Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Sağlık Kurulu’yla yaptığı toplantının ardından liglerin başlama tarihlerini “şimdilik” olmak kaydıyla netleştirdi. 2 ve 3. Lig ile Bölgesel Amatör Ligin sıcakların en üst seviyeye çıktığı Temmuz ayında oynanacak olması kafalarda yeni soru işaretlerinin oluşmasına neden oldu. Futbolcular Temmuz’un ortasında hem koronavirüs, hem de sıcaklarla mücadele edecek.

Koronavirüs salgını nedeniyle futbol liglerinin başlama tarihlerinde değişikliğe giren Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), 2 ve 3. Lig ile yarı profesyonel lig olarak adlandırılan Bölgesel Amatör Ligin şimdilik 19 Temmuz’da başlayacağı açıkladı. Belirtilen tarih kafalarda yeni bir soru işareti dalgasının oluşmasına neden oldu. Çünkü Temmuz ayı, Türkiye’de sıcakların en yüksek seviyeye ulaştığı ve yoğun geçtiği bir ay. Bunun en yakın örneği 2019 yılı.

Araştırmalara göre; 2019 Temmuz ayı 20. yüzyılın en yüksek sıcaklık ortalaması olan 60.4 dereceyi geçmiş, bununla birlikte aynı ayın 140 yıl önceki sıcaklık rekoru güncellenmişti. Bu rakamlarla birlikte Temmuz 2019, yakın dönemin en sıcak Temmuz’u olarak kayıtlara geçmişti.

1 yıl önce mevsimsel en yüksek sıcaklık rakamlarına ulaşılması, koronavirüs salgını nedeniyle yarıda kalan maçları Temmuz’da oynayacak çok sayıda kulüp ve futbolcuda bu kez “sıcaklık” endişesi oluşturdu. Zaten koronavirüs salgını nedeniyle büyük korku ve endişe yaşayan futbolcuları bu kez sıcaklık tedirginliği sardı. Dün açıklanan tarihin hemen sonrası sadece futbol camiası değil, hakem ve antrenör camiası ile futbolun diğer unsurları da aşırı sıcaklarda futbolun nasıl oynanacağını birbirine sormaya başladı. Aşırı sıcaklarda sentetik futbol zeminlerinde sıcaklık ısısının iki katına çıktığı göz önünde bulundurulursa, büyük çoğunluğu sentetik zeminde maç oynayan Bölgesel Amatör Lig takımlarını bir hayli zorlu ve sıkıntılı süreç bekliyor olacak.

Sıcaklığın futbolcu performansı ve sağlığına etkisi

Aşırı sıcaklarda oynanan futbolun, futbolcuların saha içi verim seviyesine iyi yönde yansıdığı söylenemez. Sıcakların futbolcu performansındaki etkisi eksi seviyesinde. Sahada rakibiyle mücadele eden futbolcu, aynı zamanda performansını etkileyecek sıcaklarla baş edebilmenin zorunluluğunu yaşayacak. Dolayısıyla açık hava oyunu olan futbolun aşırı sıcaklar altında oynanması pek tavsiye edilmediği gibi uygun da görülmüyor.

Futbolcu performansında düşüşe sebebiyet veren sıcak hava, 90 dakika boyunca güneşe ve aşırı sıcağa maruz kalacak futbolcuda sağlık yönünden büyük bir risk ortaya çıkaracak. Saha içinde sarfedilecek eforla birlikte dalgalanmalara neden olacak futbolcu vücut ısısı, ölümcül sonuçlara kadar varabilir. Haliyle vücut ısısının sabit derecede tutulması, futbolcunun sadece performansı için değil aynı zamanda ortaya çıkabilecek ölümcül sonuçların önüne geçebilmek adına da önem taşıyor.

Türkiye liglerinde geçmiş yıllarda aşırı sıcaklar altında oynanan futbol müsabakalarında bir çok üzücü görüntü yaşanmıştı. Temmuz’da yine aşırı sıcaklar altında oynanacak futbol müsabakaları, beraberinde bir çok soruyu gündeme getirdi. Cevabı en çok merak edilen soru, “Hem koronavirüs, hem sıcak endişesi altında futbol nasıl oynanacak?”

ORTAK ARAŞTIRMA PROJESİNDE

SICAKLIĞIN OLUMSUZ ETKİLERİ ANLATILMIŞTI

Öte yandan, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 2 Temmuz 2007 tarihinde “FIFA, UEFA ve TFF Ortak Araştırma Projesi”nde futbolda sıcaklık üzerinde durmuştu.

Proje Başkan ve Yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Binnet’in yanı sıra Çukurova Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve FIFA bünyesindeki çok sayıda profesörün görev aldığı ortak araştırma projesiyle birlikte “Aşırı sıcakların futbolcular üzerindeki etkileri” başlığı altında kulüpler ve futbolcular bilgilendirilmişti.

İşte o Ortak Araştırma Projesi’nden kesitler:

 “Futbolcu maç sırasında bir yandan rakibi ile mücadele ederken, bir yanda da performansını sınırlayabilecek aşırı iklim koşulları ile baş edebilmenin zorunluluğunu yaşamaktadır. Futbolun açık havada yapılan bir spor olması nedeniyle iklim koşullarindan kaynaklı aşırı sıcaklıklar futbolcuları zorlamaya başlamıştır. Atmosfer etkilerine açık bir ortamda yapılan oyun ve antrenmanlarda futbolcuların 90 dakikalık bir süre içerisinde ne denli üst düzeyde efor sarf ettikleri bilinmektedir. Maçlarda yapılan araştırmalarda, sürekli nabız kaydı ile elde edilen değerler, futbolcuların yaklaşık yüzde 80 kapasite ile fiziksel aktivitelerini sürdürdüklerini göstermektedir.

Normal koşullar altında vücudun iç ısısı 35-41 C arasında sabit tutulmak üzere programlanmıştır. Bu aralığın dışında meydana gelen sıcaklık dalgalanmaları ölümcül sonuçlara neden olabilir. Vücut sıcaklığının belirlenen dar aralıkta sabit tutulması sadece futbolcunun performansını düzenlemek adına değil, aynı zamanda ortaya çıkabilecek ölümcül sonuçların önüne geçebilmek için de önem taşır. Vücut sıcaklığı egzersizin başlamasından kısa bir süre sonra artış gösterir. Ortam sıcaklığındaki artmaya bağlı olarak vücut sıcaklığının azaltılmaya zorlanması vücut için bir stres kaynağıdır. Bu zorlanma çevresel faktörlerin yanı sıra, bireyin fizyolojik karakteristikleri (sıcağa uyum gösterip göstermemesi, vücut yapısı) ve yaptığı fiziksel aktiviteye bağlı olarak da değişir. Vücut sıcaklığı ile ilgili denge koşullarının oluştuğu bu duruma kompanze (telafi edilebilen) sıcaklık stresi adı verilir. Öte yandan vücut ısısını ayarlayan mekanizmaların vücut sıcaklığını sabit tutmada yeterli olmadığı durumlarda vücut sıcaklığı dengeye gelmez ve sürekli olarak artış gösterir. Buna da unkompanze (telafi edilemeyen) sıcaklık stresi adı verilir. Yüksek seviyede fiziksel aktivite gerçekleştiren futbolcuların üretmiş oldukları ısının vücuttan uzaklaştırılması vücut dengelerinin korunması açısından önem taşır. Vücut sıcaklığının buharlaşma yolu ile düzenlenebilmesi vücudun terleme yeteneği ile doğrudan ilişkilidir. Ancak terlemenin fazla olması bir yandan iç ısısının azaltılmasını sağlarken, bir yandan da vücudu su kaybı gibi önemli bir problemle baş başa bırakır.

Geçtiğimiz sezonlarda Türkiye Liglerindeki aşırı sıcaklarda yapılan karşılaşmalarda görmeyi istemediğimiz üzücü tabloların gelişmesi aşırı koşullarda oynanan futbolun yarattığı sorunları gündeme getirmiştir.”

ARAŞTIRMA / HABER: Hüseyin EKİNCİ

Editör: Haber Merkezi