Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Karaelmas Gazeteciler Derneği bayramlaşma ziyaretinde üst geçit ile ilgili konuştu. Herkesin yalan konuştuğunu ifade eden başkan Erdem, "Tabii ki üzülüyorum. Ben siyasi bir seçimle geldim. Orada ölümlü bir kazanın olmasını hiç kimse tasvip etmez. AK Partilisi de, CHP’lisi de, İYİ Partilisi de... Hiçbiri etmez. Ama buradaki düzenlemeyi kim yaptı? Yokmuş gibi davranamazsınız. Buradaki düzenlemeyi siz yaptınız, Karayolları yaptı. Öyle mi? Koca koca insanlar, yetkili, makam sahibi insanlar... Evet, burada bir düzenleme yapıldı ama iyi olmadı kardeşim. “Evet, hata yaptık” demek yerine herkes topu birbirine atıyor, değil mi? Kimse çıkıp "Biz yaptık, yanlış oldu" demiyor. Ama tarih bunu yazar, ben söylemesem bile.
Şimdi, köprünün yıkılması... Bu olay, buradan bağımsız bir şey değil. Köprü buradan yıkılmamalıydı. Köprü yıkıldı, yıkılmamalıydı. Peki nasıl yıkıldı? Hâlâ netlik kazanmadı. Şeffaf bir şekilde açıklanmadı, aydınlatılmadı. Öyle değil mi? Peki bu köprünün yıkılmasından sonra ne oldu? İzdüşümü hep aynı. Hep aynı kelimeler kullanılıyor. Peki bunu neyle çözeceksiniz? Düşünen var mı? Yok. Ben belediye başkanı olarak “Yıkıyorum” dedim, yıktım. Kamuoyunda günlerce tartışıldı mı? Hayır. Peki, o köprünün altındaki trafiği, yaya geçişini, araç akışını neyle çözeceksiniz? Konuşuldu mu? Hayır. Neden bu konulara girmiyorsunuz? Ölen öldü. Öbür tarafta Karayolları toplantılar yaparken, belediyenin ulaştırma müdürlüğü ya da fen işleri birimleri başlangıçta köprü yıkılmadan önce yaşanan sıkıntılarla ilgili adımlar atıyor muydu?
Bakın, şimdi bir öneri sunuluyor: “Bize üst geçit yapın, hem araç hem yaya trafiğini çözsün.” Üst geçit, yani köprü lazım değil dendi. Ve köprü yıkıldı. Böyle mi anlayacağız meseleyi? Birimiz CHP, birimiz AK Parti gözlüğüyle bakarsak bu iş çözülmez. “Köprüye gerek yok” dendi, yıkıldı. Ben göreve geldiğim günden itibaren bir şey söyledim: Oradan günde 5-7 bin araç geçiyor. Lütfen bu soruları bana da sorun, siyasi rakiplerime de sorun. Bu trafik sıkışıyor. Başka türlü nasıl açıklanabilir bu durum? Bunu CHP mi yaptı yani?Evet, karşıdan karşıya geçişlerde bir kolaylık sağladığı düşünüldü. Ama şimdi ortalık karıştı. Neden bunları konuşmuyoruz? O bölümde bir kaza oldu, değil mi? Ölümle sonuçlanan bir kaza. Elbette kimse istemez böyle bir şey olsun. Şimdi bana diyorsun ki: "Köprünün yerine bir yaya geçidi yapalım." Tamam, yapalım. “Bir tane de dolmuşların oradan karşıya geçiş için üst geçit yapalım.” Tamam. Demek ki üst geçide ihtiyacımız var, değil mi? Aslında bizim neye ihtiyacımız vardı? Köprüye ihtiyacımız vardı. Peki niye utanmıyorlar bunu söylemeye? Neden demiyorlar? "Evet, biz hata yaptık. Köprünün yıkılmasına ses çıkarmadık." Niye diyemiyorlar? Çünkü utanmıyorlar. Bu bir siyasi erozyon. “Ben yaptım oldu” anlayışı.Belediye başkanı olabilirsin kardeşim, her şey olabilirsin, eyvallah. Ama sana hiç kimseye haber vermeden, kamuoyuyla tartışmadan bu köprüyü yıkma hakkı vermez bu kadar açık. Düzenleme yapıldı. Cumhurbaşkanımızın mitingi vardı meydanda, orası hazırlandı. Peki o düzenlemeyi ben mi yaptım? Hayır. Düzenleme oradaydı zaten. Ama kimse inisiyatif almıyor. Neden sorumluluk almıyorsunuz? Neden kaçıyorsunuz? Türkiye'deki her olumsuzlukta sanki iktidarda CHP varmış gibi davranıyorlar. Oysa iktidarda kendileri. Türkiye’de ne oluyorsa, Roma’da da aynısını yapmaya çalışıyorlar. Benim demek istediğim şu: Hiç kimse sorgudan kaçmasın. Tarih bunları yazdı, yıkıldı.
Şimdi ne oldu? Yukarıya hastane yaptılar. Yolun kenarına trafik akışını unuttular. Bir baktılar ki otopark yok! Bu hiç konuşuluyor mu? Neden korkuluyor? AK Parti, devlet oldu. Herkes ondan korkuyor ama o koca koca insanlar asla doğruyu söylemiyorlar. Evet, yanlış yaptık arkadaşlar. Önce otopark yapılmalıydı. Sonra hastane. Ya da hastane daha uygun bir yere yapılmalıydı. Bu kadar açık. Herkesin gözü önünde oldu. Peki, bir yıldan beri her gün bana baskı yapıyorlar. Sağlı sollu saldırıyorlar, eyvallah. Ama ben her şeyi açıkça söylüyorum. Peki, bu tartışmalar neden yapılmıyor? Neden korkuluyor? Herkes basından da korkuyor. Sadece yandaşlar değil, muhalifler de korkuyor. Evet, mahalle baskısı var. Ama birbirimizi kandırmayalım. Doğruyu söylemek en kolay yoldur" şeklinde konuştu.

