Zonguldak'ın eski siyasetçisi ve Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy 24 Ağustos 2004 tarihinde vefat etti...

Osman Yağmurdereli, Veysel Atasoy'un kız kardeşi Esin hanım ile evlenmişti…

EVLİLİK HİKAYESİ…

Osman ve Esin (Atasoy), Esin’in abisinin düğününde karşılaştı. Esin, Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy’un kız kardeşiydi ve o dönem İş Bankası’nda Müdür olarak çalışıyordu. 1986’da tanıştılar ve evlendiler. Tanışmalarını Esin Hanım verdiği bir röportajda şöyle anlatacaktı yıllar sonra:

“Ağabeyimin düğünüydü. Osman, şarkı söylemeye gelmişti Kamil Sönmez’le beraber. Üzerimde gece mavisi bir elbise vardı. Osman bayılırdı o renge. Hayatımda ilk defa saçımı kısacık kestirmiştim. Osman beni görmüş. Arkadaşım olan Zeynep Özal’ın yanına gitmiş ve demiş ki ‘Zeynep bak parmağında yüzük yok. Git konuş ben bu kızı istiyorum.’ Günler geçti Osman peşimi bırakmadı. Bir gün bankada çalıştığım esnada ikizim Füsun geldi. Füsun bankaya girdi bir telaşla ‘Esin, Osman Yağmurdereli seni istiyor’ dedi. Beni aldı mı bir gülme... O güne kadar hep ağabeyimin yanında, protokolün içinde, ağır olmam gereken ortamlarda bulunmuşum. ‘Aaaa bir şarkıcı benimle evlenmek istiyor. Ay o ne okuyordu, ne şarkıcısıydı deyip küçümsedim.’ Yarım saat güldüm. Bankada müşteriler bana baktı. Sonra ağabeyimden izin istemiş benimle buluşmak için. Buluştuk. Altı ay sonra falan isteme oldu. 1986 senesinde evlendik.”

Daha önce bir evliliği olmuştu Esin’in. Aslında kalbi acı dolu bir kadındı. Kayseri Lisesi’nde okuduğu dönemlerde yine bir düğünde onu görüp beğenen ilk eşiyle evlendi. Oğulları Tolga’yı evliliklerinin dokuzuncu ayında aldı kucağına Esin. Ancak oğulları henüz 2 yaşındayken bir tatil dönüşü geçirdikleri trafik kazasında, olay yerinde kaybetti eşini. Tolga’ya babasının ölümü okul zamanı gelene dek söyleyemediler. Öğrendiğinde de kısmi felç geçirdi Tolga. Zaten kalbi acıyan Esin’in, ciğeri de yanacaktı. Abisiyle Devrek’teki Baston Festivali’den Ankara’ya dönerken geçirdikleri trafik kazasında da babasının ardından oğlunu uğurlarken, Tolga sadece 9 yaşındaydı. Ve o gün, Anneler Günü idi…

Daha sonra şöyle diyordu Esin Hanım:

“Ondan sonra çok isyan ettim, intihar etmeyi düşündüm. Ama inancımız sağlam Allah’a şükür. Dualarımla, ibadetlerimle o düşüncelerden kendimi hep sıyırdım. Evlat farklı bir şey... Hayata bir şekilde dönüyorsunuz; ama o ateş hep yanıyor içinizde, hep eksiksiniz.”

Acılıkta yangın ekipler müdahale etti Acılıkta yangın ekipler müdahale etti

Bu acının üzerine onunla evlenmek isteyen Osman’a, Semra Özal “Semra Hanım da “Esin’i çok severim ama onu üzmeyeceksin, çok büyük acılar geçirdi” uyarısında bulunmuştu…

Evlilikleri güzeldi. Osman, bu dünyadan göç edene dek de sürecekti. Çocukları olmadı. Aslında olsun istiyordu; ama hep düşük ile sonuçlandı. Hatta Esin, bir gün tepesi attığında Osman’a, “Ya Osman, sen beni boşasana. Bak çocuğum da olmuyor” dedi. Gözleri fal taşı gibi açılan Osman, “Karıcım, sen delirdin mi? O nasıl söz, sen benim ilk göz ağrımsın!” diye cevaplamıştı onu. Esin’in oğluna duyduğu özlem hiç dinmedi. Aslında ona iyi gelen belki de bu evlilikti…

(ALINTI: Zonguldak Nostalji)

Editör: Murat Barutçu