahmet bizi sürekli aradı. Sema Hanım, yani sevgilisi de aradı. Eşim de arandı. “Sizden şikayetçi olmayacağız, lütfen bu olayı büyütmeyelim. Gelin, konuşalım. Parayı ödeyeceğiz,” dediler. Sürekli bu şekilde arayıp bizi oyaladılar. Ancak sonrasında bu iletişim tamamen kesildi. Bu senetleri bankaya gösterdiğimizde banka tarafından bazı şüpheler dile getirildi. Ancak Düzce’den kaçmadan önce, adam her şeyini toplayıp taşımadan önce bizi sürekli arıyordu. “Abi için rahat olsun, senden başka kimse önemli değil, borcunu ben ödeyeceğim. Bütün sorumluluk bende, sıkıntı yapma. Hâlâ kardeşiz,” diyerek babamı hep bu sözlerle oyaladı. Ama daha sonra adama ulaşamadık.
MAFYALAR KORUMA ALTINA ALDI!
Sonrasında öğrendik ki bir Kenan adında bir arkadaşı varmış, malları onun üzerine yapıyor. Ardından sevgilisi üzerine devrediyor her ne varsa. Düzce’deki mağazaların yanına yerleşiyor. Sonra mafyalarla birlikte bir koruma altına alınıyor. Hatta babama ulaşılıyor, “Ahmet Kundakçı’nın üç milyonluk bir icrası var, bu icra süreci bittikten sonra borcunu ödeyeceğiz. Sadece senin senedin geçerli” diyorlar. Babam bu süreçte savcılığa gidiyor. O silahlı baskın sırasında ilk verdiği dilekçenin savcılığa hiç ulaşmadığını öğreniyoruz. Polis merkezinde bekletilmiş. Avukatımız da şaşırdı: “Nasıl olur da savcılığa gitmez?” dedi. Savcılıkta kayıt görünmüyordu. Sonra babam tekrar ifade verdi. Bu süreçte imza atması gerekiyordu, çünkü hakkında adli kontrol kararı verilmişti. Haftada bir imza veriyordu. Kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
BU ADAMIN ARKASINDA KİM VAR?
Sonrasında babam mağdur duruma düştü, çünkü haklı olduğu ortaya çıktı. Ahmet tarafından dolandırıldığı kabul edildi. Ancak bu kez yeniden şikâyetçi olmaya gittiğimizde, hâlâ savcılığa resmi olarak ulaşılmadığı ortaya çıktı. Bu durum insanı gerçekten şaşırtıyor. Avukatımız bile “Bu nasıl olur? Bu adamın arkasında kim var?” diye sordu. Evet, avukatımız var, kendisiyle bu süreci takip ediyoruz. Babam ve birkaç kişi bir kere Düzce’ye, Ahmet’in yanına gittiler. Amacı insani şekilde konuşmaktı. “Bu işin sonu ne olacak?” diye sormak için gittiler. Ahmet de, “Abi sen sıkıntı yapma. İşimizi halledeceğiz. Sadece bekliyoruz, o kişinin kalkmasını bekliyoruz” dedi.
BABAM ÇOK SAYGIN BİRİ
Zaten orada kızın dükkanları falan da varmış. Ancak Ahmet K’nın kız kardeşi, mallarını satmak istememiş. Borçların ödenmesi için malları ellerinde olmasına rağmen, “Beni ilgilendirmez, imza vermeyeceğim” demiş. Babam da onları ikna etmek, konuşmak için tekrar gitmişti. Bizim yerimiz yurdumuz belli, babamın senelerce ne iş yaptığı belli. Babam kendi köyünde tanınan, bilinen biridir. Öyle ev basacak biri değil. Babamlar tekrar konuşmak üzere Düzce’ye gidiyorlar. Ahmet’in kız kardeşleri, “Artık bize hesap sormayın, bu işten biz de yorulduk. Ahmet’i koruyan kişi, sizin ‘zengin adam’ dediğiniz kişi,” diyor. Meğerse o adam kendini farklı biri gibi tanıtıyormuş. Ahmet K. olduğunu söylemiyormuş.
SALDIRMADAN ÖNCE YEMEK SÖYLEDİLER!
Babamlar tekrar yola çıkıyorlar, Ahmet’in akrabalarıyla konuşup ondan bilgi aldıktan sonra Düzce’ye gidiyorlar. Çünkü hala olayın ne olduğunu, neden bize doğru dürüst bir şey söylenmediğini öğrenmek istiyorlar. Ahmet’in akrabaları da diyor ki: “Biz bilmiyoruz, bizi de kandırdı. Zaten o adamla birlikte iş yapıyor.” Babamlar Düzce’ye gidiyor. Ama sonrasında ellerinde taş ve sopalarla babama saldırıyorlar. Babam kendini can havliyle korumaya çalışıyor. Yaklaşık iki saat süren bir olay yaşanıyor. Eğer polis yetişmeseydi çok daha kötü şeyler olabilirdi. Babam ciddi şekilde darp ediliyor. Kısa süre sonra olay büyüyor ve kavga çıkıyor. Polis geliyor, arbede yaşanıyor.
Dün geceden beri babam ve beraberindekiler Düzce’de karakoldaydı. Edindiğimiz bilgiye göre babamın ifadesi alındı. Şu anda ifadeleri alınacak kişiler eşim Kadir Ç, kuzenimiz Eray Ç ve amcamız Hüseyin Ç. Hepsi ailemizden kişiler. Karşı taraf ise kendi ifadelerinde, “Bize pusu kurdular,” demiş. Ama soruyorum: “Bir kişi pusu kuracaksa neden eli boş gider?” Zaten kavga sırasında karşı tarafın elindeki tüm silahlar toplanıp çevik kuvvete teslim ediliyor. Yani silahlı olan taraf onlar. Biz babamla birlikte canımızı zor kurtardık.
“AİLECEK ÇOK YIPRANDIK, UYKULARIMIZ KAÇTI”
Bu olayın peşini bırakmak istemiyoruz. Ailecek çok yıprandık, uykularımız kaçtı. Can güvenliğimizin olmadığını düşünüyoruz. Yerimiz yurdumuz belli, bizi bulmak isteyen biri çok kolay bulur. O kadar zarar gördük ki hem psikolojik hem maddi olarak tükendik. Babam güvendi, o kadar kişiyle iş yaptı. Hayvan sattı, düğünümüze kadar geldiler, bizimle yemek yediler, çay içtiler. Ama sonunda bize büyük bir yanlış yapıldı. Babam sadece kendi borcunun peşine düştü ama onu ve eşimi neredeyse öldürüyorlardı.
Bizim üzerimizden geçen hayvan sayısı 120 civarında. Bu hayvanlar yaklaşık 19 ila 20 milyon TL civarında bir zarara denk geliyor. Diğer dolandırılan kişileri de ekleyince toplamda 150 milyon TL’nin üzerinde bir zarar var. Yani bir sürü insan dolandırıldı. Ortada mağdur olmayan neredeyse kimse kalmadı.

Muhabir: Fadime YILMAZ ELMA