Saadet Partisi Zonguldak İl Başkanı Burak Erol yaptığı açıklamada, “Bugün burada sadece bir toplantı için değil. Aynı imanı, aynı ideali, aynı inancı paylaşan dava kardeşleri olarak buluştuk. Çünkü bizler sıradan bir siyasi hareketin değil, “Yeniden Büyük Türkiye”nin, “Yaşanabilir Bir Türkiye”nin, “Yeni Bir Dünya”nın davasını omuzlayan neferleriz” diyerek şunları söyledi:
TÜRKİYE EKONOMİSİ: GERÇEKLER VE ZORLUKLAR
Bugün Türkiye’miz, ağır bir ekonomik buhranla karşı karşıya. Enflasyon aldı başını gitti.
Faiz rekor kırıyor. Borç çığ gibi büyüyor. Millet markete girmeye korkuyor, bir torba mutfak alışverişi bin lirayı buluyor. Emekli maaşı kiraya yetmiyor. Gençlerimiz umutsuz, işsiz. Esnaf siftah yapamıyor, üretici ürettiğine pişman.
AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRINDA SON DURUM
Türk-İş temmuz ayı verilerine göre, açlık sınırı 26 bin 413 TL, yoksulluk sınırı ise 86 bin 36 TL’ye yükseldi. Bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" de aylık 33 bin 982 TL’ye yükseldi. Yıllık mutfak enflasyonu ise yüzde 37,32 oldu. Düşük gelir nedeniyle kredi kartına yönelen vatandaş, borcunu ödeyemiyor. 1 yılda takibe alınan kredi kartı borçları yüzde 194 artarak, 97 milyar lirayı aştı. Temmuz 2025 itibarıyla takipteki bireysel borç tutarı 188 milyar lirayı aştı. 2025 yılı Ocak-Mayıs döneminde, kredi borcundan dolayı takibe alınan kişi sayısı 1 milyon 39 bine yükseldi. Dolar yılbaşından bu yana her ay yaklaşık 1 TL arttı ve bu ay 40.5 TL’yi buldu. Dolar 1 lira artınca borcumuz 178 milyar lira artıyor. Bu düzen yanlış bir düzen! Çünkü bu düzen; üretimi değil borcu, emeği değil faizi, milli olanı değil ithali besliyor.
SAHTE DİPLOMALAR – AHLAKİ ÇÖKÜŞÜN RESMİDİR
Bugün ülkemizde sadece ekonomi değil, ahlaki değerler de çökertiliyor. Günlerdir kamuoyunu meşgul eden sahte diploma skandalları, yalnızca bireysel sahtekârlıkların değil, sistemin iflas etmişliğinin de açık göstergesidir. Çünkü bu ülkede birileri sınava girip gecesini gündüzüne katarak eğitim almaya çalışırken, başkaları torpille, sahte belgeyle, yalanla mevki ve makam elde ediyor. Bu milletin vicdanı kanıyor, adalet duygusu örseleniyor.
Diploma sadece bir kağıt değil, bir emeğin, bir ahlakın, bir hakkın belgesidir. Ve bu ülkede adalet yeniden tesis edilmeden, hiçbir kurum düze çıkmaz. Milli Görüş olarak, her alanda olduğu gibi eğitimde de hakkaniyetin, liyakatin ve dürüstlüğün esas olduğu bir düzen kuracağız.
ZONGULDAK’IN GÖZÜYLE BU TABLO
Zonguldak, bu milletin alnının teridir, emeğin şehridir. Ama maden işçimiz, yerin yedi kat altındaki emeğinin karşılığını hâlâ alamıyor. Gençlerimiz doğup büyüdüğü bu şehirden iş bulamadığı için göç ediyor. Hastane yapıldı ama hastaya hizmet ulaştırılamıyor. Doktor eksik, randevu yok, cihazlar çalışmıyor. Biz biliyoruz ki hastane sadece beton değil; Adaletli, ulaşılabilir, insana dokunan bir sağlık sistemidir. Ulaşım deseniz, aynı. Halk otobüsleri krizi aylarca sürdü, halen kalıcı bir çözüm bulunmuş değil. Vatandaş işe geç kalıyor, öğrenciler okula güç bela gidiyor. Bir şehirde ulaşım aksarsa, hayat aksar!
ZONGULDAK BELEDİYESİNE ELEŞTİRİ, MİLLİ GÖRÜŞ’E DAVET
Zonguldak Belediyesi ise şehrin yıllardır çözülmeyen kronik sorunlarına karşı derin bir suskunluk içinde. Trafik, otopark, altyapı, şehir estetiği. Sorunlar ortada ama çözümler yok. Sadece günü kurtaran işler yapılıyor. Oysa biz biliyoruz: Şehir yönetmek vizyon ister, plan ister, hizmet aşkı ister.
Milli Görüş belediyeciliği; halkın her kuruşuna sahip çıkan, kaynağı israfa değil hizmete kullanan, günü değil geleceği kurtaran bir anlayıştır. Biz olsaydık, Zonguldak “sorunları konuşulan şehir” değil, “çözümleriyle örnek olan bir şehir” olurdu.
ŞEHİR HASTANESİ ÜZERİNDEN ALGIYLA DEĞİL, HİZMETLE KONUŞALIM
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Zonguldak milletvekilleri, Şehir Hastanesi’ni siyasi bir vitrin olarak sunmaya çalışıyor. Açılış törenleri, basın açıklamaları, kürsülerden verilen büyük sözler. Ama milletimiz artık laf değil, icraat görmek istiyor.
Evet, hastane binası yapıldı. Peki içinde ne var? Doktor var mı? Uzman var mı? Randevu alınabiliyor mu? Ekipmanlar yeterli mi? Yani soruyorum: Vatandaş şifa mı buluyor, yoksa sadece beton mu görüyor?
İşin gerçeği şudur: Zonguldak’ta Şehir Hastanesi’nin varlığı değil, işleyişi sorundur. Sağlık sistemi yalnızca duvarlarla değil, insan kaynağıyla, planlamayla ve liyakatle yürür.
AK Parti milletvekilleri bu soruları geçiştirmek yerine, halktan gelen şikayetleri dikkate almalı, çözüm için adım atmalıdır. Biz olsaydık, hastaneyi sadece açmakla övünmek yerine, vatandaşı tedavi eden, insana dokunan, hizmet odaklı bir sistemi hayata geçirirdik.
MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN EKONOMİK ÇÖZÜMÜ – ADİL DÜZEN
Milli Görüş iktidarında biz: Faize giden milyarları üretime aktaracağız. Çiftçiyi, esnafı, sanayiciyi destekleyeceğiz. Yerli üretimi, kendi kendine yeten ekonomiyi yeniden kuracağız. Geliri adil şekilde paylaşacağız. İsrafa son verip, milletin hakkını millete teslim edeceğiz.
Tarih şahittir: 1996 yılında, Erbakan Hoca’mızla işçiye, memura, emekliye rekor zamları biz verdik.
Faizi düşüren, denk bütçeyi yapan, sanayiyi ayağa kaldıran biz olduk. Biz istersek yine yaparız, Allah’ın izniyle yine başarırız!
MAZLUMLARA SAHİP ÇIKMAK: GAZZE VE ÜMMET BİLİNCİ
Ve şunu da unutmayalım: Ekonomik bağımsızlık, aynı zamanda mazluma el uzatabilmenin gücüdür.
Bugün Gazze’de, Filistin’de çocuklar aç, kadınlar yaralı, insanlar kuşatma altında. Saadet Partisi olarak biz ne yaptık? “Bize ne” demedik, Yardım gemilerimizi Gazze’ye göndereceğiz inşaallah!
Çünkü biz inanıyoruz ki; Gazze’ye uzanan el, insanlığa uzanan eldir. Nerede bir mazlum varsa, orada Milli Görüş’ün yüreği atar!
Bugün görevimiz, sadece eleştirmek değil, çözüm üretmek, anlatmak, anlatmak, anlatmaktır.
Gelin birlik olalım. Gelin daha çok çalışalım. Kapı kapı gezelim. Çünkü biz biliyoruz ki:
Zafer, inananlarındır. Ve zafer yakındır! Allah yar ve yardımcımız olsun”
